Varoluşun kendisi bilinçtir. Ve var olan her şeyin bilincini artırma sorumluluğu vardır. Anda yaşayan hayvanların bilinç aşama sorumluluğu insan kadar değildir. İnsana verilmiş özelliklerin sınırsız olmadığını bir fıtratının olduğunu biliyoruz. Esas olan bize verilenleri bile daha kullanamamamız!

Mesela; neden ışınlanma yapamıyoruz, neden zihnimizin çoğunu kullanamıyoruz, neden düşünce gücümüzün önemini bilmiyoruz?

Bilinci ruhumuzun kabı olarak düşünelim. Bilinç gerçekte ruhumuzun yaşıdır. Kişinin gerçek boyudur.

Tekamül ise olan ve olgunlaşan bilincin açılması ile ruhtaki, yani bizdeki üst titreşimin genişlemesidir. Titreşimin artması ve esnekleşmesi ile de yaşama nedenimiz gerçekleşir!..

Bilinç kabının genişlemesini neler engeller:

-Yargılar, önceden edinilmiş tanımlar.

-Duygu kalıpları; korku, kaygı, ego, başkalarını çok önemsemek.

-Düşünce kalıpları; yaşamadığımız ama sahiplendiğimiz düşünceler.

-Tüm bağımlılıklar ve geçmiş acılara takılmak.

-Yaşama bakışımız; gelişme kapasitemize inanmamamız, gördüğümüz ile yetinmemiz, kişisel gözlemden kaçınmamız, mükemmelliğin durağan olduğunu sanmamız gibi.

Bilinç kaybını engelleyen her madde azaldıkça bilinç kabı esnekleşir ve saydamlaşır.

Bilinç kabını neler genişletir:

-Hayal gücümüzü kullanmak.

-Sezme gücümüzü geliştirmek.

-Daima yeniliğe hazır olmak.

-Kendimizin akışını fark etmek ve bütünün akışına uyumlanmak.

-Meditasyon ve ibadetlerle nefsimizi eğitmek.

-Bir sanat dalıyla uğraşmak, üretmek.

Bilinç kabı ne kadar katı ve kalın olursa bu yaşantı bize o kadar cehennem olur. Üzüntüye takıldıkça, bir şeyin sahibi olduğumuz sandıkça ve şikayet ettikçe kalınlaştırırız. Kısıtlı akılla aynı döngüde dönüp dururuz. Kendi oluşturduğumuz girdapta batarız. Sadece bunu fark etmek bile o döngüden bize çıkış yolu sağlar.

Kitaplarını vermeye kıyamayan bir arkadaşıma:

-Sen hepsini okumadın mı, aldığını aldın, onların başkalarına da faydalı olmasına sebep olsana, birkaç başvuru kitap kalsa sana yeter, dedim.

Arkadaşım kitaplarını kesinlikle vermeyeceğini söyledi. İki gün sonra uğradığımda beynine bir pıhtı geldiğini ve okuma yazma odasının kapandığını açıkladı!

Bilinç kabımız ne kadar esnerse biz bütünsel zenginlikten o kadar faydalanırız. O zaman bu yaşam bize cennet olur. Kimyamız bile değişir. Cüzi akıldan külli akla ara ara geçebilir, bütünleşerek gerçek zenginliğe ulaşabiliriz. Olanı fark eder, sorumluluğumuzu alır, bütünle hareket ederiz. İyi ve kötünün birbirine aktığını, her şeyin sürekli değiştiğini kavrarız. Bilincimiz oranında kişisel güçlerimizin ortaya çıkışını hayranlıkla izleriz. Tüm varoluşun sihirli olduğunu hissetmek bu sihrin parçası olmak bize göre şahane olur!

www.leylasabah.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.