Cumhuriyet ve demokraside kişisel iradeler ya geri plandadır ya da hiç yoktur. Yönetimin şeklini yerleşik kural ve ölçüler belirler. Demokrasi, halkın yönetimi olarak tanınan bir yönetim biçimidir. Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milleti'ne ebedi bir Devlet, kutsal bir Vatan ve Cumhuriyet rejimi armağan etmiştir. O, bir kişinin yönetimi olan monarşi ile, bir grubun yönetimi olan oligarşi veya aristokrasiyle, otoriter sistemle mücadele ederek ülkemize Cumhuriyeti kazandırmış büyük bir devlet adamıdır.

1919’da Millet tek vücut olup, “Milli Egemenlik esasını ve Türk Milliyetçiliğini kabul etmiştir. Bunun için çalışacaktır." ifadesi ile milli egemenliği hedef olarak göstermiş, Amasya Genelgesi ile de “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır” sözleriyle milli mücadelenin başlamasında bir kıvılcım oluşturmuştur.

Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlardan "Milli Kuvvetlere dayanarak Milli İdareyi ve Milli İradeyi hakim kılmak" ifadesi, Türk toplumunda demokrasiye geçişin milli kuvvetlere dayanarak gerçekleştirileceğinin açık bir ifadesidir. Yeni Türk Devleti ile birlikte yeni Türk Demokrasisinin temelleri bu kongrelerde atılmıştır.

Cumhuriyetimizin temel ilkeleri, laik, demokratik, milliyetçi, halkçı, vatansever ve devrimci unsurlardan oluşmuştur. Cumhuriyet, uygarlıktır, demokrasidir, milletin ortak iradesidir, ilericiliktir, yenilikçilik, gelişmeciliktir, hürriyetçiliktir, kültür varlığını korumak, her türlü emperyalizme dur demektir. Demokrasi, özgür düşünen, erdemli insanlar rejimidir. Atatürk'ün hedefi, kadın erkek ayrımı yapmadan bütün Türk toplumunu özgür ve demokrat insanlar haline getirmekti. Çünkü Türkiye'nin problemlerini çözebilecek ve ufkunu açabilecek, Türkiye'yi gelişmiş milletlerden geri bıraktırmayacak olanlar özgür ruhlu ideal yolcularıdır. Günümüzde de böyle ideal yolcularına ihtiyaç olduğu gün gibi aşikârdır.

29 Ekim 1923 Tarihinde Dünya Lideri olarak kabul görmüş Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu "Türkiye Cumhuriyeti Devletini" ve Cumhuriyet değerlerini muhafaza ederek Devlet- Millet- Ordu ve Emniyet işbirliğini, dayanışmasını sağlamak ilk görevimiz olmalıdır. İç ve dış tehditlere karşı toplumu uyandırmak, ülkemizin her tarafında "üreten, çalışan, sorumluluk alan, iyi insan, iyi vatandaşlar yetiştirmek” suretiyle Türkiye'nin aydınlık geleceğine öncülük ederek, insanlarımızın hayat standartlarının yükselmesine, mutlu ve huzurlu yaşamasına, bilgili ve bilinçli olmasına yardımcı olmak ve ayrıca BİLGİ TOPLUMU oluşturmak her aydın insanımızın görevidir.

Temel özgürlükler konusunda 1924 de öğretmenlerle konuşurken "Öğretmenler, hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmenizi ister." demiştir.

Toplumda, Yönetim de, liyakatli, adaletli, vatanına içten bağlı insanlarla toplumsal barışa katkıda bulunmak şarttır. Atatürk'ün belirttiği gibi,

1. “Cumhuriyet Fazilettir ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu, temelinde yüksek Türk kahramanlığı ve Türk Kültürüne dayanır."

2. "Milli Benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır."

3. "Medeniyet, ona bigâne kalanları yakar, yok eder."

4. Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk Milleti denir ve milletin her ferdi "Ne mutlu Türk'üm Diyene" şeklinde kimliğini çoktan belirlemiştir. Artık kimlikle ilgili tartışmalara bile gerek yoktur.

