İltimas, Türkçede “haksız yere adam kayırma, birine arka çıkma, ona ayrıcalık tanıma” anlamlarında kullanılmaktadır. Arapça’da ise şefâat, îsâr, tafdîl gibi kelimeler bu anlamda da kullanılır.

İltimas, genel olarak dinlerin ve hukuk sistemlerinin adalet anlayışı ile bağdaşmayan bir davranış şeklidir. Hem hukuka hem dine aykırı olan bu davranış biçimini “İslam” gibi bir düzenle nasıl özleştirebiliriz !

Nisa suresi 135. Ayette ;

Ey iman edenler! Kendinizin, anne ve babanızın ve akrabalarınızın aleyhine bile olsa, Allah için adil tanıklar olarak adaleti gerçek anlamıyla yerine getirin

buyurulurken kim bu emre karşı durup da iltimas geçmeyi meşrulaştırabilir. Hadislerde de iltiması yasaklayan hadiseler bulunmaktadır.

Benî Mahzûm’dan hırsızlık yapan bir kadına asaleti dolayısıyla had uygulanmaması konusunda ricada bulunması için Üsâme b. Zeyd’i kendisine göndermelerine üzülen Hz. Peygamber, suç işlemesi halinde kızı Fâtıma’yı bile cezalandırmakta tereddüt etmeyeceğini, önceki milletlerin ceza uygulamasında zengin ve asille zayıf, fakir ve aşağı tabakadan olanlar arasında ayırım yapmaları yüzünden helâk olduklarını belirtmiştir

(Buhârî, “Enbiyâʾ”, 54, “Ḥudûd”, 11, 12; Müslim, “Ḥudûd”, 8-9).

Bir başka hadise de Kādî Şüreyh’in Hz. Ali ile bir Yahudiyi muhakeme etmesi meşhurdur. Kadı halifeye makamından dolayı iltimas etmediği gibi oğlu Hasan’ın babası lehine şehâdetini kabul etmemiştir (Süyûtî, s. 184).


Kur’ân-ı Kerîm, devlet eliyle yapılması gerek görevleri “emanet” olarak nitelendirip ehil olanlara verilmesini ve insanlar arasında adaletle davranılmasını emreder.

Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir. “ (Nisa suresi ayet 58)

Bir hadiste , “İş ehli olmayana verildiğinde kıyameti bekle” denilerek iltimas kıyamet alâmeti olarak zikredilmiştir (Buhârî, İlim )

İltimas hayra değil şerre yol açar, temelinde haksızlık yatar.

Zira bu şekilde bir kimseye hakkı olmayan bir iş verilmiş, bir şey kazandırılmış olur. Başka insanların hakkı ona verilir.

İltimas sosyal dayanışmayı, insanlar arasındaki güven duygusunu yok eder.

Zulüm ve adaletsizliğin artmasına sebep olur. Bu yüzden de İslâm'ın hakim olduğu bir ortamda iltimastan söz edilmemelidir.

Hal böyle iken Müslüman bir ülkenin gündemini “Kıyak Maaşlar” işgal etmeye başladı.

Hatırlıyorum da bu parti ilk iktidara geldiği yıllarda sahip oldukları belediyenin duvarlarına şu yazıları asmıştı.

Rüşvet alan da veren de mel’undur"

Ama şimdi durum tersine dönmüş gibi.

Tam bir Yahudi felsefesi olan “Devletin malı deniz yemeyen domuz” uygulamasına geçilmiş gibi. Gün geçmiyor ki ülkede en küçük birimlere kadar bir yolsuzluk ve iltimas olayına rastlanmasın.

Tabiri caizse, Zengin arabasını dağdan aşırıyor, garipler düz yolda şaşırıyor.

Cumhur başkanı damadının Maliye bakanı olması bütün fırtınalara yeterken, üstüne üstlük çerezlik olaylar da ortaya dökülmeye başlayınca siyaset alanında her gün yeni bir kaos yaşanır oldu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un durumuna bakın. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak dolgun bir maaş alıyor. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi olarak da maaş alıyor. Değerli eşleri Fatmanur Altun akademisyen maaşı alıyor. THY Yönetim Kurulu'na önerilmişti, görevlendirilmiş. Fahrettin Altun'un evine dört maaş giriyor. Bunlar yalan demedikleri gibi “Devlet adamının harcamalarına bakılmaz” gibi bir savunma yapabiliyorlar.

Hatem-ül Enbiya kızına seslenirken “Kızım, babam peygamberdir diye sakın güvenme” derken, bunların neye güvendiklerini anlamak zor. Bütün uygulamaları İslam’a ters düşen bu insanlar neyin nesi? Gün geçtikçe daha neler çıkacak göreceğiz.

Ancak gazete manşetlerinde öne çıkanlara da bir göz atalım :

Bursa Büyükşehir Belediyesi Alinur Aktaş, belediye başkanlığının yanı sıra, 10 adet belediye şirketinin yönetim kurulu başkanlığını görevini bir arada yürütüyor.

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in yeğeni olan İbrahim Sekmen, üç ayrı görev için de belediyeden maaş alıyor.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Murat Zorluoğlu’nun kendisini belediyenin iştirak şirketlerinden birine müdür olarak atadığı iddia edildi.

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, meclis kararıyla belediye şirketine müdür olarak atandı.

İzmir’in Torbalı ilçesinin CHP’li belediye başkanı İsmail Uygur, oğlu Efe Uygur’u bir belediye şirketine genel müdür yardımcısı olarak atadı. Uygur, atamayı “Güvenebileceğim kimse yoktu sözleriyle savundu.

İnsanlardaki bu kadar yüksek olan hırsın sebebi ne olabilir?

Bal tutan parmağını yalar diyenler ;

Ali Şeriati, Hz. Ebubekir'in İslam Halifesiyken geçinmek için bir Yahudi kadının keçilerini sağma işiyle uğraştığını naklederken acaba siz daha mı akıllı olduğunuzu ima etmeye çalışıyorsunuz.

İkinci olarak sizler Hz Peygamberin kızı Hz. Fatıma’dan çok daha üstün, çok daha mı kıymetlisiniz ki kendinize bu hakları reva görürsünüz ;

El değirmeniyle buğday öğütmekten, kuyudan su çekerek taşımaktan elleri nasırlaşan, halsiz düşen sevgili Hz. Fatıma devlet hazinesinden istekte bulundu. Hz. Muhammed “Kızım! Yoksulların ve yetimlerin durumu daha kötü, onların senden daha fazla hakkı var” diyerek bu talebi uygun bulmadı.

Eğer bu zatlar Müslüman iseler onlara bir şeyi hatırlatmak istiyoruz.

"Devlet malından bir hırka çalan cennete gidemez"

"Hayber savaşının vuku bulduğu gün Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in ashâbından birkaç kişi gelerek, 'Filân şehit, filân şehittir!..' dediler. Nihayet bir kişinin yanına vararak 'Bu da şehittir!' dediler. Bunun üzerine Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

"Hayır! Ben onu aşırdığı bir hırka yahut yağmurluktan dolayı cehennemde gördüm.." buyurdu.

Zira o hırkada “Tüyü Bitmedik Yetimin Hakkı“ bulunmaktadır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.