Öncelikle bilinmelidir ki “Müslüman” ismi Cenab-ı Allah’ın verdiği birisimdir. Bu ismin Kur’an’daki zikredilişi “Müslim” olarak, Ahzab suresi 35 ayeti kerimde,
"İnnel muslimîne vel muslimâti vel mu’minîne vel mu’minâti vel kânitîne vel kânitâti ves sâdikîne ves sâdikâti ves sâbirîne ves sâbirâti vel hâşiîne vel hâşiâti vel mutesaddikîne vel mutesaddikâti ves sâimîne ves sâimâti vel hâfızîne furûcehum vel hâfızâti vez zâkirînallâhe kesîran vez zâkirâti eaddallâhu lehum magfiraten ve ecran azîmâ"
Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
 
denilerek geçer ve tarifi yapılır. Müslüman, kalbi ve bedeniyle kendisini Allah’a ve Resulüne teslim eden, imanın şartları olan,
 
1- Allah’a inanmak,
2- Meleklerine inanmak,
3- Kitaplarına inanmak,
4- Peygamberlerine inanmak,
5- Ahiret hayatına inanmak,
6- Hem kadere hem de hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanmak,
 
olarak belirlenmiş şartları kabul eden, kişidir. Müslüman olmak, Müslüman bir ülkede, Müslüman bir ailede dünyada gelmekle olunacak kutsî değer değildir. Evet, her çocuk Cenab-ı Resulullah efendimizin,
 
Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar
 
Hadisiyle işaret ettiği gibi İslam fıtratı üzerine doğar lakin Müslüman olması için bizzat kendisinin Müslüman olmayı kabul etmesi gerekir. Müslüman olmanın şartı İslam dinine giriş şartı olan Kelime-i Şehadet getirmektir ki,
"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Rasûluhu"
 
Beyanı olup kalben inanarak Müslüman olmak için önce dil ile sonra kalp ile söylenmelidir. Müslüman bir ailede yetişen bireyin ben Müslümanım diyerek Kelime-i Şehadet getirmesi başkadır, Müslüman olmak isteyerek Müslüman olmak için Kelime-i Şehadet getirmesi başka. İslam dini toplumlarında kaç kişi Müslüman olmak için Kelime-i Şehadet getirmiştir. Müslüman olmak ile Müslüman olma özelliğinde doğmak farklıdır.
 
Asker gidiyoruz acemi birliğine teslim oluyoruz ve eğitim başlıyor. Askeri kışlada asker elbiseleri içinde askerliğin gereğini yerine getirerek yaşıyoruz. Bu yaşantı içinde bize bakan bizi asker olarak görür lakin asker olmak bunlar yetmediği, illa yemin edilmesi gerektiği için bir yemin töreniyle yemin edilmektedir. Yemin edilmeden henüz asker değilizdir. “İşte ben askerdeyim, asker elbiseleri giyiniyorum, ne gerek var ayrıca bir daha yemin etmeye” demek askeri kuralı bilmemek ve reddetmektir. Ben askerim diyebilmek ve asker olabilmek için illaki o yemin edilmelidir.
 
Bu her alan için geçerli ve olması gereken kuraldır. Bu sebeple bizler kendimizi Müslüman zannedenler olarak öncelikle Müslüman olmak için “Müslüman olmak adına kelimeyi şehadet getiriyorum” deyip Kelime-i Şehadeti önce dille sonra kalple getirmeliyiz. Bir değerin mensubu olmak, o değere kendimizi layık hale getirip güzelleşmek mesuliyetini giyinmektir. Bir okulda öğrenci olmak, o okulun kıyafetlerini giymeyi, o okula her gün düzenli olarak gitmeyi, okulun kurallarına göre bulunmayı, dersleri dinleyip ödevleri yapıp ders tekrarı etmeyi ve öğretmenlere saygıyı mecbur kılmaktadır. Bir okula kayıt yaptırmak lakin kurallarına uymayıp kendimize göre belirlediğimiz kurallar üzerine olmak nasıl ki bizi o okula öğrenci yapmıyorsa Müslümanlık da aynen böyledir. Müslüman olmak için söylediğimiz söz aynı zamanda bunu yapacağım sözüdür. Bu söz,
 
"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abduhu ve Rasûluhu"
 
Ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Onun kulu ve resulüdür.
 
