1984 Bhopal kimyasal gaz kazası kıranı

Bundan 38 yıl önce, 2-3 Aralık 1984 tarihinde Hindistan’ın Bhopal kenti, pestisit üreten ABD'li bir fabrikada meydana gelen gaz sızıntısına yetkililerin gizleme çabası da eklenince 'dünyanın en kötü endüstriyel kıranları'ndan birine sahne oldu.

Günümüzden 38 yıl önce 2-3 Aralık 1984 tarihinde Orta Hindistan’ın Madya Pradeş eyaletindeki Bhopal kenti ve çevresi o zamana kadar gerçekleşmiş “dünyanın en kötü endüstriyel kıranı”na sahne oldu. Kıran, bugün için de hâlâ derslerle dolu.

“İnsanoğlunun para hırsı, vahşi kapitalizmin insanı umursamaması, hükümetlerin aymazlığı ve yoksul ülkelerin çaresizliği felaketlerin ve doğanın kirlenmesinin başlıca nedenlerindendir… Bhopal, sanayinin yüzkarası, sömürgeciliğin acımasızlığı, hükümetlerinin acizliği, kimyasal nedenli ölümlerin ve çevre kirliliğinin sembolü olarak tarihteki yerini aldı.” (Zafer Öztek- Kahraman Doğa İnsana Karşı)

Antik çağdan başlayarak insanoğlu deprem, sel, kuraklık, bulaşıcı hastalıklar gibi doğal kıranları tanrı(lar)nın cezası kabul ederek mitolojik ve kutsal metinlerinde anlattı. İnsan kaynaklı (çevresel) kıranları “ilahi takdir” olarak görenler bunu ancak yaratılış inancıyla (tüm varlıklar gibi insanın da Tanrı tarafından yaratılması) açıklayabilir. Günümüzde ise bu anlatılar edebiyatla veya belgesel ve drama tarzı sinema ve TV filmleri yoluyla oluyor. Raslantısal olarak Bhopal Kazası Kıranı ile başlayan “İnsan Kaynaklı Çevresel Kıranlar/Yıkımlar Tarihinde Bugün” dizisi yazılarımızla Tanrının böyle durumlardaki rolü belki daha iyi anlaşılabilir. Kanımca, geçmişte ve günümüzdeki doğal kıranları da sonuçları itibarıyla “insan kaynaklı kıranlar” içine sokmakta sakınca yok ve yazı dizimiz kimi doğal kıranları da kapsayacak. Yazımızda, açık kaynak oldukları için Wikipedi’nin yeni yüzü Wikiwand kaynağından ve Zafer Öztek’in derlemesinden yararlanacağız. Ayrıntılı bilgi için bu kaynaklara bakılmalıdır.

Sorumsuzluğun  katliam gibi sonucu

Kendi ülkesindeki (ABD) katı üretim koşullarından kaçmaya çalışan Amerikan kökenli, Union Carbide (India Limited) (UCIL) pestisit şirketine ait tarım ilaçları üreten, bakımsız ve köhne fabrika, Bhopal Kentine 4 km yakınlıkta idi. 2 Aralık 1984 gece geç saatlerde başlayan zehirli gaz sızıntısının kaynağı saat 23.45’de bulundu ve üst sorumluya bildirildi, ama sorunun ertesi gün saat 12.15’deki çay molası sonrasında çözülmesine karar verildi. Ancak 3 Aralık 1984’de çay molası saat 12.40’da bittiğinde artık çok geçti; iki saat içinde atmosfere 40 ton çok zehirli “metil izosiyanat (MIC) gazı” sızdı ve kentin üzerine yayıldı. Bu sırada fabrika içindeki alarm sireni çaldı, ama halkı ve Bhopal şehrini uyaracak kamu sireni 12.59’de kısa süre çaldıktan sonra (fabrikadaki halkı önemsiz sızıntılar nedeniyle alarma geçirmekten kaçınmayı amaçlayan şirket prosedürü uyarınca)  hızla kapatıldı.

İlk saatlerde fabrika işçileri ve Bhopal çevresinde gazdan zehirlenen 3787 kişi hemen öldü. Başlangıçta firma, ticari sır olduğu gerekçesiyle toksik maddenin ne olduğunu açıklamaktan kaçındı. Böylece hastanelere getirilen hastalara gerekli panzehir tedavilerin yapılması da gecikti.

Metil izosiyanat gazı havadan yaklaşık iki kat daha ağır olduğundan toprak yüzeyine yakın biçimde dağıldı. Bu yüzden, çocuklar ve kısa boylular gazdan daha çok etkilendi. Ertesi sabah ve hafta haftalar içinde toplam 18.000 kişi yaşamını yitirdi; 150.000’den fazla kişi zehirlendi; 50.000 kişi hastanelerde tedavi altına alındı.

Birkaç gün içinde civardaki ağaçlar kurudu ve şişmiş hayvan ölülerinin  bertaraf edilmesi gerekti. 170.000 kişi hastanelerde ve geçici dispanserlerde tedavi edildi ve 2.000 büyük ve küçükbaş ve kümes hayvanı vb. toplanıp gömüldü. Gıda da dahil olmak üzere malzemeler, tedarikçilerin güvenlik korkuları nedeniyle kıt hale geldi. Balıkçılık yasaklandı ve bu, daha fazla arz sıkıntısına neden oldu.

