Tarihini bilmeyenler,

Tarihini çabuk unutanlar,

Gelecekte hüsrana uğrarlar.

Elden çıkan vatanlara bir bakın.

Ya insanımızın “Taht” kavgası vardır,

Ya da dünyalık işlerle “Baht” kavgası vardır.

Bu ülkenin düşmanı,

Ne batıda yer alan bir avuç Yunan’dır,

Ne de doğuya sıkışmış kalan bir avuçluk Ermenilerdir.

Hala bu iki milletin geçmişten gelen birlikteliği ile bu milletin arasında yaşayan parçaları vardır.

Asıl düşman bu içimizdeki parçaları tahrik edip onları ayağa kaldırıp sırtımızdan vurdurmak isteyenlerdir.

Kimlerin bu ülke üzerinde emelleri olduğuna çok iyi bakmak lazım.

Dersimizi iyi öğrenmemiz gerekir.

Yoksa “İbret alınmazsa tarih tekerrürden ibarettir.”

Dün Osmanlı için “Milleti Sadıka" olan Ermeniler bu gün bu hale neden gelmiştir.

Neden ve niçinlerin cevapları her zaman tarihin tozlu sayfalarında durmaktadır.

Onların yerlerinden indirip bilgilerimizi tazelememiz gerekir.

İşte Kırım'ın kaybedilmesinin sebebi,

Rusların plânlı ve programlı propagandasına kanarak Osmanlı askerine yardım etmeyen,

Ona zorluk çıkaran, onu engelleyen fakat buna rağmen Rus askerlerine istihbarî bilgiler dahil her türlü kolaylığı gösteren ve onlara yardım eden Kırımlı bey ve mirzalardır.

Kırım'ın işgali ve imzalanan antlaşma ile hukuken Osmanlılara kabul ettirilen Kırım'ın bağımsızlığı, Kırım'ı almayı dış politikasının bir unsuru olarak gören Rusya için plânlarının bir parçasıydı.

Kırım'daki siyasî havanın istenilen şekilde yönlendirilmesi Rusların elindeydi.

Rus örf ve âdetlerine göre yetişen Şahin Giray'ı uygun zamanda hanlığa taşıdılar.

Osmanlının çeşitli dönemlerde atadığı Giray’lar ile çatışmaya girerek bir zaafiyetin oluşmasına meydan verdiler.

Öyle ki Ekim 1782'de sanki İslam dininin bir düşüncedarı, bire bir yaşayanıymış gibi "Hana karşı yapılan isyan, Kur'an'a yapılmıştır" diyerek Kırım'a askerî müdahalede bulundular ve o gündür bu gündür Kırım artık Türklerin değildir.

Bu olay bize göstermektedir ki,

Ne dinimizi unutacağız,

Ne tarihimizi unutacağız.

Yakın tarihimize, Balkanlar savaşına bakalım.

1912 yılında yine öne çıkan Rusya iki devletin çıkarlarının çatışmaması için Bulgaristan ve Sırbistan arasında arabuluculuk ve düzenleyicilik yapmaya başladı. Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yapılan ittifaka Yunanistan ve Karadağ da katıldı.

Rusya'nın Balkan Devletleriyle Antlaşması sonucunda Türkleri Balkanlardan attılar.

Bulgaristan Edirne’ye kadar geldi.

Yunanistan burnumuzun dibindeki adalara kadar aldı.

Hala bunlardan bir ders çıkarabilmiş değiliz.

Geçmişte sergilenen oyunlar bu gün tekrarlanmak isteniyor.

Sürekli bir yerler kaşınıyor.

Bu gün Azarbeycan’ımıza kast eden aynı düşüncedir.

Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç hissettiğimiz bir zaman gelip kapımıza dayanmıştır.

Coğrafyamızda yaşanan olaylar bir kez daha bize bir hatırlatma yapmaktadır.

Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.

Titreyip kendimize gelmemiz lazım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.