Zıtlıkların bütünlüğü ne demektir?
Zıtlıklar gördüğümüz yaşamın fıtratıdır, aynı zamanda olgunlaşmamız için gereklidir. Zıtlıkları bütünlemek, kavramak ve ayarlamasını yapabilmek önemlidir. Ateşi söndüren rüzgar ile ateşin yanmasını sağlayan rüzgar, aynı rüzgardır. Örneğin: güzelliği ile çok uğraşan kişi, estetik ameliyatlarla çirkinleşebilmekte, yapay boyalarla saçlar zarar görebilmektedir. Kararımızı fark ettiğimizde, dikey enerjiden aldığımız bilinmeyenle yalnız dıştan değil, içten de dışa  doğru güzellik akıtırız. Bu denge aralığında, iki ucun sivriliklerinin en aza inmesi ile mümkündür. Çünkü zıtlıkların devamlı birbirine dönüştüğünün artık bilincindeyiz. “Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim.”
        
DENGE : Dengede ölüm ve doğum aynı anda bulunur.
Kalp yazılımızdaki (kardiyografi) gibi bir denge, yaşamın hareket ve süreç oluşumuna terstir. Bundan dolayı denge yerine, “denge aralığı” ya da   “karar”kelimelerini kullanıyoruz.
 
Denge aralığı ne demektir?
Denge aralığı; vücudumuzun enerji akışının tıkanık olmadan akış halinde olmasıdır. Enerji kelimesini, akış kelimesi ile aynı anlamda kullanmaktayız. Fiziksel, duygusal, düşünsel, sezgisel, ruhsal gibi çeşitli enerjiler birbirine dönüşebiliyor. Yatay enerji, ki bu beden, zihin, duygu arasındaki akış hali, uyumlu olursa dikey enerji (evrensel akış) ile de uyum sağlayabiliriz. İstenen denge aralığı; yaşamımızda fiziksel, duygusal, düşünsel sadeleşmedir. Sadeleşme ile hafifleme arasında doğru orantı bulunur. En sade şekilde açıklamak istersek, yatay akışta yargısızlık ve içözgürlük, kendimize yalan söylememek gerekirken, dikey akışta sezgi, arınma, düşüncelerimizin gücüne inanmamız gerekir. Bunlardan sonra düşünsellik-(bilinç) oluşur. Yatay ve dikey enerji, HAÇ işareti ile de simgeleştirilmiş gibidir.
Denge aralığınında yaşam;
Denge aralığı; yaşamın ancak iki belirgin sıcaklık arasında mümkün olması ya da kişinin yeteneğine göre hareket aralığıdır, “ben şu kadar metre yüzebilirim, şu kadar tabak yemekle doyarım” gibi. Burası bizim yaradılışımıza, kapasitemize, amacımıza göre belirlenen en az ve en çok yapabileceğimiz oyun alanımızdır. Yatay enerjideki (yaşamsal enerji) denge aralığı, nefis eğitimi ile sağlanır. Kendimize söylediğimiz yalanları bir fark edebilsek! Nefsimiz azgın bir at gibidir, ne görürse ister, dizginleri elimizde olmalı. Tahtarevalli oyuncağı denge aralığını açıklayabilen bir örnek olabilir. Ortaya yaklaştığımız en az dalgalanma hali, uygun örnek sayılabilir. Denge aralığını ayarlayabilen insanlarda, üzüntülü sonuçlar bir sis bulutu gibi kısa zamanda dağılır. Ayarlamayı yapanın göstergesi, sonsuz huzurdur.

Denge aralığında sevgi;
Yatay enerjideki denge aralığımızda en çok ‘sevgi’ ayarlamasında zorlanırız. Beklenti içerikli sevgimiz o kadar güçlüdür ki bir çok bastırılmışlıklara, komplekslere neden olur. Çocuklarını çok seven ailelerin çocukları kendi başlarına ayakta durmakta zorlanabilir. Sevgilisi, eşi terk ettiğinde kişi, eğer denge aralığını ayarlayamamış ise bencillik, hırçınlık, yaşama küsmek, etrafındakilere zarar vermek, nefret, intihar davranışları sergileyebilir.

Olgun insan, sevme ve sevmeme gibi bir lüksünün olmadığını bilir ve beklentisiz izler, kendini beğendirmek için zorlamaya gerek duymaz. Üzümle elma nasıl kıyaslanır? Sevmek veya sevmemek sadece insan ayırımı yaptırır, eğer bütünsel algılayamaz isek, ikisi de kör edici olabilir! Çünkü iki insanın yakınlaşma ve uzaklaşması bulunduğu tekamül seviyesi veya frekanslarının yakınlığı oranında oluşur. Ve bizler devamlı akış ve değişim içindeyiz.
 
Aynı şeyleri, aynı şekilde sevenler, aynı kalırlar.
 
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.