Ülkemizde gün geçmiyor ki beklenmedik, sıra dışı bir olayla karşılaşmayalım.

Ama bunların çoğu olumsuz nitelik taşıyor, taşımasa da uzun vadede sonuçta işe yarar görüntüsü vermiyor.

Örnek derseniz, bir Türkiye vatandaşının uzaya gönderilmesi. Bir vatandaşımızın uzaya gitmesi elbette gurur verici bir olay. Kendisi FETÖ kumpası mağduru mücadeleci saygın bir kişi. Fakat nasıl gitti? ABD ile uzay istasyonunda birlikte mi çalıştık, kendi uzay istasyonumuzu kurup oradan mı gönderdik? Bu soruların cevapları elbette hayır.

Peki havacı albayımız oraya nasıl gitti? Türkiye bütçesinden ilgili şirkete beş beş para sayılarak. Yani bizim paralarımız çar çur edilerek. Üstelik 55 milyon dolar. Tank-palet fabrikasına 50 milyon dolar veremezken. İki haftalık eğitim ücreti ise şimdilik bilinmiyor.

Bizden önce uzaya para ile adam gönderen, Afganistan, Bulgaristan, Suudi Arabistan, Macaristan Slovakya, Küba, Malezya gibi ülkelerin bu girişimini, Sayın Erdoğan’ın “paralı turistik gezi” diye eleştirdiği bir yolculuk. Gösteri yapıp oy toplamak için iyi bir yol. Demek iktidar artık bu noktaya geldi? Orada birtakım araştırmalar da yapacakmış albayımız, ancak bilim adamı değil. Bunu nasıl yapacak? Belki de bir miktar toprak alıp gelecek. Oysa o toprağı daha ucuz maliyetle de satın alabilirdik.

Bu olay bana Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) uzay yolculuklarını hatırlatıyor. Onlar hiç değilse kendi uzay istasyonlarını kurmuş, bilimsel araştırmalarını yapmış, kendi çabaları sonucu uzaya gitmişler, bilimsel birikim ve harcamaları ülkelerinde kalmıştı.

Peki bunlar ne için ve ne pahasına yapılmıştı? ABD ile yarış yapıp gövde gösterisi yapmak ve iktidarda kalmak için. Halkını açlığa ve yoksulluğa terk ederek. Benim de orada olduğum yıllarda, Ruslar devletlerini “başı göklerde bir dev, halkı yerde sürünen bir ülke” olarak tanımlıyordu. Ruslar, tevekkül sahibi, sabırlı bir halktı. Sabır taştı bunun sonucu, SSCB’nin dağılması oldu.

Bizde de benzerlikler var. Halk açlık ve yoksulluk içinde, hastanede tedavisini olamıyor, SMA’lı çocukların aileleri yardım kampanyaları ile para dileniyor, emekliler ölüme terkedilmiş durumda. Biz milyon dolarlar ödeyerek, gösteriş olsun diye, algı yönetimi yaparak, güya araştırma yapacak bahanesiyle, uzaya adam gönderiyoruz. Tepedekiler ise lüx ve israf içinde halktan özveri bekliyor.

SSCB, ABD ile yarışıp göz boyarken, iktidar muhalefetle yarışıp seçim öncesinde göz boyamaya, oy devşirmeye çalışıyor. Umarım sonumuz SSCB gibi olmaz. Her bakımdan tükenmiş durumdaki bizim basiretli halkımızın da dayanma gücü son bulmaz.

Ülkemiz ne yazık ki, böyle sıra dışı güç ve Bizans oyunları ile bir yerlere doğru sürükleniyor. Dileyelim ki sabır taşı niteliğindeki halkımız, daha büyük hasarlar oluşmadan gerçekleri görür, sağduyu içinde, demokratik biçimde gereğini yapar. Belediye seçimleri fırsatını kaçırmaz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.