Yıl 2021, Her yılın 19 Mayıs günü, gençlere 1919'u anlatmak gerekir. Çünkü, bu bayramın gençlere armağan edilmesi anlamlı olduğu kadar sahiplenme ruhunun verilmesi de çok önemlidir. Atatürk, Gençliğe Hitabesinde, gençlere verdiği görevin ve sorumluluğun sırrını ifade etmektedir. Bizler de gençlere o yılların tarihi sırrını anlatarak destek vermiş, katkıda bulunmuş olalım. Milletin bekası için milli heyecanı canlı tutmak gerekir.

Millet olarak, milli bayramımız olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızın 102. yılını kutluyoruz. Asırlık çınarımızın gölgesinde yaşıyoruz.

Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da yaktığı kurtuluş meşalesi, gençlerin elinde, sarsılmaz iradeleriyle günümüzü aydınlatmaktadır.

19 Mayıs 1919, kurtuluşumuzdan haberdar olduğumuz, yeni bir devlet kurmanın ilk adımını attığımız tarihtir.

Sevgili gençler, Atatürk’ün sizlere armağan ettiği bu bayramın anlamını ve Atatürk’ü anlamak gerektiği bilmelisiniz.

Tarihi şahsiyetlere, milli ve manevi değerlere nankör olmamak, haksızlık yapmamak gerekir.

Türk milleti olarak muhteşem tarihimiz, olaganüstü olaylarla yazdığımız destanlarla doludur.

Bu destanlarımızın kahramanları olan Türk büyükleri, bizlerin, bayramlar yapmamıza vesile olmuşlardır.

Bu günler, milli duygularımızı coşkuyla yaşadığımız; tarihi ve kültür değerlerimizi yeni nesillere aktardığımız, manevi ruhu ve milli şuuru yaşamalarını sağladığımız müstesna günlerdir.

Hanlık-hakanlık ile Orta Asya’da başlayan Türk tarihi, imparatorluk, beylik olarak Selçuklularla Anadolu’da, Osmanlılarla üç kıtada hüküm sürmüştür.

Nizam-ı alem davası ile dünyaya nizam veren; hak, hukuk, adalet dağıtan Osmanlı İmparatorluğunun, 1900’lü yılların başında tarihi varlığını tamamlamış olmasını fırsat bilen düşmanlar, vatan topraklarını işgal ettiler.

1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı’na katılmak zorunda kaldık.

1. Dünya Savaşı’ndan 1 yıl sonra, 18 Mart 1915’te Çanakkale Zaferi’nin kazanılması milletimizin kurtuluşuna ümit oldu.

Çanakkale Zaferi, bizlerin, "her türlü imkansızlıklara rağmen nasıl kazandığımıza" şaşırdığımız, savaştığımız devletlerin "nasıl kaybettiklerini" hâlâ anlayamadıkları, sırrını çözemedikleri bir mucize destandır...

Bandırma Vapurunda Qsmanlı’nın enkazı yüklüydü. İş çoktu, yol uzundu, dalgalar çetindi ama aydınlık ufuklara umut taşıyan gönüller engellere, zorluklara, sıkıntılara aldırış etmiyorlardı.

Milletin yüreğinde kurtuluş ümidi taşıyan bu zaferi,19 Mayıs 1919’da Samsun sahillerinden haykıran

Atatürk; Erzurum’da, Amasya’da ve Sivas’ta yapmış olduğu kongrelerle, Anadolu’nun kuru ve kıraç topraklarını canlandırdı.

Üzeri kül tutmuş yüreklerdeki milli ruhun ve heyecanın ortaya çıkması için, külü üfleyerek altındaki koru alevlendiren Atatürk ve silah arkadaşları, yurdun kurtarılması adına savaşılması gerektiği gerçeğini ortaya koydular.

İmkansızlıklar içerisinde verilen mücadelenin unutulmaması için, o günler, bayram olarak kutlanmaktadır.

19 Mayıs 1919, "vatanımızın ve milletimizin kurtuluşu için savaşacağız",

23 Nisan 1920, "meclisimiz var, millet olarak yaşıyoruz",

30 Ağustos 1922, "zafer, Türk milletinindir, kurtuluşumuz gerçekleştirilmiştir",

29 Ekim 1923, "krallık, imparatorluk, kominizim, faşizm değil, insan hakları ve demokrasi için cumhuriyet yönetimini kabul ediyoruz” anlamında, tarihi gerçeklerin belgelerini bizlere, bayram olarak armağan etmişlerdir.

Kurtuluş Savaşı yıllarında, milletimizi yok etmek düşüncesiyle "tarihimizi", vatanımızı işgal ederek "coğrafyamızı" değiştirmek isteyen düşmanların bu niyetlerini, yeni nesillere aktarmak, milli bayramlarla mümkün olmaktadır.

Yeni nesil, atalarının kendileri için verdikleri mücadelenin imkan ve şartlarını göz önünde bulundurarak ders alır, tarihine ve atasına sahip çıkmış olur.

Bütün dünya milletlerinin kabul ettiği, yüzyılın en büyük devlet adamı, lideri, önderi, askeri, başbuğu, hatibi ve fikir adamı, Türk’ün atası, büyük Türk Atatürk’ü ve bu topraklar uğruna canlarını feda eden şehit atalarını unutmama ve sahiplenme duyguları milli bayramlarla yaşanmaktadır.

Milli bayramlarımız ile muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğu daha iyi anlaşılmaktadır..

Manevi ruhla ve milli şuurla eğitim vereceğimiz, bu duygularla ve düşüncelerle yetiştireceğimiz nesillerin istiklalimiz ve istikbalimiz olacağı unutulmamalıdır.

Sevgili gençler,

"Niçin bayram yapıyoruz?" sorusuna göğsümüzü gere gere cevap vereceğiniz, onur ve gurur duyacağınız günler yaşamanız dileğiyle bayramınız kutlu, gönlünüz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun.

Başta büyük önder, başkomutan Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmet dualarımla anıyorum, saygılarımı ifade ediyorum. Minnet ve şükran duygularımla yadediyorum...

Kökü mazide olan atinin evlatları sevgili gençler, kurtuluşumuzun sırrını bilecekler ve kuruluşumuzun koruyucuları olacaklardır. Tarih ve kültür değerlerini manevi ruhla ve milli şuurla sahipleneceklerdir. "Kudretsiz dimağların, zayıf gözlerin hakikati kolay göremeyeceği" unutulmamalıdır.

Bir asker olan Atatürk, cepheden cepheye koşarak 11 cephede savaşmıştır. Kızgın güneşin kavurduğu Arabistan'da Filistin çöllerinden, Kafkasya'da Sarıkamış soğuğuna, düşman zırhlılarının ateşi altında cehenneme dönen Çanakkale'den, Türkün ölüm kalım savaşı verdiği Sakarya'ya, Dumlupınar'a kadar milleti için ömrünü adamış efsane bir kahramandır Atatürk...

Türk olmakla gurur duyan, Türk Milletini öven sözleriyle hayranlığını ifade eden Atatürk'ün asaletini, milletine karşı hissettiği onuru ve gururu bilmek, bizlerin sevgi ve saygı duymamızın sebeplerinden biri olmalıdır. ,

Asil Türk milletinin bayramı kutlu, varlığı daim olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene…!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.