'Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister' demişti Atatürk...

Ve Cumhuriyetin öğretmenleri; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri üstün ahlaki olgunlulukla yetiştirdi.

Bu insanların hepsi işlerinde, güçlerinde, evlerinde, bu üstün ahlaki olgunluğa sahip yaşantılarını devam ettiriyorlar.

Bu insanlar alanlara inmiyorlar. Alanlara derken protesto alanları veya kutlama yapılan alanları kastetmiyorum. Siyaset yapılan alanlara inmiyorlar, inmezler. Çünkü onların ahlaki olgunlukları ile siyaset alanındaki ahlaksızlıklar birbirine o kadar tezat ki !..

Ahlaklı insanlar aynı zamanda liyakat sahibi insanlardır. Ve liyakat sahibi insanların genel düşüncesi ‘bazen kendini kanıtlamaya çalışmak kendine bir hakarettir’ şeklindedir. Onlar iş yaparken liyakatlerini konuştururlar, gereksiz atraksiyonlara girmezler.

Hepiniz biliyorsunuz ki; son günlerde liyakat kelimesi ağzımızda sakız oldu…

Peki, nedir bu liyakat?

En iyi çalmayı becerebilmek mi?

En iyi yalanı söyleyebilmek mi?

Devlet ve millet düşmanları ile en iyi işbirliğini yapabilmek mi?

Bunları yapanları, ne yazık ki bazıları liyakat sahibi olarak değerlendiriyor.

Oysa bence, bunları yapanlar, hem liyakatsiz ve hem de haysiyetsizdirler.

Peki, bunları yapana şahsi menfaatleri için göz yumanlara ne diyeceğiz?

Bu şahısların iktidar ya da muhalefet olmaları, yazdığımız konuda varmış olduğumuz sonucu değiştirir mi?

Kendimize gelmeliyiz. Bunun için birinin bizi sallaması, tokatlaması falan gerekmez diye düşünüyorum.

Haksız mıyım?

Bizim diz çökmemiz için mücadele edenler var. Yüzyıllardır istikrarlı bir şekilde bu konu ile ilgili çalışıyorlar.

Biz niye çalışmıyoruz?

Çünkü bir gelecek korkusu saplantısı ile karşı karşıyayız ve emin olunuz ki bu korku da bizim sonumuzu getirecek.

Gelin; medeniyet diye bize diretilen bu borç, hastalık, kin, nefret, savaş üreten iğrenç sistemi tasfiye edelim.

Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllara dönelim. Ne olur ki?

Gerekirse tamamen fakirleşelim. Her mahallede çadır aş evleri yapalım, her mahallede sahra hastaneleri yapalım, her mahallede çadır okullar yapalım.

Herkes bedava yesin, bedava tedavi olsun, bedava okusun.

Üretim için, mülkiyetinin tamamının millete ait olduğu çadır fabrikalar yapalım. Bütün tarım alanlarını ortak bir mantıkla ekelim, biçelim. Her yerde ve her alanda üretelim. Üretimlerimizle iç piyasada arz ve talebi dengeleyip, üretim fazlasının ihracatını yapalım, ithalatı minimum düzeye düşürelim.

Çadır tiyatrolar, sinemalar, kültür ve sanat atölyeleri kuralım. Maddiyatımıza ayırdığımız vakit kadar maneviyatımıza da vakit ayıralım. İnsan sadece bedenden ibaret bir varlık değil ki !.. Bizler birer ruh da taşıyoruz.

Hemen hemen her konuda birlik ve beraberlik içinde karar verelim ve yine kararlarımızı birlik ve beraberlik içinde uygulayalım. Bireysel özgürlüklerin önünde engel olmayalım ama bu ülkede muz yiyemeyen bir çocuk varsa tatil bölgelerinde başka bir çocuk tekne arkasına bağlanmış muza binip de eğlenemesin...

Birbirini sömürme üzerine kurulmuş olan bu sistemden çıkalım...

Ben ilkel bir biçimde anlattım; Bir sürü liyakat sahibi bilim insanımız var, onlarla birlikte anlattığım hikâyeyi modernleştirelim...

Ülkedeki herkesin beslenme, barınma, eğitim öğretim, sağlık hizmetlerine ulaşımı anlattığım ilkellikte kalsın ve tamamen ücretsiz olsun.

Kimse bana karşı ‘Türkiye, çadır devleti değil’ gibi bir savunmaya girmesin. Onlar için doğru olan şey; Türkiye’yi Türkiye’nin aleyhine çalışanlara karşı savunmalarıdır.

Biz, şu kendini kurtarma hastalığından tamamen bir kurtulalım.

Biliyorum; benim bu yazdıklarım; iktidarın da ve kendi içinde muktedir olan muhalefetin de işine gelmez...

Dikkatinizi çekerim; biz, onların dışında milyonlarız aslında...

Hadi gelin, bir düş görelim.  

Yaşayacaksak aşk ile yaşayalım; öleceksek de aşk ile ölelim.

"Yaşasın en büyük aşkım ve idealim; tam bağımsız Türkiye.."

"Yaşasın dik kafalılığım.."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.