Sanatın Önemi: Sanatçı Ve Sanat Ürünlerinin Endüstrileşmesi (1)

Güzel Sanatların Gelişmesi, Halkın Günlük Hayatında Yer Alması Atatürk Döneminin Kültür Ve Sanat İle İlgili Kalıcı Politikanın Eseridir.

Atatürk, Hayatı Boyunca Sanata Ve Sanatçıya Önem Vermiş ve Onları Sanata Teşvik Etmiştir. Bir Sözünde ‘’Hepiniz Milletvekili Olabilirsiniz, Bakan Olabilirsiniz, Hatta Cumhurbaşkanı Olabilirsiniz, Fakat Sanatkar Olamazsınız.’’  Demiştir.

Sanat Nedir?

Sanat, Bir Duygunun, Tasarımın, Güzelliğin Dışa Vurumundan, Anlatımında Kullanılan Yöntemlerin Tümü Olduğu Gibi, Yetenek Ve Yöntemlerle Ortaya Konulan Üstün Bir Yaratıcılıktır.

Bu Bakımdan Her Alanda “Sanat” Vardır. Sanat, Sadece Resim Yapmak, Sergi Açmak Değildir. Dilde, Söylemde, Hitapta, Davranışta, Üretilen Ürünlerde, Yaratıcı Eserlerde, Kısaca Halkın Duyu Ve Duygularına Dokunmaya Yönelik Gerçekleştirilen İnsan Çalışmalarını Bir Araya Getiren Resim, Heykel, Çizim, Video, Fotoğraf, Dans, Folklor, Edebiyat, Müzik Vb. Hepsi De Birer Sanattır. 

Sanat Hayatımızın Her Alanında Yer Alan Bir Akımdır. Atatürk’e Göre Sanat, Güzelliğin İfade Edilmesidir. Bu İfade Sözle Olursa Şiir, Nağme İle Olursa Musiki, Resim İle Olursa Ressamlık, Oyma İle Olursa Heykeltıraşlık, Bina İle Olursa Mimarlık Olur.

Sanat, İnsanın Çevresiyle İletişim İçinde Olmasını, Etrafında Olan Bitene Duyarlı Olmasını, Özgür Düşünmesini Ve Kendini Özgürce İfade Etmesini Sağlar. En Güzele Ulaşmanın En Etkili Yolu Sanattır. Sanatçı Ve Sanat, Yaşamı Güzelleştirir. İnsana, İnsanlığa, Millete Ve Çevresine Değer Katar.

Sanat Genel Olarak İki Gruba Ayrılır:

1- Endüstriyel Sanatlar,

2- Güzel Sanatlar

İnsanların Maddeye Dayanan Gereksinimlerini Karşılamak İçin Yapılan Öğrenimle Birlikte Deneyim, Beceri Ve Ustalık Gerektiren İşlere “Zanaat”, Bunu İcra Edene De “Zanaatkar” Denir.

Hz. Muhammed, “Her Sanatı Ehlinden Öğreniniz” Der.

Aristo “Sanat Ekmek Peşinde Koşarsa Alçalır”

Victor Cousin İse; “Sanatın Birinci Konusu Güzelliktir. Sanat Ondan Uzaklaştığı Ölçüde Niteliğini Kaybeder”. 

İbni Sina “Bilim Ve Sanat Takdir Edilmediği Yerden Göç Eder” 

Leonardo Da Vinci’de “Ruhun Elle Birlikte Çalışmadığı Yerde Sanat Olmaz”

Mustafa Kemal Atatürk’te “Sanatsız Kalan Bir Milletin Hayat Damarlarından Biri Kopmuş Demektir” Düşüncesiyle Sanatı Hayatımızın Damarı, Varlığımızın Teminatı Olarak Görür. Atatürk’ün Sanat Alanındaki Hareket Noktası, İnsan Sevgisi Ve İnsan Varlığını Değerlendirme Fikri Olmuştur.

