Hocanın biri talebesine dua öğretiyor.

Yağını, şekerini, ununu hazırlıyorsun. Karıştırıp okuyorsun.

Bir anda helva olup çıkıyor.

Fakat talebe bir türlü beceremiyor. Nihayetinde hocasına soruyor.

"Hocam, okuyorum okuyorum ama bir türlü helva olmuyor" der.

Bununuz üzerine hocası;

"Dua aynı dua da ağzı aynı ağız değil.."  

..

Lakin gel gör ki,

Duaları farklı olduğu halde aynı ağzı kullananlar var.

İktidar ve Muhalefet !

İktidar kendi fikirlerine karşı duranları hemen “Fetöcü” damgasıyla vuruyor.

Muhalefet de iktidar içinde yanlış yapanları "Fetönün elemanı" olarak nitelendiriyor.

İşin en açık örneğini son günlerde CHP sözcüsü Özgür Özel’in İçişleri Bakanlığı bir danışmanın Bakanlıktan milyon dolarla ihale alan ve “Ebabil kuşları“ adıyla bir trol ordusu kuran kişinin ”Fetönün Elemanı“ olarak gösterdiğine şahit oluyoruz.

İktidar ve muhalefet aynı ağzı kullanıyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir.

Bir yerde iki doğru olmaz.

İki yanlıştan da bir doğru çıkmaz.

Doğru her zaman tektir.

Bir Allah’ın kulu muhalefet lideri ya da muhalefet yetkilisi çıkıp da bu işin bir Feto olayı olmadığını açık seçik beyan etmiyor.

Eğer Fetö olayı doğru ise, o zaman orada birleşin.

Yok eğer Fetö diye bir şey yoksa, onu da doğru dürüst telaffuz edin.

Fetöcü olmanın ölçüsü nedir?

İktidarın fikirlerine ve uygulamalarına karşı çıkmak fetöcülük müdür?

Devlette çalışıp devletten ihale almak mıdır.

Bir bakan ya da bir bakanlığın uygulamalarını yanlış bulmak mıdır.

Fetö ile yan yana resim çektirmek fetöcülük müdür.

Fetönün hizmetini mi görmek fetöcülüktür.

Onlara arsa tahsis edenler neden fetöcülük kapsamı içine alınmadılar.

Arka arkaya birçok soru sorabilirsiniz.

..

Bu ülkenin vatandaşı hacca gidecekken,

Diyanetin, "hac paralarını Bank Asya'ya yatırın" sözüyle bu bankaya yatırıp da “Fetö” damgası yiyen milyonlarca masum insan var.

Eğer bu bankaya para yatırmak suç teşkil ediyorsa,

O zaman bu bankaya paranın yatırılmasını isteyen Diyanet işleri Başkanı'nın da aynı suçtan suçlanması gerekmez mi ?

Eğer suçlanmıyorsa o zaman bu işlemde bir hata var.

Eğer bu bankada bir işlem yapmak bir suç odağı olmayı gerektiriyorsa,

O zaman bu bankanın açılışını yapanların da aynı suçtan mahkumiyet giymesi gerekmez mi?

Eğer bankanın açılışını yapanlar bir ceza kapsamına alınmamışsa, o zaman bu işte bir haksızlık var. Doğru olmayan bir işlem var.

Ya bu işte İktidar “Bir yanlış yaptığını kabul ederek, bu insanların haklarını ve itibarlarını iade edecek” bir uygulamanın içine girmesi gerekir.

Ya da muhalefet “Fetö olayının olmadığını“ deklare ederek, bu masum insanların haklarının ve itibarlarının iade edilmesi yönünde bir üslup kullanacaktır.

İktidarın kullandığı ağzı kullanmayacaktır.

Eskilerin dediği gibi “Filler tepişir, arada karıncalar ezilir“ misali,

Muhalefet ve İktidarın kapışmasından binlerce masum insan mağdur edilmiştir.

Seçime girilmeden önce bu insanların hakları iade edilmelidir.

Bu açık ve seçim bir kul hakkının yenilmesidir.

Peygamber Efendimiz bu hususta;

“Müslüman kardeşinin malına veya şeref ve namusuna yönelik günah işleyen kimse altın ve gümüşün bulunmadığı gün gelmeden önce ondan helâllik dilesin. O gün, dünyada kötülük yapan kimsenin sevapları varsa haksızlığı kadar alınıp mağdura verilir, yoksa onun günahından alınıp berikine yüklenir” (Müsned, II, 435, 506; Buhârî, Rikāk, 48, Mezâlim, 10 ) buyurmuştur.

Bu nedenle hiç kimse bu olumsuzluğu düzeltmeden giriştiği bir seçimin sonucunda kendi lehine hayırlı bir sonuç beklemesin.

Eskilerin hayat imbiklerinden süzdüğü ;

Maznunun ahı, tahttan indirir şahı" sözü boşuna söylenmiş bir söz değildir.

Bizden hatırlatması..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.