Bir devrin destan kahramanları birer birer aramızdan ayrılıyorlar.
Ömrünü davası uğruna heba etmiş bir ülkü eri daha fani dünyadan göç etti.
O kadar çok söylenecek söz var ki kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Sayfamda 3 resmin var Vedat, Ne çok şeyler anlatıyorsun, bir bilsen, Çok şeyleri hep YARIM yaşadım diyorsun.
"Eller kıskanır diye destan da yazmayalım mı?" derdik ya, o da yarım kaldı.

Uyuyan destanımızı uyandıramadık.
Ozanlarımızın kopuz eşliğinde söylediği ağıtları Alp Er Tungalar, Kürşatlar duydu da, biz uyuduk mu, unuttuk mu ki duyamadık diyeyim utanarak.
Yaşlandık desem de kır saçlı, ak sakallı ihtiyar delikanlılarız, Taş Medrese zulümlerini voltalarda bıraktık. Uğruna can verdiğimiz sevdamızı unuttuk. Dünü unuttuk ve hatta "unutmak ihanettir" dediğimiz vefayı da unuttuk. Sadece davamız için ödediğimiz bedeli unutmadık.

Yanan yüreğimizi gizli gözyaşlarımız da soğutmadı.
"Beni senden önce assınlar, ben sana dayanamam" ruhunun kokusunu bile özledik.
"Eskiden beri ülkücü" anlayışıyla, "o eskiden ülkücüydü" yaklaşımı karıştı be kardeşim..
Hani, BOZKURT uluduğu zaman dağ sarsılırdı ya, sesimi en yakınımdaki duymuyor artık.
Kurdun BOZ rengi, gökkuşağı misali 7 renge dönüştü Vedat...

Hakkını helal et,

Ve...ben sana ne diyeyim ey hayat...

Rahmet, minnet duygusu ve duası ile ruhun şad olsun, kabrin nurla dolsun büyük dava arkadaşım...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.