150

“Tek Devlet Tek Millet“ yolunun parlayan yıldızlarında Kazakistan ve Kazak Diasporası!

Kazakistan Türkistan’ın en önemli merkezi parçası ve Kazaklar da Türk milletinin en önemli unsurlarındandır.

Türkistan’ın batısı Komünist Rus baskısından doğusu ise Komünist Çin baskı ve zulmünü halen yaşamaktadır.
1945 yılında SSCB Başkanı Stalin, ABD Başkanı Roosevelt ve İngiltere Başbakanı Churchill’in katıldığı Yalta konferansında alınan kararlardan birisi de Türkistan’ın paylaşılması, Doğu Türkistan’ın Komünist Çin’e verilmesi, Türkistan’ın batısının ise SSCB’ye bırakılmasıdır. Bu karar ile Türkistan bölgesi başka bir boyut kazanmıştır. SSCB’nin dağılması ile bugünkü durum zuhur etmiştir.

24 Temmuz 2025 günü Kazakistan’ın yetiştirdiği değerli Fizikçi bilim insanı Prof. Dr. Dossan Baimolda’nın kaleme aldığı “Avrupa’da Yaşayan Kazak Diasporası Tarih ve Mevcut Durum“ adlı kitabını imzalamış ben de kendilerine; “Doğu Türkistan‘ın Duyulmayan Sesi SOYKIRIMIN TANIKLARI Komünist Çin’in Bilinmeyen Yönleri” kitabımı imzalayarak takdim ettim. İstanbul’da bulunan “Kazak Türkleri Eğitim ve Araştırmaları Derneği” tarafından kitabın tanıtım toplantısı yapıldı. Tanıtım davetlerine icabet ederek katıldım. Kazak dernek yöneticiler Erol Yolcu Bey ve diğer konuşmacılar başta kitabın yazarı Prof Dr Dossan Hocanın ve aslen Kazakistan’dan Türkiye’ye gelen Prof Dr Abdulvahap Kara Hocanın yaptığı konuşmalardan oldukça bilgilenme fırsatımız oldu.
Konuşmacılar; Başta Türkiye ve Avrupa’ya Doğu Türkistan’da yaşayan Kazak Türkleri de Komünist Çin zulmünden kaçarak geldiklerini ifade etmişlerdir. Türkistan Müslüman Türk halkının gerek Rusya ve gerekse Çin zulmüne muhatap oldukları anlaşılmıştır.

Kazak Diasporası kitabı gerçekten ana yurtlarından ayrı yaşamak durumunda kalan Kazak Türklerinin hangi devlete ne zaman geldikleri ve ne işle meşgul oldukları ayrıca da başlarından geçen inanılmaz hikayelerinin de konu edildiği kitap Avrupa’da yaşayan Kazakların asimile olmalarının önüne geçmesi unutulmamaları birbirlerinden haberdar olmaları bakımından son derece önemli bir çalışma olarak kitaplaştırılmıştır. Gerçekten büyük ve sabırlı bir emeğin mahsülüdür.

Bu çalışmayı dilerim Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz ve diğer kardeş Türk devletlerinin mensupları da yaparlar çünkü hemen hepsi yurtlarından bir şekilde uzaklaştırılmış muhacir olarak yaşayanlarla doludur!

Burada kitap içinde adı geçenlerden tamamından söz etmek elbette mümkün değildir. Ancak diasporadaki zor şartlar altında yaşamak zorunda bırakıldıkları halde hatta Kazakistan’ın bağımsızlık mücadelesinde önemli hizmetleri bulunan başta;
-Mustafa Çokay, (1890/1941) Alaş Orda hükümet üyesi, Türkistan özerkliğinin lideri. Fransa’da muhacir olarak yaşamıştır.
Mustafa Çokay gibi muhacir olarak ülkesi dışında yaşamış ve oralarda hayatını kaybetmiş Kazak aktivist ve önderler ile ilgili de bilgiler verilmiştir. 

Kitapta Kazak özgürlük mücadelesi yapan şahsiyetler Türkistan Bağımsızlığı için çalışmış şahsiyetlerin sadece bir bölümüdür. Ayrıca nice isimsiz kahramanların olduğu da tarihi gerçektir.

Ahirete göçenlere rahmet diliyoruz. Kendilerine Türk milletinin bağımsızlık/ kurtuluş mücadelesinde gösterdikleri çabaları şükranla anarız.

Bu güne gelindiğinde elbette başta Türkiye’de ve Avrupa’da yaşayan Kazak Türklerinin önemli şahsiyetleri mevcuttur.  
Önemli hizmetlerde bulunmaya devam etmektedirler. Ancak ne var ki diasporada yaşayan Kazak, Kırgız, Özbek, Tacik, Türkmen, Doğu Türkistanlılar da olmak üzere kendilerini iki önemli tehlike beklemektedir.

Birincisi; ASİMİLASYON tehlikesidir.
Diğer önemli tehlike de şudur; Türk devletlerine Allah büyük nimetler vermiş enerji/petrol doğalgaz ve yeraltı zenginlikleri dünyanın en zengin doğal kaynaklara sahiptirler. Bu zenginlikleri emperyalist ülkelerinin iştahını kabartmakta Türkistan’ı yutmak için fırsat kollamaktadırlar. Her iki tehlikede kadim Müslüman Türk milletini hem benliğinden, kimliğinden hem de kadim vatanlarından etmeye yöneliktir.

