Bursa Arena E'Gazete
2025-06-02 12:43:48

Maddenin Temel ve Ayırt Edici Özellikleri

LÜTFİYE KADER

02 Haziran 2025, 12:43

Kime güveneceğine dikkat et: "Tuz ve şeker birbirine çok benzer." (Japon Atasözü)

Kimya, maddeyi ve içyapısını içyapısındaki köklü değişmeleri inceleyen bir bilim dalıdır. Madde, hacmi ve kütlesi olan her şeydir. Maddeyi, benzer ve farklı özellikleriyle birbirinden ayırabiliriz. Benzer özellikler, maddenin temel özellik dediğimiz her maddede ortak olan özelliklerdir. Bunlar; hacim kütle, eylemsizlik ve tanecikli yapıdır. Maddeyi birbirinden ayıran özellikler ise, maddeyi tanımlayan, birbirinden ayıran özelliklerdir. Örneğin; renk, koku, çözünürlük, iletkenlik, yoğunluk, kaynama ve donma noktaları, esneklik (esneklik yalnız katılar için ayırt edici bir özelliktir. Sıvı ve gazlar için ayırt edici değildir.) gibi özelliklerdir. Maddenin temel özelliklerini kısaca özetlersek;

Hacim, maddenin uzayda kapladığı yerdir.

Kütle, uzayın hiçbir noktasında değişmeyen madde miktarıdır.

Eylemsizlik, bir maddenin bulunduğu durumu koruma isteğinden gelen dirençtir. Örneğin, hızla giden bir otobüste, şoför aniden fren yaparsa otobüsün içindeki tüm maddelerle birlikte öne doğru itiliriz. Bu bizim kendi konumumuzu koruma isteğimiz olan eylemsizlikten ileri gelir.

Tanecikli yapı ise, maddenin atom yapısı ve içindeki nötron, proton ve elektronlar ile atom altı parçacık denilen taneciklerdir.

Bazı maddelerin fiziksel görüntüleri birbirine benzer olmasına rağmen, aynı madde değildir. Tuz ve şekerin rengi beyazdır. İkisi de suda çözünür ikisi de granül bakımından çok benzerdir. Kimya çalışırken, ne olduğunu bilmediğimiz maddelerin tadına da bakamayız. Peki, bu iki maddeyi nasıl ayırt edebiliriz. İşte o zaman maddenin kimyasal özelliklerinden biri olan iletkenliklerine bakarız. Tuzlu su elektrik akımını iletir, şekerli su elektrik akımını iletmez.

Ülkenin temel sorunlarına ve ayırt edici sorunlarına da tam da bu perspektifle bakmak gerekiyor. Topluma dayatılacak anayasa değişikliği, maddenin öz yapısını değiştirecek şekilde yeniden düzenlenmesi, ülkenin temel yapısını bozduğu gibi toplumun geleneklerini, kültürünü toplumun demokrasiye olan inancını ve güvenini de derinden bozacaktır. Anayasanın ilk dört maddesi de, devletin kurucu felsefesi de aynen maddenin temel özellikleri gibidir.

MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Eylemsizliği: Toplumun, kendi özgür ve bağımsız yapısına uygun olmayan şeyleri kabul etmeme direncidir.

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletidir.

Kütlesi: Ülke sınırlarının çizildiği ve içinde yaşadığı halkın üst kimliği Türk Milleti’dir.

Tanecikli yapı ise, toplumun canlılığı, hareketliliği (devinimim) dir.

MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı’dır. “ Başkenti Ankara’dır.

Ülkenin Hacmi: Toprak bütünlüğüdür. Toprak bütünlüğü korunarak “Yurtta Barış, Dünya’da Barış “ ilkesinin sürdürülmesidir.

MADDE 4- Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Ayırt edici özelliklerde ise Türkiye çok daha çeşitli ve esnek. Erime noktası, , kaynama noktası mozaik bir toplum olduğumuz için yüksek ve dayanıklı. Katı maddelerdeki ayırt edici olan esneklik, otoriter sistemlerde çok katıdır. Laik demokratik sosyal hukuk devletlerinde insan, hak, hukuk ve adalet yönünde çok esnek bir yapısı var. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesinde, esneklik olumlu anlamda ve her zaman barışçıldır. Türkiye’nin, gazların sıkıştırılabilme özelliğini taşıyan genetik bir yapısı var. Hoşgörü gibi, paylaşmak gibi dayanışmak gibi.

Maddenin temel özellikleri (ülkenin ) nasıl değişebilir?

Dünya’nın beş defa yok oluşu yaşadığı gibi jeolojik hareketler ve iklim değişikliği ve su kıtlığı savaşlarıyla, gıda terörüyle yeniden yok oluşa girdiği zaman her şey çok değişebilir. Zaten Dünya’yı yönetenlerin de en büyük kozları su, gıda ve teknolojik savaşlarıyla, “parçala, yönet ve egemen ol.” anlayışı değil midir?

Dünya’daki bütün mazlum ülkelerle beraber ülkelerin coğrafi durumları insanların eliyle değiştirildiği zaman, ülkenin temel özelliklerinin değiştirilmesini teklif edenler ile yeniden var olma süreci de başlar. Dünya’da huzur kalmaz, bereket kalmaz, insanlık ölür, doğa ölür.. Yeni bir dünya değil, Dünya’nın yeni bir yok oluşu hızlanır.

Türk Halkı’nın “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen ülkenin kurucusu büyük Atatürk’ün, bu emperyalist devletlere hiç bir donanım ve maddi gücümüz yok iken, vurduğu tokadın acısını hissedenlere, ‘Türk Toplumu’ eylemsizliğinin korunması ve yaşatılması için gereken yanıtı yine verecektir.

02.06.2025

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.