Şimdi bizler Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz Muhammedin Allah’ın kulu ve resulü olduğuna şahit olma sözü verdik. Bu sebeple Müslüman olmak için Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz Muhammedin Allah’ın kulu ve resulü olduğuna şehadet etmeliyiz. Bu gerçeklik ışığında karşımıza şu çıkmaktadır.
Müslüman eşittir şehadet eden!
 
O halde Müslüman olmak için şehadet etmem gerekiyorsa, nedir Şehadet?
 
Şehadet, tüm gerçekliğiyle görmek olarak zikredilen kavramdır. Bir şeye şehadet ettiysek o şeyi gerçekliğiyle görmüşüzdür. Şahit olarak mahkemeye gitsek hâkim sorar “Gördün mü?” “Hayır, efendim görmedim, öyleymiş duydum” dediğimizde bize, “Sen çık dışarı senin şahitliğin kabul olmaz” demez mi? O halde Hakk’ın huzurunda Müslüman olduğumuzu söylemek, Allah’tan başka ilah olmadığını dünyada yaşarken gördüm demek olduğundan gördüm yani müslümanın diyebilecek miyiz?
 
Allah’tan başka ilah olmadığını tüm gerçekliğiyle görmektir Müslüman olmak. Görmeden görmüş gibi yapıp, gördüğü eşya, kendisi ve kendi menfaatleri olanların yine kendilerine göre belirledikleri kuralları yapıp kendilerine Müslüman demeleri Allah’ı kandıramayacakları için kendilerini kandırmaktır. Müslüman, İslam’ın şartlarını, Allah’tan başka ilah olmadığını ve Hz Muhammedin Allah’ın kulu ve resulü olduğunu görerek yerine getirendir. Namazı namazda Hakk’ı görerek kılan, orucu oruçta Hakk’ı görerek tutan, Haccı tavafta Hakk’ı görerek yapan, zekâtı zekâtta Hakk’ı görerek veren yani huzuru Hak’ta olandır. Nefsinin huzurunda nefsine secde edenlerin hali Müslümanlık olmadığından namazı namaz, orucu oruç, haccı hac, zekâtı zekât değildir çünkü onların henüz Kelime-i Şehadetleri yoktur.
 
Allah’tan başka ilah olmadığını görmek, kendimize tevhit gözüyle kendiliksiz bakıp, yaratılandan yarattığıyla yaratılmışlığa çıkarak görülür olan yaratıcıyı görmektir.
 
ozkan.gunal@emekyayinevi.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ü.Gürses 6 yıl önce

Teşekkür ederim. Ben anneniz yaşındayım fakat elhamdülillah okumayı ihmal etmem. Yazilarınızı torunlarıma da okutuyorm. Allah (cc) razi olsun.

Misafir Avatar
Özkan Günal 6 yıl önce @Ü.Gürses

Cenab-ı Allah cümlemizden razı olsun inşAllah.

Beğenmedim! (0)
Avatar
Mehmet 6 yıl önce

“Bir değerin mensubu olmak, o değere kendimizi layık hale getirip güzelleşmek mesuliyetini giyinmektir” Layık olup güzelleşenlerden oluruz inşAllah, gönlünüze sağlık efendim

Avatar
Ali 6 yıl önce

Din ve din adına esas teşkil eden kavramlar sayenizde yeniden hayat buluyor. Gönlünüze sağlık efendim.

Avatar
muhsin yılmaz 6 yıl önce

eyvAllah abi