Türk Halklarının Tarihinde İlim, Kültür Ve Sanat Alanında Yetiştirdiği Ünlü Şahsiyetler Çoktur. Bu Şahsiyetler Eserleriyle, İnsanlığın Ortak Değerleri Arasında Yer Almıştır. Bunlardan Biri De Bilim Tarihine Yön Vermiş, “Muallim-İ Sani “ (İkinci Öğretmen) Ve Musikinin ” Muallim-İ Evvel” (İlk Öğretmeni)Olarak Anılan Türkl Dünyasının Önemli Bilim İnsanı Farabi’dir. Farabi, Felsefe, Mantık, Metafizik, Matematik, Ahlak, Astronomi, Biyoloji, Dil Bilimi, Din, Fizik, Müzik Vb. Alanlar Da 100’e Yakın Eser Yazmıştır. Müzikte Ses Ve Bestenin Kategorize Edilmesi, Ses Ve Notaların Aritmetik Teorilerle Anlatılması, Ses Ve Çalgı Aletlerinin Tasnifi, Seslerin Frekans Ve Tını Akortlarının Uyumlulukları, Oktav Aralıkları Üzerine Yazılmış, Doğu Ve Batı’da Okutulmuş Esere Sahiptir.

“Kitabül Müsikal Kebir” Eseri-Müzik Sanat’ı İle İlgili Kitabıdır. 

Büyük Türk Ozanı Yunus Emre’nin “Gelin Tanış Olalım!” Çağrısından İlham Alarak, Türkiye Cumhuriyeti ‘nin Kurucusu Dünya Lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetinin Temeli Kültür’dür” Düşüncesinden Hareketle Düşünce Tarzımızı, Sanat Ve Dilimizi Tüm Dünya İle Paylaşarak Dünyada Barış, Dostluk Ve Kültürel Çevre Oluşturmak, Yaşayan Her Sanatçımızın Estetik Üretimlerini Ve Kültürel Birikimlerini Sergilemek Gibi Yüce Görev Üslenmeliyiz! “Bir Elin Verdiğini, Diğer El Görmez” Anlayışını 

Geliştirmeliyiz!

Sanat Eğitimi; Çocuklara Dünyayı Farklı Şekilde Tasarlama Anlama Ve Yorumlama Becerisi Kazandırır. Sanat Eğitimi Alan Bir Çocuk Dünyaya Eleştirel Bakabilmeyi, Görsel Bilgiyi Doğru Yorumlamayı, Farklı Görsel Formları Fark ederek Tercihler Yapabilmeyi Kazanır. Sanatın Asıl Görevi, Hissettirmek, Duyurmak Ve Sezdirmektir. Sanat, İnsanda Hayranlık Uyandırır, Rahatlatır, Dinlendirir, Motivasyonu Artırır. Psikolojik Faydası Yanında, Zihinsel Gelişime katkı Sağlar, Yeni Bilgilerle Çocukların Gelişmesine Vesile Olur. Yaratıcı Düşünme Kapasitesinin Artırdığı Gibi, Hayal Gücünün Kullanılmasına Ve Problem Çözme Becerilerini Geliştirir.

Sanat, İnsanlar Arasındaki Farklılıkları, Çatışma Ve Baskıları Da Bir Tarafa Bıraktırır, İnsanların Birlikte Yaşayabilme Becerilerini Geliştirerek, Doğru Sentez Yapmalarının Önünü Açar.

Sanat Dalları, Görsel, İşitsel, Ritmik Sanatlar Olarak 3’e Ayrılır İken, Yüzey, Hacim, Mekan, Dil Ve Ses Sanatları Da Önemlidir. Güzel Sanatlarda Resim, Grafik, Seramik, Tekstil, İç Mimarlık, Endüstri Ürünleri Tasarımı, Geleneksel Türk El Sanatları, Film Tasarımı, Fotoğraf, Temel Sanat Eğitimi Ve Müzik Vardır.

Atatürk’ E Göre , Yeni Bir Dünya Kurulmalı, Medeniyet, İlim Ve Teknik Belli Zümrelerin Ve Toplulukların Değil, Bütün İnsanlığın Refahının Ve Mutluluğunun Gerçekleştirilmesine Vasıta Olmalı, Tabiat Kaynaklarından Da Milletler Adil Ölçüler İçin De Yararlanmalıdır.

