Ağlamayan göz, içi yanmayan yürek varsa, bu ülkenin yurttaşı demeyelim; sevdalısı değildir, desek çok mu acımasızlık etmiş oluruz.

Göz kanalları işlevini yitirmişse ama yüreği yanıyorsa o da bu yurdun has evladıdır..

Böyle günlerde yüreği yanmayan, yaşam zevki kararmayan insan bulunabilir mi?.

Yitirdiği yakınına içi yanıp dağlanmıyorsa birinin, soyunda ya da mayasında bir kırıklık var demektir..

Tarihin yazacağı en büyük bu 2 depremde resmî yetkililer, ihanet ölçüde paylaşımlarda bulunan provakatörlerin, kirli fırsatçıların olduğunu belirtiyorlar..

Her karış toprağı şehit kanları ile sulanmış bu Aziz Vatan sathında, bu tür evlatların yetişmiş olması çok acıdır..

Kusur onlarda değil kişiliklerini yoğuranlardadır..

Hainlik sıfatını Ana’larına saygımdan dolayı kullanmasam da.

Bir eğitim hatası olarak niteleyelim o zaman..

..

Yurt insanımızın etik değerlerle yetiştirilmesi, bilimsel verilerle donatılması Mili Eğitimimizin temel politikasıdır şüphesiz.

Doğru ve sağlıklı genel hedefler olmasına rağmen özel hedeflerde başarı sağlanamamışsa, kıymeti harbiyesi yoktur yazıya dökülmüş politikaların..

En başta eylemi ile örtüşen eğitimli  ana-baba kurumsallaşmasını sağlamış olmamız gerekli diye düşünürüm..

Çünkü aile kurumumuz, iyi eğitilmesi gereken bireylerin yuvasıdır..

Bu yuva düzgün işlevleri ile beden ve ruh sağlığı yerinde yavruları yetiştirir ve belli öğretim yaşına geldiklerinde, onları öğretim kurumlarına emanet eder..

Etik değerlerin, dürüst kişiliğin ve yüce ahlakın kimliklere yerleştirildiği beyin ve yürekler, bu iki kurum içinde vücut bulurlar..

Aile ve okul..

Özellikle saygın aile kurumu içinde filizlenir büyük olmaya aday ve doğru kişilikler.

Bu nasıl sağlanabilir? Veya biz bu noktaya nasıl gelebiliriz? sorularının tek yanıtı vardır..

Ülke bireylerini alt kültür karanlığından, bilimin ışıklandırdığı ulus aydınlığına ulaştırmak...

İlk hamuru düzeltilecek yer ön teker konumundaki ailedir.... Ön teker düzeltildiğinde, arka tekerler onu izler..

Birkaç yıl önce teknik öğretmen bir arkadaşım,

-Yahu Enver’ciğim, ben iki oğlumu sokaklarda kaybettim. Sokaklar aldı evlatlarımı elimden.. Gece saat ikilere, bazen de sabaha doğru eve geliyorlar..Tartışmalarımız, sürtüşmelerimiz bitmiyor.. Oğlum diyorum zat-ı Ali’lerine, hani beni düşünmüyor, saymıyorsunuz ama şu evlat yüreği ile yanan ananızı bari düşünün. Kadıncağız bazen iki gözü iki Çeşme,her gece gözü pencerede, yolunuzu gözlüyor..

desek de sonuç alamıyoruz.. Kız evladın olduğuna şükret, erkek evladı ömür EĞE’si..

O nedenle bu acı günümüzde, gözü yaşaracak yurttaş gerekli ülkemize..

..

YAS GÜNÜMÜZ İSE 6 ŞUBATTA BAŞLADI..

Acıları, dertleri var Türkiye’mizin geçmişteki ve bugünkü şiddetli depremlerle..

Umarım, sonsuza dek sürmeyecek..

Alnına yazılan bir coğrafi deprem kaderi var garip ülkemizin, dileklerle dualarla değişmeyecek..

Ancak kafa yapısı olmalı, tek değişenin..

Biri Tekirdağ'dan, diğeri Muğla’dan Van’a uzanan ahtapot deprem kolları oldukça..

Depremler sür-git devam edecek..

Binlerce yurttaş yitirdik bu geceki ve ertesi günkü 2 büyük depremlerde..

Anne sütü yudumlayan, beşikte yatan bebeklerimizle belki birlikte binlerce yurttaş.

Yıkanmış giysileri ipte kaldı,

Yaşam umutları toprakta..

..

Hırsız yap-satçıların çürük binaları altında kalan cesetleriyle..

Yakacak, dağlayacak yüreklerini soyundakilerinin öncelikle..

Acıları sonsuza kadar sürecek evlatlarında, yakınlarında.

Ülke olarak da hepimizin yüreğinde..

Harakiri yapan bir Japon kadar onurlu yap-satçımız yoksa bizim?

Bu depremler hep sürecek..

..

Şairiyle ozanı var, gazilerle şehidi var, gurur duyduklarımız

Hep yalanı olanı var, çalanı var, talanı var..

Arsız, hırsız yap-satçısı var

Bağrı soyulan Türkiye’min..

..

1999 depreminden sonra alınan önlemlerle konutlarımızın önemli ölçüde iyileştirildiği söylenmekte.

Doğruluğunu bu depremler test edecek..

Buna rağmen konut yapımlarında ve diğer her alanda "Onur eksikliği" yaşayan  bir kısım yurttaşımızın da hizaya getirilmesi gerektiğini düşündürüyor bu depremler..

Çürük konut altında kaybettiğimiz her insan devletin en dikkat çeken zafiyetidir hatta ayıbıdır..

% 70'i Deprem fayları ile dolu bu zorlu coğrafyada, yıkılmayacak konut yapımını güvenilir büyük şirketlere hemen verelim .. Devletin sıkı denetiminde..

Başta Hırsız yap-satçılar olmak üzere, tüm konut yapımcılarına da büyük cezai yaptırımlar getirelim..

Yatırımları da erteleyelim, gerekiyorsa..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.