- Bırakır giderim abi...
- E.. bırak git abi tutan mı var seni... 
- Ben olmazsam olmaz.
- Sen olmazsan olmaz mı? Yapma ya...
- 9 Eylül 1923 tarihinde kurulmuş Cumhuriyet Halk Partisi...
  Sen gelsen ne olur, gitsen ne olur hemşehrim...
Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurucusu Atatürk, arkadaşlar... O ki; dünya tarihinde ilk defa bir kurtuluş savaşı destanı içinde bir partinin kuruluşunu gerçekleştiriyor. Kabul etmeyenler var tabii ki ama onların kabulü ile ilgili bir mevzu değil Mustafa Kemal 'in liderliği, büyük adam oluşu, geleceği dizayn eden bilgeliği... 65 yıldır, topyekun yaptıklarını yıkmaya çalışan bir güruh var. Sonuç yok... Oldukları yerde patinaj yapıyorlar.
Bu çok ciddi bir olay tabi ki..

1938 'de ölmüş Atatürk, öleli 78 yıl olmuş. 1923 'de Cumhuriyet 'i ilan ettiğinde nasıl seviliyorsa bugün de hala öyle diri bir aşk ile seviliyor. Onu yok etmeye çalışanların akıllarının almayacağı bir sevgi. Onlara göre böyle bir sevgi olmaz, olamaz. Bu yüzden de bu sevgi ile ilgili izahatları; tapmak... Allah 'a tapıyorum deyip, paraya tapanlardan başka nasıl bir izahat beklenebilir ki... Onlar kendilerini biliyorlar diyemiyorum, kendini bilen bunları yapmaz. Onlar ne mal olduklarını biliyorlar "cuk" oturuyor işte... 

Heykelinin önünde dikilmeyi, heykelinin önünde dikilmek, duvarlara resmini asmayı, duvarlara resmini asmak olarak algılayan ruhsuz, sevgisiz, saygısız, çıkarcı zihniyet. Oysa Atatürk'ün heykelinin önünde dikilmek; emperyalistlere karşı verilmiş kurtuluş savaşına, o savaşta yüksek ruhlar taşıyan bedenlerini hiçbir beklentileri olmadan vatanlarına armağan eden şehitlerimize, milli kurtuluş mücadelesini her alana yaymış ve bu mücadeleye emek vermiş, yürek vermiş yurdum insanına, Hasan Tahsin 'e, Kubilay 'a, Seyit Onbaşı 'ya, Anadolu kadınını kurtuluş savaşında helali ile temsil eden Nene Hatun 'a, Gördesli Makbule 'ye, Şerife Bacı 'ya saygı duymaktır. Atatürk'ün resmini duvarlara asmak; asker Mustafa Kemal önderliğinde Türk Milleti tarafından yazılmış kurtuluşun ve aynı zamanda kalkınmanın büyük hikayesini yaşatmaktır. Mustafa Kemal 'i yaşatmaktır... 

Mustafa Kemal 'i yaşatmak...
Hiçbir menfaat beklemeksizin, karşılıksız, tamamen bir ahde vefanın tecellisi... Çok cezbedici... Karşılıksız sevmek, yeryüzündeki tek ayakları yere basabilen büyük platonik aşk...

Mukayese edilebilirliği pek mümkün gözükmüyor. O yüzdendir ki; Habil ile Kabil gibi birbirine girmeye hazır iki karakter yaratmış gibi sanki...Neyse konu bu değildi ya... En başa döneyim ben. Cumhuriyet Halk Partisi 'ndeki bazı arkadaşlar "Bırakır giderim abi" diyorlar. Ben de onlara dedim "E bırak git abi tutan mı var seni" diye. 

Cumhuriyet Halk Partisi bir kişinin gelmesi ile gitmesi yıkılacak, çökecek bir parti değildir. Piyasa partisi değildir, dönem partisi değildir, bir gruba ait bir parti de değildir. İçinde göze çarpan ve tam ortasında yer alan "HALK"ın partisidir. Ayrıca HAKKIN, HUKUKUN, İNSAN HAKLARININ, SOSYAL ADALETİN, EVRENSEL DEĞERLERİN, ÖZGÜRLÜĞÜN, BARIŞIN, KARDEŞLİĞİN, ÇAĞDAŞLAŞMANIN ve tabii ki kimse kusura bakmasın TAM BAĞIMSIZLIĞIN, CUMHURİYETİN ve de ATATÜRK'ün partisidir.

Kim nereye isterse gidebilir. Sevdiğim için tekrarlıyorum. Ne diyor Mustafa Kemal; "Bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Kimseyi zorla Büyük Millet Meclisi' ne davet etmedim. Herkes kararında özgürdür. Ben kutsal davaya inanmış bir insan olarak hiçbir yere gitmemeye karar verdim. Hepiniz gidebilirsiniz! Asker Mustafa Kemal olarak ben; mavzerimi elime alır, fişekleri göğsüme dizerim. Bir elime de bayrağımı alır, Elmadağ' a çıkarım. Orada tek kurşunum kalana kadar Vatanımı savunurum. Kurşunlarım bitince değersiz vücudumu bayrağıma sarar; temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna ANT içtim." 










Ben de bir yere gitmiyorum arkadaşlar.
Kimseler de beni bir yere götüremez.
Daha önce de yazdım, yine yazıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi bizim evimiz..; Bizim gidecek başka bir yerimiz yok.

Ne diyor "Nazım Güneşi İçenlerin Türküsü" nde;
"Düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar ! 
Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte: şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; 
şu güneşten düşen ateşe fırlat, 
yüreğini yüreklerimizin yanına at!"


Kırılmadan, darılmadan, koca koca yüreklerle, bükülmeyen bileklerle çıkarız sıkışıp kalmış gibi hissettiğimiz bu mevziden.. Bak ne güzel diyor şair; 
"Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar." 


Yürüyelim arkadaşlar, inadına yürüyelim, hırsla, hevesle yürüyelim, bitmez tükenmez bir aşkla yürüyelim. Yüzümüzü aydınlığa dönelim biz. Unutmayalım ki; her karanlık, sonrasında doğacak aydınlığın habercisidir. 

Siz benim "E bırak git abi tutan mı var seni" dediğime bakmayın ve de inadına Cumhuriyet Halk Partisi 'nde kalın. 
Hoşça kalın arkadaşlar, hoşça kalın... 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.