Medeniyet Demek, O’na Göre, İnsanlığın Özlediği Barış Ve Huzur İçinde Yaşanılması Gereken Bir Kavram Olup, Sanatla Medeni İnsanı Özdeşleştiren Bir Tutumla, İnsanı İnsan Olarak Değerlendirmek Ve Yüceltmek Gerekir, Düşüncesi Hakimdir. 10. Yıl Nutku, Yeni Medeniyeti Kurma Mücadelesinin Esaslarını Ortaya Koyar.

İlk Aşama Milli Kültürden Milli Medeniyete Geçiş Dönemidir. 

“Yurdumuz Dünyanın En Mamur Ve En Medeni Memleketleri Seviyesine” Çıkarılacak, Millet “En Geniş Refah Ve Vasıta Kaynaklarına” Sahip Kılınacaktır. Böylece Dengesizliğe Son Verilecektir. Atatürk’e Göre, Türk İnsanının Benliğine Yapışan Hayranlık, Kendini Küçük Görme Duyguları Kaldırılacak, Sanatta Ve Her Alanda İlerleme Kaydedilecek, Umut Ve Kendine Güvenin Yolu Açılmış Olacaktır. Sonuç Olarak; Çağı Aşan Bir Medeniyet Kurmak, Her Değerimizi Koruyarak Varlığımızı Devam Ettirmek Hedefinde Olunmalıdır!

10.Yıl Nutkunda “Milli Kültürümüzü Muasır Medeniyet Seviyesinin Üstüne Çıkaracağız”, Türklüğün Unutulmuş Büyük Medeni Vasfı Ve Büyük Medeni Kabiliyeti, Bundan Sonraki Keşfiyle Atinin Yüksek Medeniyet Ufkunda Yeni Bir Güneş Gibi Doğacaktır. 

Tüm Sanatseverlerin, Sanatçıların İnsanlığın “Atatürk Medeniyetinde Buluşması” Tüm İnsanlık Yararınadır. Atatürk’e Göre Sanatçı; Esaslı Kültür Sahibi Olmalı Ve Tarihi İyi Bilmelidir. Türk Milleti’nin Bir Vasfı Da Güzel Sanatları Sevmek Ve Onda Yükselmektir. Sanatkar; Toplumda Uzun Mücadele Ve Gayretten Sonra Alnında İlk Işığı Hisseden Kimsedir.

Sonuç Ve Öneriler:

1- Gençlerin Sanatla Uğraşmalrı İçin Gerekli Olan Ortamlar Yeterli Değildir.

2- Maddi Zorluklar, Zaman Ve Mevcut Yönetim Anlayışının Yetersiz Oluşu, Sanat Yapımını Zorlaştırmaktadır.

3- Sanat İle Bilimin İnsanlık İçin Değeri Ve Değer Kazanması İçin Sanat Eserleriyle Kendini İspat Etmiş Sanatçılarımıza Gereken Değer Verilmemektedir.

Sanat İle Uğraşmak Yetenek İster, Atölye İster, Bilimsel Program İster, Sergi İster, Çağa Uygunluk İster, Yenileşme İster, Bilgi Birikimi İster.

Sanatta İleri Gitmiş Ülkelerin Sanatçıları İle Türkiye’deki Sanatçıları Bir Araya Getirmek, Yeni Sanat Eserleri Oluşturmak Kültür Turizm Bakanlığı’nın Görevidir.

Barışı, Dostluğu, Çalışkanlığı, İmece Usülü Çalışmayı, Dürüstlüğü, Sevgi Ve Vefayı, Topluma Faydalı Olmayı, Kısaca “İyi İnsan, İyi Vatandaş” Yetiştirmek ve Eğitmek De Bir Sanattır.

Turizmde, Kültürde İleri Gitmek İstiyorsak, Her 5 Yıldızlı Hotel de, Her Belediyede Sanatçılarımızı İstihdam Edecek Bir Yeni Yasa, Kanun Teklifi Hazırlanmalı ve Bir Önce Kanunlaştırılmalıdır.

Saygılarımla.

6.8.2023