İstanbul ve Ankara’da itirazlar, yeniden sayım istekleri sürerken, örnek bir seçim yapan Bodrum’da işe başladılar bile…

Kaybeden Mehmet Tosun, kazanan Ahmet Aras’ı efendice kutladı, başarılar diledi. Ahmet Aras ise, centilmence mücadeleye teşekkür etti, rakibini övücü ifadelerle yüceltti adeta. Mehmet Tosun çok tecrübeliydi, iyi projelerle girmişti seçime. Üstelik şehircilik ve kamu yönetimi yüksek lisanslarına sahip olup, 10 yıllık bir Belediye Başkanlığı geçmişi vardı. Ama seçmen bakmadı bunlara, parti tercihini öne çıkardı ve sahaya hayli rötarlı giren Ahmet Aras’ı oturttu Başkanlık koltuğuna. Maceralı bir şekilde yola çıkan ve 10 günde büyük bir performans gösteren Aras, kırgın ve küskün CHP’lileri de toparlayarak, kısa zamanda seçimi farklı bir oy yüzdesiyle kazanmayı bildi.

Bodrum’luydu ama Ahmet Aras’ı fazla tanıyan yoktu. Yarbaylıktan emekli olmuş, başarılı bir askerdi. Kosova’da görev yapmış, devlet hayatını ve kurallarını içine iyi sindirmiş, deneyimli bir bürokrattı. Eski Bodrum’lular, onu Askerlik Şubesi Başkanı olarak hatırlıyor, ama sonrasını bilmiyorlardı. Sonrası, emekli olduktan sonra Bodrum’a yerleşen Aras, doğup büyüdüğü Ortakent’te Kefi otel, restoran ve bar işletmesini kurmuş, burayı başarıyla yönetirken siyasete soyunmuş, sonuçta CHP’nin gücüyle Başkanlık koltuğuna oturmuştur.

Aras’ın seçim konuşmalarını dinledim. Hatta birinde soru bile yönelttim kendisine. Bodrum’u betonlaştıran vahşi yapılaşma hakkında ne düşündüğünü, profesyonel futbola dökülen milyonlar hakkındaki fikrini, Spora bakış açısını ve altyapı sorunlarının nasıl çözüleceğini filan sordum. Çok güzel, cesur ve çarpıcı cevaplar verdi. Amatör sporları destekleyeceğini, altyapıyı tamamlayana kadar inşaatlara izin vermeyeceğini, Bodrum’u çiçeklendirip yeşil bir kent yapacağını söyledi. Olumlu izlenim ve gözlemlerle ayrıldım toplantıdan. İnşallah dediklerini yapar da, Bodrum’u gerçekten bir marka haline getirir.

Aslında gönül, CHP-İyi Parti işbirliği sonucu, Ahmet Aras’ın Mehmet Tosun’u yardımcılığına getirmesini ve onun bilgi ve projelerinden de yararlanmasını istiyor ama, Türkiye ne yazık ki böyle akıllıca çözümlere hazır değil. Ayrıca Mehmet Tosun böyle bir işbirliğini kabul eder mi bilemem ama, elele veren Aras-Tosun ikilisinin Bodrum’u uçuracaklarını söyleyebilirim. Benimki iyi niyetli bir hayal biliyorum. Ancak yine de hatırlatayım dedim.

Bodrum’un ünlü bir mimarı vardır. Dibeklihan’ın yaratıcılarından Gülay Tezer… Ülke çapında bir mimardır ve Bodrum’la ilgili hep çok güzel, değerli projeler hazırlar. Ondan yararlanmak, kentin kimliğine uygun, yapı ve estetiğini koruyan eserlerini değerlendirmek gerek. Ayrıca ODTÜ’nün eski rektörü ve uluslararası üne sahip mimarları da yaşar Bodrum’da. Bunlardan istifade etmemek, müthiş bir kaynak israfıdır unutmayalım.

Çiçeği burnunda başkan Aras’ın koltuğuna otururken verdiği en önemli mesaja alkış tutmak gerek; "Bugünden itibaren parti rozetimi çıkarıyor ve Bodrum’da tüm yaşayanları kucaklayacak, hepsine adil ve eşit hizmet götürecek bir belediye Başkanı olacağımın sözünü veriyorum." Bu söz sadece Bodrum’a değil, Türkiye’ye de dalga dalga yayılmalı ve tüm seçilen Başkanlara örnek olmalı. Dileğim Aras’ın bu sözünü tutması ve çok başarılı olması…

Şimdi yeni Başkandan beklentilerimizi de sıralayalım.

Bizleri memnun edeceğim diye, oy verenleri küstürmeyeyim diye, hemşehrilerimi üzmeyeyim diye hareket etmesin. Bodrum’un çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapsın. İşe turizm öncelikli başlasın. Malum sezon geliyor, yollarımız delik deşik, kanalizasyon ve arıtmamız doğru dürüst çalışmıyor. Devamlı patlayan su borularını süratle onarmak gerek. Trafik felaket durumda, otopark anarşisi rezalet halini aldı.

Belediye işçi ve memurlarını iyi çalıştırmak, iş yapmadan maaş alanları temizlemek ve üzerine ölü toprağı serpilmiş olan Belediye Zabıtasını canlandırmak lazım. Biliyorum Belediye’nin parası yok, ayrıca gırtlağa kadar borca batmış durumda. Ama zabıta iyi çalışır ve Bodrum’daki tüm usulsüzlüklerin üzerine giderek, korkmadan ve çekinmeden ceza keserse, idarenin elini rahatlatır. Örneğin hala devam eden izinsiz, plansız ve kaçak yapıları durdurursa, imar barışını kaçak yapılaşma olarak anlayan ve uygulayanlara yasaların emrettiği işlemleri yaparlarsa mesele yok. Ama yapamazlarsa, kaçak yapılaşma fırtınasının büyümesine engel olamazlar.

Aras, "çarşıyı düzelteceğim, çakma eşya satışını engelleyeceğim" demişti. Yaparsa sadece Türk turizmine değil, Bodrum’a da büyük hizmet olur. Ayrıca bar, restoran, kafe, fırın, pansiyon ve küçük otellerin iyi denetlenmesi, sık kontrollerin yapılması, hijyen ve temizliğe özen gösterilmesi gerekiyor. İnşaat yasağının Haziran başında başlaması, beton mikserlerinin ve TIR’ların yolları mahvetmelerinin önlenmesi, turistler için acilen yarımadayı dolaşacak açık otobüs ve minibüslerin (City-tur) devreye sokulması, şehirdeki tuvalet eksikliğinin süratle giderilmesi de şart.

Bodrum’un ihtiyaçları bitecek gibi değil. Ama öncelik sırasına dikkat ederek işe koyulurlarsa, turizm sezonunu hasarsız atlatabiliriz. Bodrum’da yaşayanların da, yönetime karşı ödevleri vardır. Hepimiz Belediyeye ve kamu kurumlarına yardımcı olmalıyız. Bunu unutmayalım lütfen.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.