Bilindiği gibi bir süreden beri sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla kentleşmede yapıların dik değil yatayda yapılmasını yani çok katlı yüksek yapılar yapılmamasını dile getiriyor. İlgili ve yetkililerden de kentlerimizin bundan böyle bu şekilde planlanmasını istiyor..
Yine son günlerde bu konuda yaptığı konuşmalarda Çevre ve Şehircilik Bakanı sayın Mehmet Özhaseki, Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2018 yılı bütçe görüşmeleri sırasında "kentsel dönüşümde strateji değiştirecekleri"ni açıkladı. Özetle şunları söyledi; “O zaman bir an önce bizim bu gerçekleri bilerek hareket edip, şu kentsel dönüşümü hızlandırmamız lazım. Adı kötü, herkes gıcık kaptı bundan amiyane tabirle.’Rantsal dönüşüm’ dendi, uygulamalar kötü, kötü. Belediyelerimiz şöyle bir yanlışlık içinde: Bir mahalleyi dönüştürmek istiyorlar, geliyorlar, yoğunluk ne kadar burada? Bir. Ama iki veriyorlar bir müteahhide, bir vatandaşa çözmeye çalışıyorlar. Anladık verdiniz de altyapıyı, yeşil alan, otoparkı hesapladınız mı? Yok, ver babam ver! O zaman İstanbul’un nüfusu 2 misline çıkacak. Bir bela var orada. Bina bazlı dönüşümlerde sadece Bağdat Caddesi dönüşüyor, rant yüksek olduğu için. Fakir fukaranın oturduğu yerler, hepsi neredeyse sıkıntılı, oralar dönüşmüyor. Bunlar da şu ana kadar yapılan dönüşümlerin yanlışlıkları.."
Bu konuda Yeni seçilen İstanbul yeni B.Şehir Belediye Başkanı sayın Mevlüt Uysal da yaptığı açıklamada " kentsel dönüşümün yanlış uygulandığını ve müteahhitlere rant sağlamadan ilave daire verip yoğunluğu arttırmadan devlet ve B.Şehirin kredi imkanlarını kullanarak çözecekleri"ni ifade etti..
Bütün bu ifadeler de gösteriyor ki Kentsel dönüşüm aslında gerçek anlamda kentsel dönüşüm değil "kentsel yenileme" bizim yıllardan beri her zeminde dile getirmeye çalıştığımız gerçekler geçte olsa görülmeye başlandığı anlaşılıyor..
Bunlar, biz 1989-1994 döneminde Nilüfer İlçemizin Kurucu Belediye Başkanı iken savunduğumuz ve yalnız savunmakla kalmayıp tavizsiz uyguladığımız görüş ve düşünceler.. O dönemde dahi birçok teknik sebeplerle Nilüferdeki bütün yapıları 5 kat ile sınırlamış ve aynen de uygulamıştık.
Günümüzde ise Kentsel dönüşüm adı altında Bursa’da özellikle de Nilüfer’de tam bir kaos ve kargaşa yaşanıyor..
B.Şehir’in Kentsel dönüşüm için yapılara 0.50 emsal artışı vermesi Bölge İdare mahkemesi tarafından iptal edilince önce B.Şehir mahkeme kararına rağmen nazım planlarda bu emsal artışını vermeye devam etmişti.. Daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devreye girerek Kentsel dönüşümle ilgili bütün yetkileri Bursa B.Şehir belediyesine devretmiş ve yetki devrinde şu şartların yerine getirilmesini istemişti.
Kentsel dönüşüm planları parsel bazında değil ada bazında yapılacak, mecbur kalınmadığı taktirde 0.50 emsal artışı verilmeyecek; bu artış verildiği taktirde bu alandaki sosyal ve teknik alt yapının yeterli olup olmadığının analizi yapılacaktır..
Ancak Bakanlığın bu açık yetki devrindeki şartlara uyulmamış kentsel dönüşüm planları ada bazında değil parsel bazında yapılmaya devam edilmiş 0.50 emsal artışı plan notları ile daha da arttırılmış artan yoğunluk ve katların ihtiyacı olan hiçbir sosyal ve teknik alt yapı ilave edilmemiştir..
Bu konuda BUSKİ nin ve diğer kamu kuruluşlarının ne bir proğramı ne de ek bütçe hazırlığı bulunmaktadır.
Bütün bu sebeplerle Bursa’da kentsel dönüşüm konusunda özellikle de Nilüferdeki kaos ve kargaşa bir an önce ortadan kaldırılmalıdır; Kentsel dönüşüm uygulamalarının gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığının gerekse sayın Cumhurbaşkanının istek ve direktifleri doğrultusunda bir an önce durdurulmasını ve sayın Bakanın ve Cumhurbaşkanımızın görüş ve düşünceleri doğrultusunda yeni esaslara bağlanmasını önemli ve öncelikli görüyoruz.