Bursa Arena E'Gazete
2025-11-13 16:08:57

Milli Yas İlan Edilsin..

HÜSAMETTİN TAŞDEMİR

13 Kasım 2025, 16:08

Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre;

"11 Kasım'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı 12'nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığına ait 68-1609 kuyruk numaralı C-130E tipi ulaştırma uçağımız, saat 09.02'de Kayseri'den Azerbaycan'ın Gence iline personel ve malzeme nakli göreviyle havalanmış, saat 11.06'da Gence'ye emniyetli şekilde iniş yapmıştır. Zafer Günü etkinlikleri kapsamında Azerbaycan'da uçuş yapan F-16'larımızın 10 kişilik bakım ekibi ve muhtelif uçak bakım malzemesini getirmek maksadıyla 13.15'te 5'inci Ana Jet Üs Komutanlığı'na (Merzifon) intikal için toplam 20 personel ile tekrar kalkmıştır. Kalkış sonrası saat 13.50'de Tiflis Hava Trafik Kontrol Merkeziyle son kez telsiz teması kurulmuş, bu saatten sonra uçakla radyo ve radar teması kesilmiştir. Akabinde Tiflis Hava Trafik Kontrol Merkezi tarafından yapılan çağrılara herhangi bir yanıt alınamamıştır. Saat 14.34'te, TUAF 543 çağrı kodlu uçağımızın Tiflis'in güneyinde Azerbaycan-Gürcistan sınırında henüz bilinmeyen bir sebeple düştüğü bilgisi alınmıştır."

20 vatan evladımız Şehit düştü.

Olayla ilgili uçağın düşme nedenleri arasında “hava durumu” diyenlerin iddiaları üzerine belirlendi ki Gürcistan’ın Kaheti bölgesindeki Kvareli şehri civarında 11 Kasım günü hava 12-18 derece.. Yani bir sis, buzlanma veya yıldırım vs tehditler yok..

Aşağıdaki düşme anını izleyen videoya bakıyorsunuz, uçağın yarısından fazlası düşerken yok. Yani bir arıza falan olsa, uçağın tüm gövde olarak irtifa kaybederek aşağı yönelmesi gerekirdi.

(Video: Youtube)

İlgililerden ciddi bir açıklama gelene kadar şahsen “uçağın vurulduğu ve vurulma neticesinde ana gövdenin parçalandığı” şeklinde bir ihtimali yok sayamıyorum. Bir uçuş ve uçak uzmanı değilim ancak, bir teknik arıza olsa idi, ilk 15- 20 saniyede uçağı terk eden en azından mürettebattan birileri olurdu diye de düşünebiliyorum. Uçakta mürettebat ve yolcular için paraşütlerin olmaması da imkânsız. Ki bunlar hayati derecede önemli tedbirlerdir. Ayrıca herhangi bir tehlike veya acil durum sinyalinin verilmediği de sözkonusu..

Diğer yandan eğer uçak bir saldırı sonucu havada parçalandı ise, bunun nedenini haricen saldırı, uçağın içinden bir suikast veya zaman ayarlı bir bomba düzeneği olarak düşünülebilir de görüyorum.

Olaydan sıyrılıp, 11 Kasım öncesi konjonktürel gelişmelere baktığımız zaman, doğrudan karşımıza Cumhurbaşkanı Erdoğan ve heyetinin Azerbaycan ziyaretleri akla gelmektedir. Neydi bu ziyaretteki ana tema? İki devlet tek millet diyen iki ayrı toplumun, Azerbaycan’ın “Karabağ Zafer Günü” nü devlet düzeyinde birlikte kutlaması. Yani Türkiye ve Azerbaycan’ın ilk defa bir milli bayramını, Devlet düzeyinde “birlikte milli bir başarı ve birlikte Zafer Günü” olarak kutlaması öne çıkmaktadır.

Bu birliktelikten en önce kimler rahatsız olur peki?

Akla gelen ilk İsrail olur tabii ki.. O da kısmen kullanılan İHA’larıyla Karabağ Zaferi’ne katkılarda bulunmuş ancak bunu resmen açıklamamıştı. Netanyahu da Azerbaycan ile işbirliğini geliştirme çabasındadır. Ve Türkiye ile aralarında süreklilik gösteren bir yarış ve çekişme her zaman söz konusudur. İsrail’e göre Azerbaycan devleti ve toplumunun Türkiye ile değil, kendileriyle daha derinlikte ve etkinlikte olmalıdır. Bunların yanısıra yakın zamanda Gürcistan'a sattığı savaş silahları nedeniyle, Kafkas bölgesinde reklama yönelik bir örnekleme operasyonu da olabilir. Yani her şey beklenir bu vicdansızlardan.

Diğer bir yaklaşımla aklımıza gelen ikinci ihtimal Rusya ve Putin’dir.

Putin de Türkiye’nin, Rusya’nın etki alanlarına daha fazla girmemesi anlamında bir sıkıntı içerisindedir. Bu bağlamda bir uyarı veya cezalandırma isteğinde olabilir. Bunu da kuvvetli ihtimal olarak görüyorum. Kendisiyle dostluk ve ticari alış-verişini ve diplomatik dengesini sürdüren Türkiye’nin, aynı zamanda önemli bir NATO üyesi ve ABD- İngiltere gibi devletlerle iç içe olması, Rusya yönünden “tereddütlü ve güvenilmez” bir çizgiyi öne çıkartmaktadır. 

Eylül ayında bir davet üzerine önce Bakü, oradan da Tahran ve Tebriz’de birer hafta kaldım. Bu seyahatimde anılan bölgelerde bazı kültürel ve sosyolojik incelemede bulundum. Ve şahit oldum ki, Güneyi dahil Azerbaycan ve Türkiye Türkleri arasında sarsılmaz bir sevgi bağı ve güven var. Bunu çözmeye veya sarsmaya ne Rusların gücü yeter ne de Siyonistlerin.. Bu nedenle hiç kimse kendini yormasın, can almasın ve böyle sadistçe yapılmış saldırılara bir kez daha tevessül etmesinler.

Daha fazla yazmayayım, zira “resmi açıklama yapılmadan önce Şehitlerin fotoğraflarını yayınlayanlar hakkında” dahi incelemeler yapıldığına ilişkin resmi açıklamalar var ve tedbir de aklıselim davranmanın gereğidir.

Yine söylüyorum ki Devlet yöneticilerimizin, uçağın düşmesinin gerçek nedeninin neler olduğunu resmi olarak açıklamasına kadar, bu kişisel analiz ve tahminler devam edecektir.

Netice olarak 20 vatan evladımız daha toprağa veriliyor.

İnanıyoruz tabii ki “Onlar vatan görevi esnasında hayatlarını kaybettiler ve bu bağlamda tereddütsüz Vatan Şehitlerimizdir

Yeni Vatanları ve Mekânları Cennet Olur İnşallah..

Türk Silahlı Kuvvetlerimize, tüm Milletimize, Şehit Ailelerimize ve sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dilerim.

Gönlümüz bekliyor ki hiç olmazsa Şehitlerimiz toprağa verilinceye kadar devletimiz “Milli Yas” ilan etsin ve bayraklarımız yarıya indirilsin..

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.