Mahallenin delikanlıları olurdu. Yabancıların mahalleye giriş çıkışlarında otokontrolü sağlayan. Tanımadıklarıyla tanışan zarar verecek gibi olanlarla kapışan, aradıkları kişilerle irtibatları kolaylaştıran delikanlılar..
Muhammet Alparslan ile Anadolu topraklarını yurt edinen Türkler, coğrafyanın delikanlılığını da üstleniyorlardı.
Amaçları iyinin doğrunun güzelin faydalının adaletin tesis edilmesi idi.. Osmanlı imparatorluğu en parlak döneminde iken Sultan 2. Mehmet ile “bir çağ açıp bir çağ kapatan” ve kendisine bu nedenle “FATİH” yani ”açan” ünvanı verilen Padişah’tır.  Sonrasında “dünya jandarmalığı" da nasip oluyordu Osmanlıya. Ta ki 2. Viyana kuşatmasına dek..

Kendisi İstanbul’u feth ederek Hz. Muhammet SAV’in “ne güzel komutan” övgüsüne mazhar olmuş. Ayasofya’da Cuma Namazını ve şükür namazını eda ettikten sonra Pontus Rum Devleti’nin üzerine sefere çıkarken, “bizde herkese yer var Türk’e bile” açıklaması çok manidardır..

Çokca anlatılan bir hikaye vardır..;
Savaş meydanında çarpışmalar sona erdiğinde yaralılar arasında gezerken, bir kişinin "Suuu" diye sesi duyulur.. Yaralının ihtiyacını gidermek için yanına gittiklerinde bir başka ses yükselir; 
"Suuu"
Yaralı işaret eder suyu O’na götür dercesine.. Diğer yaralının yanına gidildiğinde bir ses daha; "Suuu"

İşaret eder, git O’na götür dercesine..! Yanına gidildiğinde yaralı gözlerini yummuş şehadet şerbetini içmiş, suyu bir öncekine götürürler.. O’da şehadete ermiş, diğer yaralıya gidildiğinde şehadet şerbetini içmiş bulunuyordu.. En zor anında dahi kendisi için değil arkadaşı için yaşamasını düstur/hayat tarzı edinmiş bir ecdadımız vardı. Daha nice benzer örneklerle onurla şerefle yad edebilecek olduğumuz atalarımız var. Macaristan’lı bir profesör “Osmanlı Macaristan’da 300 yıl kalmış, topladığı verginin iki katı imar yapmıştır” demiş.. Ecdadın mezar taşları bile ne kadar büyük medeniyet olduğunun delilidir. Sayılamayacak kadar, insanlara hizmeti “yaşam biçimi” edinmiş geçmişimiz var.   

İslam coğrafyasında en güzel Müslümanlık Türkiye’dedir. Çünkü imparatorlukta yaşanan İslamiyet ile diğer coğrafyalarda yaşananın kıyas dahi edilmesi zordur. 
Osmanlı batıya göre bitirilmiş değil “durdurulmuş medeniyettir.” (Zbigniew Kazimierz Brzezinski,). Sonlanmamış medeniyet olduğu belli, zira sonlanmış olsa küçücük Ermeniler ile vurgu yapmaya çalışmaları, zurnanın son deliği ile bir şeyler yapılmaya çalışılması son derece enteresandır. 

Batı eline geçen her fırsatta, bazı çalışmalarla Türkiye’nin nezdinde İslamı ve Müslümanlığı karalama gayreti içerisinde..
Oysa bizim ecdadımızın böyle bir gayreti olmadığı gibi bilakis “bütün insanlığın kurtuluşu için” çalışılması söz konusu..
 
Bizdeki “şanlı tarih” batı da olsaydı eğer, inanın bizi hiç de konuşturmaz, hatta “at gibi kişnetirlerdi..”
  
  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.