Tam kırk yıl önce 6 Eylül 1980’de MSP tarafından Konya’da gerçekleştirilen Tarihi Kudüs Mitingini anlatacağım.

Mamak Zindanlarında Bir Akıncı Tarihe Notlar kitabımda teferruatlı olarak anlattım.

Ankara’da bulunan Akıncılar Genel Merkezinin sıkıyönetim komutanlığınca kapatılmasının arkasından Akıncılar Derneği Konya’da Akıncı Gençler Derneği AGD olarak benimde içinde bulunduğum heyet tarafından kuruldu.

Merhum Erbakan 12 Eylül Askeri Müdahalesinin takriben bir ay öncesinde beni MSP Genel Merkezine çağırdı, yanına gittiğimde Kudüste yapılan İsrail zulmünü anlattıktan sonra, 6 Eylül’de Konya’da Kudüs mitingi yapmamız lazım, şimdi Konya’ya gideceksin MSP Konya İl Başkanı Ali Güneri ve Konya Belediye Başkanı Mehmet Keçeciler ile konuşacaksın ve derhal miting hazırlıkları yapacaksınız talimatını verdi.

Konya’ya gittim Ali Güneri’ye Erbakan’ın talimatını söyledim ve birlikte Mehmet Keçeciler ile görüşmek üzere belediyeye gittik.

Necmettin Erbakan‘ın miting talimatını Keçecilere’de tekrarladım. Mehmet Keçeciler, “Kardeşim ne mitingi ben ordu komutanı ile görüştüm asker müdahalede bulunacakmış” dedikten sonra birkaç kelam daha etti.

Bunun üzerine ben Keçeciler’e hitaben; “Erbakan bana git Ali Güneri ve Mehmet Keçeciler’le miting konusunu istişare et demedi 6 Eylül’de Konya’da miting yapılacak, hazırlık yapın dedi” dedim ama çok sert söylediğim için ortamın gerilmesi üzerine Ali Güneri Bey Keçeciler’e o halde başkan akşam eve gel evde konuşuruz dedi ve oradan ayrıldık.

Keçeciler o gün hemen Necmettin Erbakan‘la konuşmak üzere Ankara’ya gitmiş ve Erbakan’a ordu komutanı ile arasında geçen konuşmayı aktararak miting yapmayalım diye itirazını sürdürmüş.

Erbakan ise, asker müdahalede bulunur veya bulunmaz biz mitingi yapacağız diyerek kararını belirtmiş.

6 Eylül’de yapılacak miting hazırlıklarına vakit kaybetmeden başladık ve Konya‘da o tarihte eşine rastlanmaz bir miting gerçekleştirdik.

Ne var ki mitingin yapıldığı alanın tam ortasına kimler tarafından yapıldığını bilmediğimiz toprak dökülmüş küçük bir alan yükseltilmişti.

Miting başlangıcında İstiklal Marşı okunmaya başlanınca toprak yığını üzerinde bulunan beş on kişilik bir gurup provakatif bir şekilde oturdu ve tarihi miting “istiklal marşı sırasında oturuldu” şeklinde haberlerle gölgelenmek istendi, mitingin içeriği ve muhteşemliğinden ziyade “İstiklal Marşında oturuldu!” haberi ön plana çıkarıldı.

12 Eylül Eylül Askeri Müdahalesinin ardından Akıncılar davasında Konya’da MSP tarafından yapılan bu mitingden dolayı da sorgulanıp yargılandım.

İşin garbine bakınız ki aynı anda ise ihtilalin baş aktörü Kenan Evren İslam Konferansında Türkiye’de Konya’da yapılan Kudüs Mitingi ile övünmüştü.

Mescidi Aksa’nın içinde bulunduğu Kudüs davası diyebiliriz ki merhumlar cennet mekan Sultan Abdülhamit’ten sonra Erbakan mücadelesini veren ve bedel ödeyen devlet adamlarıdır.

O tarihte Saadet Partisi il başkanlar ve il müfettişler toplantısında miting teklifini bizzat yapmıştım.

Teklifim kabul edildi ve Erbakan’ın talimatı ile 4 Ocak 2009’da İstanbul Çağlayan’da da Kudüs mitingi yapıldı ve milyonluk miting olarak hafızalara kazınan mitingde de Doğu Türkistan Mitingi de olmak üzere pek çok mitingde olduğu gibi tertip heyetinde bulunmak bana nasip oldu.

Çağlayan’da yapılan Kudüs mitingi ile ilgili olarak tertip heyeti içinde ismimi gören o sırada SP Genel Başkanı olan Numan Kurtulmuş bana “Halis Bey sen niye tertip heyetine girdin” dedi. O sıralar ben de SP Genel İdare Kurulu Üyesi ve İstanbul İl Müfettişi idim.

Numan Bey’e, “İsrail zulmüne karşı yapılan mitingin tertip heyetinde bulunanların ismi İsrail Yahudilerinin elindeki listede de bulunacaktır. İsrail’in düşmanları listesinde bulunmak ahiret azığım olacak.” cevabı vermiştim.

Türkiye’de Kudüs mitingleri başta olmak üzere yapılan mitingler dünyada dikkatle takip edilmekte ve dikkate alınmaktadır.

Onun için bir bakıma sivil inisiyatif ve itiraz şekli olan mitingleri önemsemek ve dünyada karşılaşılan zulüm karşısında mutlaka Türkiye’den ses vermek, miting yapmak gerekiyor.

Şu sıralarda Arakan Müslümanlarına yapılan zulümler ve Doğu Türkistan Müslümanlarına Çin tarafından yapılan zulümler ayyuka çıkmıştır.

Erbakan hayatta olsaydı eminim en azından miting ile zulme karşı ses verir ve hem halkın dikkatini çeker hem de dünyanın dikkatini çekerdi.

Zulme sessiz kalmaz; “elinle, elinle yapamıyorsan dilinle onunla da yapamıyorsan gönlünle yapacaksın bu ise imanın en zayıfıdır.” İlkesinin gereğini yapardı.

Ahirete göçen emektarlara Allah rahmet eylesin, yaşayanlardan razı olsun inşallah.

Ne mutlu haksızlık karşısında susmayanlara.

Ne mutlu zulme rıza göstermeyenlere.

Vesselam.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.