Türk siyasetinde ikinciye bir adım atıldı.

Türk ekonomisi ikinci kez yabancılara teslim edildi.

Bu satırlardan sonra “çok geride kalmışsın cumhurbaşkanı konuyu kapattı” dediğinizi biliyorum.

Albayrak, "Yeni program bünyesinde kurulan maliyet ve dönüşüm ofisi için ABD merkezli uluslararası yönetim ve danışmanlık şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu ofisin, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek" ifadesini kullanmıştı.

Bu sözler yenilir yutulur mu dersiniz?

Türkiye’nin siyasal ve ekonomik bağımsızlığına ne oldu acaba?

Üzerimize adeta ölü toprağı örtülmüş cesine ekonomik çevrelerden tık gelmedi.

Bir iki cılız çıkan sesin ardından sayın cumhurbaşkanı “konuyu iptal ettik” dedi.

Senaryo aynı dostlar.

Bir ifadeyle düşman sanki silahı kafamıza doğrultuyor, sonra ayağımıza sıkıyor. Biz de millet olarak kafama sıkılacağına ayağıma sıkıldı diye seviniyoruz.

Alooo adam adeta kurşun sıkıyor şaka değil!

McKinsey firması "Siyonist" bağıyla da dikkat çekiyor.

Şirket 1962 yılında kurulmuş uzun yıllar Rothschild ailesine ekonomik hizmetlerde bulunmuş. Siyonistlerin bir özelliği vardır, parayı ancak kendisinden olanlara teslim ederler.

Türkiye hükümetinin böyle bir adım atmasındaki amacının dış itibarın sağlanma hadisesi olarak adlandırılıyor. İyi de sen ekonomiyi Siyonist bir ABD şirketine teslim ettiğinde adam senin harcamalarını yönlendirecek demektir. İstediğin harcamayı yapamadığın zaman nasıl “hür” olacaksın?

Atılan bu adım akıllara “duyun-u umumiyeyi” getiriyor.

Paranın başına yabancılar oturup kendi alacaklarını tahsil mi edecekler sorusu yüksek sesle soruluyor.

***

Son gelişmelerle ülkemizin pozitif bir ekonomik çalışmanın olmadığı anlaşılmaktadır. Dışa bağımlı hareketler, AB aşkı, üretimi teşvik etmeyen uygulamalar, halkımızda büyük ekonomik çöküntülerin oluşmasına sebep olmuştur.

Duyun-u umumiyeyi yurt dışında Damat Ferit açıklamıştı. Şimdi bu açıklamayı da yine yurt dışında ekonomiden sorumlu bakan Albayrak açıkladı biliyorsunuz o da damat.

Sayın cumhurbaşkanımız ülkemizde bazı çevreler tarafından fırtınalar kopartılmaya çalıştığını her daim dillendiriyor.

Ardından sayın cumhurbaşkanı anlaşmanın iptal edileceğini açıkladı. Damat Albayrak ise bu konuyu hiç ağzına almadan ekonomideki iyileşmelerden bahsetmeyi yeğliyor. “Ben doğru yoldayım” demek mi istiyor.

Bazı çevrelere de sorulduğunda aslında Türkiye ekonomisi dünyadaki diğer bozuk ekonomilere bakıldığında iyi diyorlar. Yani “tüm dünyada ekonomik sorun var iktidar ne yapsın” diyorlar. Her şeye rağmen iktidara sahip çıkacaklarını deklare ediyorlar. İktidar diğer ülkelerdeki bozuklukları ayarlayanlarla birlik içerisinde olursa ekonomi nasıl iyi olacak?

Sesi daha az duyulan ekonomik çevreler de üretim taraftarı “milli ekonomi” hamlesinin başlatılmasını savunuyorlar. Biz de milli ekonomi taraftarıyız. Şu anda üretim yapıp ihracat yapmaya kalksanız ihracat yapacağınız malı üretmek için yüzde 82 ithalat yapmamız gerekiyor. Yani ihracat yaptığımız her artış ithalatımızı da tetikliyor.

Görünen köy kılavuz istemez.

Ekonomimiz bir cümleyle şöyle özetlenebilir.

Yaklaşık 17 yılda Türkiye ekonomisi maalesef Amazon nehrinin kenarına getirilmiş, arkamızdan yırtıcı aslanlar kovalıyor, nehirden timsahlar başlarını çıkartıyor, bir adım attığınızda nehirde pirana balıkları dişlerini gıcırdatıyor, nehrin üzerinde akbabalar daireler çiziyor, nehri geçtiğinizde de karşıda sırtlanlar bizi beklemekte.

Türkiye de nehri geçmeye zorlanıyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.