Sözlü ve yazılı basında, günlük konuşmalarda her gün birçok Türkçe yanlışı ile karşılaşıyoruz. Bilgisayar kullanan çocuklar, gençler, yetişkiler sözlüklere, yazım kılavuzlarına ve ansiklopedilere bakmaya üşeniyorlar. Sözcüklerin anlamını aramak için sözlükleri kullanmak yerine İnternet sayfalarında arıyorlar. Bilgisiyar, telefon vb. iletişim teknolojileri ile dilimize yerleşen yabancı kökenli sözcükleri kullanmak konusunda âdeta yarış içindeler. Yabancı sözcük özentisi her geçen gün artıyor. İnsanların severek yaptıkları iş deyince aklımıza hobi sözü geldi. İngilizce hobi sözü “Görev ve meslek dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş” anlamındadır. Bu yabancı sözcük yerine Türkçe “uğraşı” karşılığını neden kullanmıyoruz? Yine bilgisayarın dilimize yerleştirdiği; off-line yerine “çevrim dışı”, multimedya yerine “çoklu ortam” sözcükleri neden kullanılmıyor?

Sabah uyanıp iki lokma yiyerek servis aracına yetişmeye çalışan çocuklar, okuldan eve geldiğinden apartmanların dört duvar arasında ve yüksek duvarlı sitelerdeki evlerde TV ve bilgisayar başında oyunla, ödevle ve sohbetle vakit geçiriyorlar. Doğadan uzaklaşan çocuk ve gençlerin söz hazineleri, ailesinden, öğretmenlerinden ve yakın çevresinden öğrendikleriyle sınırlı kalıyor. Çocukluktan itibaren doğal ortamda börtü böceği görmeyen, kurbağa ile oynamayan veya yılan görmeyen çocukların “yaptığı hayır ürküttüğü kurbağaya değmez” ya da "yılanın kuyruğuna basmak", “yılanın başını küçükken ezmek” v.b deyimleri bilmeyecektir.

Deyimler “Gerçek anlamlarından faklı bir anlam taşıyan ve çekici bir anlatım özelliğine sahip olan kelime grubu” olarak tanımlanır. Türkçedeki deyimlerin büyük bir kısmı, kavramları mecaz yoluyla, anlatım güzelliği ve özgünlüğü içinde belirten kalıplaşmış sözcük öbekleri ya da cümlelerdir. Kalıplamış başka bir söz grubu da ikilemelerdir. “Bet beniz” ikilemesindeki “bet”; “ev bark” ikilemesindeki “bark”, "çoluk çocuk” ikilemesindeki “çoluk” bu tür sözcüklerden olup örneklerin sayısını artırmak mümkündür. Gerek deyimler gerekse ikilemeler, Standart Türkiye Türkçesine tarihî sözcükleri taşımaktadır. Örneğin "bıldır ölmüş eşekgelin bu yıl ağlaşak” deyimindeki “bıldır” sözü, Türkçe Sözlük'te “Geçen yıl, bir yıl önce” anlamında verilmiştir. 8TS: 260). Günümüzde halk ağzıyla sınırlı olan “bıldır” sözcüğüne ilk olarak Eski Uygurca metinlerde “geçen yıl” anlamındaki “bıltur barma yıl” (Röhrborn 1991: 163) ikilemesinde rastlanır. Bu söz, Karahanlı Türkçesinde de aynı anlamla “bıldır” biçiminde karşımıza çıkar.

İnsanlarımızı günlük konuşma dilinde, yazı dilinde hatta tanınmış yazarların eserlerinde dil ve bilgi yanlışlarının önüne geçebilmek için, Türkçe Sözlük, Yazım Kılavuzu ve ansiklopedilerin sıklıkla kullanılması gerekiyor. Kendini olduğundan farklı, seçkin ve ayrıcalıklı göstermek için kullandığımız yabancı sözcüklerin bir nedeni de “Züppelik”tir. Günümüzde bilim insanları da dahil kimi okumuşların konuşurken araya az ya da çok bildikleri yabancı dillerden, özellikler de İngilizceden sözcükleri katarak konuşmaları bundandır. Ana dilleri Türkçeyi küçümsemektedirler. Türkçe karşılığı “Yenilik, yenilikçilik” olan inovasyon (innovation), Türkçe “köprü yol” yerine viyadük,öz geçmiş” yerine CV, “etkileşimli” yerine interaktif , başlangıç yerine” start demelerinin sebebi bundandır.

Söz, terim, deyim, ek ve anlamdan oluşan 110.804 söz varlığı, madde başı ve madde içi 83.430 söz, Türk edebiyatından ve konuşma dilinden seçilmiş 29.594 örnek cümleye sahip Türkçe Sözlük'ü kullanmalı ve yabancı sözcük özentisinden kurtulmalıyız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.