Hindistan Tıbbi Araştırma Konseyi‘nin (ICMR) 1994 yılına kadarki sağlık etkisi verilerini yayınlaması yasak olduğu için, sağlık etkileri hakkında bazı veriler hâlâ bilinmiyor.

Yetkililer tarafından 520.000 kişilik bir nüfusu barındıran toplam 36 bölge “gazdan etkilendi” kabul edildi. Bunlardan 200.000’i 15 yaşın altındaydı ve 3.000’i hamileydi. 1991’de 3.928 ölüm resmi olarak onaylandı. Ingrid Eckerman, iki hafta içinde 8.000 kişinin öldüğünü tahmin ediyor. Madya Pradeş hükümeti, gaz salımıyla ilgili toplam 3.787 ölümü doğruladı.

Daha sonra, etkilenen alan 700.000 vatandaşı içerecek şekilde genişletildi. 2006 yılında bir hükümet beyannamesi, sızıntının 38.478 geçici kısmi yaralanma ve yaklaşık 3.900 ciddi ve kalıcı olarak sakat bırakan yaralanma dahil 558.125 yaralanmaya neden olduğunu belirtti.

Yıllar sonra hala çocuklar sakat doğuyor

Firma felaket sonrasında bölgede etkili bir temizlik yapmadığı için toprak ve su kirliliği uzun süre devam etti. Greenpeace’in kazadan 25 yıl sonra (2009) yaptığı ölçümlerde toprakta olması gerekenin yedi katı toksik madde olduğu, sakat çocukların doğmaya devam ettiği anlaşıldı.

Kazadan sekiz ve 10 yıl sonra, Daimi Halk Mahkemesi (Permanent Peoples’ Tribunal) 19-23 Ekim 1992’de Bhopal’de, Endüstriyel Tehlikeler ve İnsan Hakları (Bhopal-I) ve 28 Kasım- 2 Aralık1994’de Londra’da, Endüstriyel Tehlikeler ve İnsan Hakları (Bhopal-II)  oturumlarını yaptı ve 1996’da “Endüstriyel Tehlikeler ve İnsan Hakları Şartı” kabul edildi.

Kaza, dört romana konu oldu:

  • Amulya Malladi’nin kaza sırasında Bhopal ile ilgili hatıralarına dayanan, gaza maruz kalma sonucu sağlık sorunları yaşayan bir anne ve oğlunun hikayesini anlatan romanı A Breath of Fresh Air (2002)
  • Indra Sinha’nın, gazın etkisiyle omurga rahatsızlığı ile doğan bir çocuğun hikayesini anlattığı 2007 tarihli romanı Animal’s People
  • Arundhati Roy’un Hindistan’daki birçok çağdaş siyasi meseleyi ele alan ve aynı zamanda hâlâ gaz sızıntısının sonuçlarıyla uğraşan birkaç karaktere de yer veren romanı The Ministry of Utmost Happiness (2017) ve
  • Annie Murray’in  kısmen felaket sonrası Bhopal’da geçen romanı Anne ve Çocuk (2019).

Biri belgesel olan iki filme ve biri yakında yayına girecek iki TV dizisi de olayı konu edindi:

  • Hintli film yapımcısı Tapan Bose’nın, felaket üzerine bir belgesel filmi, Bhopal: Beyond Genocide’ı (1986)
  • Trajediyi konu alan bir Hint filmi Bhopal Express (1999)
  • Televizyon belgesel dizisi Seconds from Disaster’ın 4. sezonunun altıncı bölümü “Bhopal Nightmare”(2011)
  • 2014 yılında, felaketin 30. yıldönümüne denk gelecek şekilde yayınlanan tarihi drama “Bhopal: A Prayer for Rain” ve 
  • “The Railway Men” adlı bir dizi bu kazaya dayanacak ve kazanın oluş yıldönümünde (2 Aralık 2022’de) yayınlanacak.

Felaketin ardından birkaç yıl firma hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Daha sonra açılan dava 26 yıl sonra 2010’da sonuçlandı. Verilen cezalar komik denecek düzeydeydi. Hint hükümetinin 3,3 milyar dolar tazminat istemesine karşılık toplam 470 milyon dolar tazminat ödendi; bu miktarın ne kadarının gerçek mağdurların eline geçtiği bilinmiyor. Kaldı ki, bu para mağdurların eline geçseydi bile kişi başına 500 dolar düşecekti.

Dava sonucunda Union Carbide firmasının üst düzey yöneticilerine yalnızca 2 yıl hapis ve 100.000 Hindistan Rupisi (1400 sterlin) para cezası verildi. Firmanın genel müdürü ABD’de yaşamaya devam etti, Hindistan’a dönmedi; Firmayı satın alan Dow Chemical Company ise felaketzedelerle iletişime bile girmeyi reddetti; üretime devam etti. Hindistan Hükümeti de yabancı yatırımcıları ürkütmemek için yeni şirketle sürtüşmeye girmekten kaçındı. Aradan geçen onlarca yıl sonra bile fabrikanın tanklarında kalan binlerce ton pestisit ve atık madde yağmurlarla toprağı ve yeraltı sularını kirletmeye devam ediyor.

Şimdi, Baudelaire’in “Yolculuk” şiirinde sorduğu gibi: Söyleyin, ne gördünüz?

Umur Gürsoy / Yeşil Gazete

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.