Bilindiği gibi AB ile müzakereler son birkaç yıldan beri çok yavaş ilerliyor. En son olarak çevre dosyası açılmış ancak bugüne kadar ciddi bir ilerleme kaydedilmemişti.
Ancak henüz çevre dosyası açılmadan bile Çevre Şehircilik Bakanlığı çevre mevzuatını AB mevzuatına uydurmak için başta Çevre yasası olmak üzere birçok yönetmelik ve genelge yayınladı.
Bu yasa başta olmak üzere yönetmelik genelgeler ve tebliğler halen uygulanmaya devam ediliyor.
AB kendi prosedürü içerisinde bir taraftan diğer konularda olduğu gibi çevre konusunda da yeni mevzuat çalışmalarına devam ediyor.
Bu çalışmalardan en önemlilerden birisi de AB Komisyonunun çevre suçlarına ağır cezalar getirmesi konusundaki hazırlığıdır.
Avrupa Birliği Komisyonu, çevre suçlarına ağır cezalar getirmeyi planlıyor. Komisyon, zehirli atık dökmeden, zararlı maddelerin uygun olmayan şartlarda taşınmasına kadar yayılan pek çok eylemin ceza kapsamına alınmasını öneriyor.
Komisyon tarafından hazırlanan pakette en ağır ceza, kasıtlı olarak işlenen ve insanların yaralanmalarına ya da yaşamlarını kaybetmelerine yol açan çevre suçları için geçerli olacak. Bu tür bir suçun 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması planlanıyor. Diğer suçlar için de 1 ile 3 yıl arasında değişen hapis cezalar öngörülüyor.
AB, hapis cezasıyla yetinmeyi de düşünmüyor. İşledikleri çevre suçları nedeniyle, insanların ölmesine ya da yaralanmasına neden olan şirketlere 750 bin ile 1.5 milyon euro arasında para cezası verilmesi de gündemde.
Bu önerilerin hayata geçebilmesi için Avrupa Parlamentosu'ndan yeşil ışık alması, ardından da 29 üye ülke tarafından onaylanması gerekiyor.
Esasen bugün bile bizim mevzuatımızda çevre kirliliği ile ilgili ağır cezalar öngörülmüştür.. Çevre konusundaki sorumluluklarını yerine getirmeyen sanayicilerimiz ve yerel yönetimlere ağır para cezaları verilebilmektedir.
Şüphesiz bu cezalarla ilgili yeni düzenleme hazırlıkları tamamlandıktan sonra önce AB ülkelerinde uygulanmaya başlanacak bir süre sonra da bizim gibi müzakere sürecinde bulunan ülkelerde uygulanması için yoğun baskı altında tutulacağımız açıktır.
Bütün bu sebeplerle başta sanayicilerimiz olmak üzere belediye ve diğer kurumlarımızın halen yürürlükte bulunan çevre mevzuatı ile ilgili yasa ve yönetmeliklerde belirtilen sorumlulukları harfiyen yerine getirmeleri gerekmektedir.
Aksi halde gerek halen yürürlükte olan mevzuat gerekse AB de hazırlanmakta olan yeni düzenlemeler çerçevesinde büyük maddi kayıplara uğramaları yanında hapis cezaları ile karşılaşmaları dahi söz konusudur.