Birinci tehlike olan asimilasyon için başlıca yapılması gerekenler;
-Asimilasyon milletlerin, Din, Dil, Tarih, Gelenek ve Kültürlerinden uzaklaşması, içinde yaşadıkları toplumlara entegre olmaları en önemlisi de yabancılarla içinde yaşadıkları devletlerin milletleri ile EVLİLİK yapmaları bir iki nesil sonra diasporada yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimizin nesillerinin yok olmaları ile sonuçlanacaktır.

-Türkistan’ın zenginliklerinde gözü olanlara karşı alınacak önlemlere gelince;
1-“İstersen sulhu salah hazır ol cenge” ata sözümüzün gereğini yerine getirip, düşmanın silahı ile silahlanıp buna göre hazırlık yapmaktır. Düşman güçten anlar!
2-Öncelikler Türk ve Müslüman devletleri ve akabinde Müslüman halkların birliğinin sağlanması gerekmektedir.

-Dilde birlik

-Kültür ve sosyal birliktelikler topluluklar arasında kardeşlik, inanç ve kültür bağının geliştirilmesi için hiç zaman kaybedilmemelidir.

-Unutulmamalıdır ki Müslüman Türk devletlerin kurtuluşu, hayatta kalmaları için aralarındaki birlik ve baraberliği sağlamaları son derece önemlidir! 

Hedef: “Tek Millet Tek Devlet” olmalıdır!
-Savunma işbirlikleri yapılması.
-Savunma sanayiinin güçlendirilmesi.
-Ekonomik ve sosyal birliktelikleri oluşturulması, zenginlikler aralarında paylaşılmalı hep birlikte güçlü olmanın yolları bulunmalıdır.
Türkistan’ın dünya durdukça var olması birlik ve beraberliğinde saklıdır!

Türkistan ve tabi Kazakistan vatandaşları milli şuurla hareket etmelidirler!

Diasporada yaşayan Müslüman Türkler öncelikle ülkelerine dönmeyi hedef haline getirmeli, mensubu oldukları devletler diasporadaki vatandaşlarını ülkelerine dönmeleri konusunda teşvik etmelidir. Müslüman Türk yurtları coğrafi olarak çok büyük olmalarına karşın nüfus olarak oldukça azdırlar.

Türkiye Türklerin de Yurdudur!

Tekrar önemine binaen ifade edeceğim. Diasporada asimilasyona karşı,
Din, Dil, Tarih (Tarih şuuru) Kültürlerini yaşama çabalarını artırmalıdırlar. 
Batılı ülkelerdeki konfor kendilerini esir almamalıdır. Ülkelerinin dışında yaşam zorunluluğu olanların da birinci tercihleri Türkiye olmalıdır. 
Türkiye’ye gelince Türk devlet ve Türk milleti de Türkistan Müslüman Türk halkının da devleti yurdu olduğu şuurunda olmalıdırlar. Türkistan kardeş devletlerde Türk devleti ve Türk milletini kendi milleti bilmeli “Tek Millet Tek Devlet” şuuru ile hareket etmelidir.
Aksi halde Allah korusun aziz Müslüman Türkler kurda kuşa yem olmaktan kendilerini kurtaramaz! Bir yanda komünist emperyalist Çin öte yandan başta ABD ve müttefikleri gözlerini Müslüman Türk yurdu Türkistan’a dikmişlerdir.
Çin’in ülkelere nüfuz hileleri asla unutulmamalıdır! 
Çin Afrika ülkelerinin çoğunun milli hasılasına hükmetmektedir!  Türkistan gençleri Çinlilerle  evlenmeleri ilerde onarılmaz sorunlara gebedir. Evlilikler önlenmelidir.

Türk Devletleri tanıtım ve kültür alışverişinde bulunmalı.

Türk devletleri; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkistan ve diğerleri Türkiye ve diğerleri ile tanıtım ve yakınlaşmanın sağlanması için gazeteci ve basın mensupları ile daha yakın ilişki içine girmeli ülkeler basın mensubu ve yazarları davet etmeli ülkelerin tanıtımı ve kültür alışverişinde katkı sağlamaları temin edilmelidir. 

Üniversiteler arası geçişler kolaylaştırılarak eğitim koordinasyonu sağlanmalıdır.

Türk Devletler Teşkilatı çalışmalarına hız vermeli, “Dilde Birlik“ öncelikle sağlanmalı. Kültür alışverişi hız kazanmalı aynı zamanda savunma işbirliği ile birlikte ekonomik işbirlikleri ihmal edilmemelidir. Türkistan el ele verirse aşamayacağı engel yoktur!

Gelecek Müslüman Türk milletinin ve Türk devletlerinindir.
“Tek Millet Tek Devlet“
Kızılelmamız olmalıdır!

Yaşasın Kazakistan Türkiye Dostluğu!
Yaşasın Türkistan Birliği ve Dostluğu!

Türkistan’ın parlayan yıldızlarından Kazakistan ve Türkistanlı kardeşlerimize selam olsun!

Vesselam..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
150