Tatil 9 güne uzadı ya, Bodrum iyice yükünü aldı. Ekonomi kötü, millette para yok diyoruz ama durum öyle değil galiba. Trafiğe bakınca İstanbul’dan beter durumda yollar. Ben bu işi anlamadım doğrusu.

Bodrum’a geliş değil, hücum var adeta. Havaalanından şehre doğru, karış karış geliyor araçlar. Tatil dönemlerinde böyle oluyor. Yetmezmiş gibi, Karayolları da her çıkışa lamba koyunca, daha da zorlaşıyor mesafe almak. Duble yollar ikide bir kesilir mi, olur olmaz her sapağa trafik lambası dikilir mı? Gelişte haydi neyse, gidişte uçağa yetişecek olanlar ecel terleri döküyorlar devamlı. Sağlıksız ve plansız yapılaşma, köyleri de büyüttü iyice. Her tepeye konulan sitelerle, köylere dikilmeye başlanan garip yapılarda oturanlar da trafiğe çıkınca, allak bullak oluyor ortalık.

Bunca şikâyete rağmen, bunca altyapı eksiğine rağmen millet koşa koşa geliyor Bodrum’a. Burası farklı bir dünya, insanı rahatlatan bir havası, bir iklimi, mükemmel bir denizi var. Büyükşehir yorgunları kapağı Bodrum’a attıklarında, tüm olumsuzlukları görmezden geliyorlar. Bodrum’un sıcaklığı, güzelliği hemen kucaklıyor herkesi. Dertler, sorunlar, problemler geride kalıyor hep.

Tatilciler için öyle ama Bodrumlular ve burada yaz-kış yaşayanlar için durum hayli farklı. Kimi görseniz burnundan soluyor, öfkeli ve tepkili. Sorunlar çok başlı yönetim modelinden kaynaklandığı için, her şikâyetin kabağı Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın başında patlıyor. Öyle olması normal aslında. Vatandaş neyin nasıl ve neden olduğuna bakmaz. İyi yönetilmiyorsa, hizmetleri iyi yürütülmüyorsa yerel yöneticiye yüklenir. Bu yüzden Ahmet Aras devamlı sopa yiyor. Altyapı çalışmalarının, yol-su-elektrik-kanalizasyon sıkıntılarının hesabını hep o vermek zorunda kalıyor. Özetle Büyükşehir’in yiyeceği dayağı hep o yiyor.

Aslında Bodrum iyi ve değerli yöneticilere sahip. Kentin çok iyi, dinamik ve her soruna ilgili bir kaymakamı var. Belediye Başkanı elinden geldiğince çalışıyor. İmarda, kaçakla mücadelede, yoğun inşaat trafiğinde başarılı olduğu söylenemez. Zaten çok başlı sistem de, başarının önündeki en ciddi engel. Ama buna rağmen iyi işler de yapmıyor değil. Daha iyisini yapamaz mı, bana göre yapabilir ama kadrosunun yeterli olmadığı söyleniyor. Polis ve Jandarmamız, çok büyüyen kente göre sınırlı imkânlarla mükemmel çalışıyor. Aslında güçlü bir şekilde takviye edilmeleri lazım. Yeni devreye giren devlet hastanesi ile özel hastaneler ve sağlık ocakları da iyi görev yapıyorlar doğrusu. İyileri de görmemiz ve takdir etmemiz lazım.

Geçende Belediye, gezici ekibiyle sokak hayvanlarını aşıladı, parazit ilaçlarını verdi, kısırlaşması gerekenleri ameliyat etti. Bu gerçekten güzel bir hizmetti. Ama hayvanların sokaklarda, sahillerde ve plajlarda başıboş dolaşarak, tatilcileri rahatsız etmelerini önlemek de şart. Kentin trafiği için de pratik düzenlemeler yapılabilir. Sıkışık bölgeleri rahatlatıcı seyyar önlemler alınabilir. Trafik polisi ile Belediye Trafik Birimi koordineli çalışabilir. Zaman zaman lüks kamyonet ve motosikletlerde belediye trafikçilerine rastlıyoruz ama görev yaptıklarını pek göremiyoruz. Fotoğraf olarak varlar yani…

Bodrum’un motosiklet trafiği acilen kontrol altına alınmalı ve yaya yollarından geçişleri mutlaka önlenmelidir. Keza kamyon ve iş makinaları da öyle. Trafik kurallarını pervasızca çiğneyip duruyorlar. Sadece bunların değil, günlük sıkıntıların çoğunun halledilmesi için, kurumların işbirliği yapmaları şart. Bu işbirliği noksanına sadece Bodrum’da değil, Türkiye’nin her yerinde rastlamak mümkün.

Bu yıl Bodrum iyi yağış alamadı. Mumcular barajı tehlikeli sınırlarda dolaşıyor. Belli ki bu yaz ciddi bir su sıkıntısı yaşayacağız. Henüz ciddi bir önlem alınmış değil. Ne yöneticiler nede Bodrum’da yaşayanlar problemin ya farkında değiller ya da umursamaz gibi davranıyorlar. Bu arada patlak borulardan boşa akan sulara da çok sık tanık oluyoruz. TED Kolejinin alt caddesinden Ortakent’e giden yolun üstündeki patlak ve 5 gündür boşa akan sular, durumu Büyükşehir Belediyesinin Bodrum Sorumlusuna iletmeme rağmen, bir türlü düzelmedi. Bu sorumsuzluğa ve laubaliliğe değil Mumcular barajı, Atatürk barajı bile dayanamaz.

Şehrin minibüslerle ulaşımında da büyük aksaklıklar var. Kalkış saatlerine uyulmuyor, güzergahlar çok sık ve keyfi değişiyor, merkezden hastaneye direk servis hala konulmuş değil. Ayrıca emeklilere de saygısızca davranılıyor, şoförlerin hakaretlerine maruz kalıyor yaşlılarımız. Bu emeklilerin ücretsiz seyahat işini de yeniden düzenlemek lazım. Emekliler saat 11.00 ile 15.00 saatleri arasında otobüs ve minibüslerden yararlanmalılar. Aksi takdirde otobüs ve minibüsçüler de çok zarar ediyorlar. Bodrum’la ilgili yazılacak daha çok şeyler var ama onları da Bayramdan sonraya bırakalım.

Bu vesileyle tüm okuyucularımın bayramlarını en içten duygularla kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.