Türk Kültürüne ışık tutan fikirleri de şu şekilde açıklayabiliriz:

Hz. Muhammed, "İnsanların en hayırlısı insanlar için en yararlı olanıdır. Hak edilerek kazanılan az bir şey, haksız olarak kazanılan çok şeyden daha iyidir."

Yusuf Has Hacip, "Dünyada seçkin ve içten bağlı kimseler bulunmasaydı, insanlık Kemal'e erişmezdi."

Mevlana, "Dili ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o yine dilsiz sayılır." "Benlikten çık, insanlarla bir ol, kendinle bir olursan bir damlasın, insanlarla bir olursan bir deniz."

Yunus Emre, Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz."

Namık Kemal, "Tembellik, ölümün küçük kardeşi, sefalet ise, hayatın büyük düşmanıdır."

Hilmi Ziya Ülken, "İnanmak, Kemal'e doğru yol almaktır. Hakikati görmek ve dünyaya hakim olmaktır."

Mehmet Akif Ersoy, "Girmeden tefrika bir millete giremez düşman, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez."...

Ve Mustafa Kemal Atatürk de şöyle söyler: "Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur."

Onun içindir ki Atatürk ayrıca, "Hakikati konuşmaktan korkmayınız! Çalışmak sızın, fikri gelişme ve ahlaki olgunlaşma da mümkün değildir." görüşünü ortaya koyar.

Kutad-Gu Bilig de, "Akarsu, güzel söz ve devlet bunlar durmadan, yorulup dinlenmeden dünyayı dolaşırlar." denmektedir. Bizler de güzel özlü sözlerimize Türk Milletine mensup kişiler olarak, berraklık içinde milli ve manevi değerlerimizi hem yaşamalı, hem de tüm insanlığa aktarmanın mutluluğunu yaşamalıyız.

Her Türk, ilkönce Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin "Yeni Bir Uygarlık Projesi" olduğunu iyi anlamalıdır! Yeni yüzyıla girerken, Türkiye ve Türk Devletler Teşkilatına üye olan Türk Cumhuriyetleri Türk uygarlığı alanında geleceğe yönelik çalışmalar yapmalı, Türkçe ve Türk Kültürü mikro projelerle yaygınlaştırılmalı, "Yeni Bir Medeniyet Projesi" olarak tüm dünyaya tanıtılmalıdır. Bu proje istikrarlı bir şekilde tarımda, sanayide, yüksek teknolojide sağduyulu vizyonla,

"Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesiyle tüm dünyayı çerçeveleyen bir anlayışla, uluslararası diplomasi ve gönülleri fetheden bir yöntemle geliştirilmelidir.

21. Yüzyılda dünyamızı, günlük hayatı değiştirecek teknolojileri ve hayatımıza giren kavramları iyi algılamak, anlamak ve özellikle gençlerimizi her Türk Devletinde şu konularda bilgilendirmek durumundayız: E’ticaret ve yaratılan fırsatlar, bilgiye ulaşma ve değerlendirme yolları, algıda ve algılamada seçicilik, bilgi kuramları, metaverse teknolojileri, üst akıllar, zamanımızdaki sosyalleşme, yapay zeka ve hayatımıza etkileri, nesnelerin interneti, yenilenebilir enerjiler, yeşil teknolojiler, füzyon ve su reaktörleri, uzay teknolojisi ve uzayda hayat, dijital eğitim sistemi ve dijital hayat, 5G teknolojisi ve hayattaki rolü, 21. Yüzyılda şehirleşme modelleri ve ulaşım, kentlerden köylere transferde uyulması gerekenler, sağlık turizmin de etkili çalışmalar nasıl yapılmalı, kitap okuma zevki nasıl kazanılır, uyuşturucu ve bağımlılıkla nasıl mücadele edilmeli, siber güvenlik ve siber saldırılarla mücadele de temel ilkeler ve çalışmalar nasıl olmalı, konularında bilinç düzeyini artırmak, ülkede turizmin canlandırılmasına nasıl yardımcı olunabilir, sağlıklı yaşamak için nasıl beslenilmeli, yeni teknolojilerin daha iyi ve verimli kullanılması nasıl sağlanmalı vb... İşte bu teknolojilerin çıkardığı fırsatlardan yararlanmak, zamanı iyi değerlendirmek ve yeni vizyon üretmek gerekir..

(Devam Edecek)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.