Doğal yolla saçımız beyaza,
Bilinç yoluyla da ruhumuz aydınlığa akar.
                                                       
Akış, bir çok öğretide önemli sayılmıştır :
Taoizm düşüncesinde, istediğimiz şeye ulaşmak için çaba harcamadan, isteğimizi evrene haber vermemiz ve doğal akış içinde oluşacağına inanmamız yeterlidir. Ying-yang sembolü, zıtlıkların bir bütün oluşturduklarını açıklar.

Tasavvufta, evrensel bir düzen olduğu bu düzenin de sonsuz dönüşüm halinde olduğu kabul edilir. ANI farkederek akış yönünü izlemek ve ona uyumlu davranmamız beklenilir. “Ne yokluğa yerinirim ne varlığa sevinirim.” diyen Yunus, zıtlıkların devamlı birbirine aktığını  gayet sade olarak örneklemiştir.

Zen Budizm'in düşüncesinde de ANDA olmak ve rastlantıları fark etmek önemlidir. Bu öğretiye göre, duyusal ve mantıksal alışkanlıklarımızın farkına vardıktan sonra Akış haline geçebileceğimiz, aydınlanacağımız düşünülür.

Evrensel akışı fark etmek yaşamda yüzmeyi becerebilmektir.
Yüzmek eylemi hem kişisel hem bütünseldir. Okyanusa girebilmek, çıkabilmek, yüzebilmek, yani sörf yapabilmek, bilinçli teslimiyettir. Oluşum, “büyük kader” bu örnekte okyanus, bizim seçim ve davranışlarımızı ona uyumlamamız ise “küçük kader” ya da bilinç seviyemizdir. Üstelik en az üç akış içindeyiz! Yatay, (yaşamsal), dikey (Ruhsal), Bütünsel (öz) akışlar. Zıt uçların birinde (acı-sevinç, aşk-nefret) takılırsak kişisel akışımız, yatay akışta sıkışır ve hastalıklarla boğuşuruz. Tüm sahiplendiğimiz sıfatlar, korkular sınırlarımızı kalınlaştırır, akışımızı yavaşlatırlar. Akışı fark eden kişi, hasta olsa da hastalıkla boğuşmaz, akıp gideceğinin farkındadır. Zıt uçlardaki dalgalanmaları, en azda dengeleyebilmek (nefis temizliği) bilinç seviyemizi genişletir. Her insanın bilinç seviyesine göre yaşama uyumu ve ruhsal akışı farklıdır.  Akışı yavaş olan kişilerle tokalaştığımızda ellerini bir odun gibi sert ve katı hissederiz. Bazı dönemlerde negatif yön ağır basabilir, o anlarda isterseniz kendimizi gözlemleyelim, olayların pozitife akmasını bekleyip ona göre davranalım. İşte o zaman, kolay uyum sağladığımızı ve işlerimizin rast gittiğini fark edebiliriz.

Resim sanatının içinde de  akış kavramı yer alır ve bu yaşamın anlamlandırılmasında bize pratik bir yol sunar. Resimde düşünce, duygu ve görülenleri amaçlayan resimlerin kontürleri net olduğundan, detaylara takılırız ve bütünsel akış hissi az fark edilir. İzleyicilerin, düşünce ile yapılan resimlerden çok, akış haliyle yapılan resimlerle buluşması, akması daha doğal ve kolaydır. Özellikle su bazlı olan resimler bize akışı kavrayabilme deneyimleri sağlar. Suyun akışı bizi o ana mecbur bırakır. Ve ANLAR akışı oluşturur. Eskiden sanatçılarımız, o anda sanatçının kibri var ise, boyanın güzel akmayacağını düşünürlermiş.

Bütünsellik; uyum, denge, huzur, özelliklerini barındıran kuş  bakışıyla algılanan akıştır.
Bu akışa yaşamda ve resimde oldukça ihtiyaç duymaktayız.

Bilinçli AKIŞ dileklerimizle.


elsabah@ymail.com  
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.