Bir özgürlük savunucusundan bahsedeceğim bugün. 

Son LGBT özgürlük savunucusu olma ihtimali yüksek birisi. 

Gökkuşağı bayrağını elinde sallayan, mor rengin tılsımına kapılmış birisinden. 

Özgürce yaşamayı yeğlediğini düşünen, LGBT özgürlük savunucusuyla bir röportaj yapıyor olsam hangi  soruları sorarım diye düşündüm şöyle bir an. 

Mesela anne ve babasını hatırlayıp hatırlamadığını sormak isterdim. 

Çünkü verdiği özgürlük mücadelesinde en önemli etken anne ve babasıdır herhalde. 

Dünyaya gelmesinin ardından ihtiyaçlarını gören, yüzüne konacak sineğe dünyayı dar eden bir annesi ve  hayatın tüm zorluklarına rağmen iyi bir eğitimle yetiştiren, toplumun çeşitli sorunlarını dert edinen,  çözüm üreten, sosyal sorumluluk sahibi evladı olmasını arzulayan bir babası vardı belki de. 

Büyüdüğünde çocuklarının bir ‘özgürlük mücadelesi’ vermesinden gurur duyacak ebeveynlerdi ikisi de  eminim. 

Ne annesi ne de babası asla hemcinsiyle resmi veya gayrı resmi bir ilişkiyi hayal bile etmezlerdi sanırım.  Torunları olmalarını arzu edip, onları da yetiştirmek isterlerdi, ya sizce!  

LGBT’li özgür yaşam savunucusu, aslında büyüdüğünde de yaşadığı hayatı ile bir özgürlük mücadelesi vermekteydi kendince. 

Reel bir gerçekten haberi de olmayabilirdi. Bu kendisinin eksiği sayılmazdı. 

Fakat hiç akıl etmediği bir durum vardı. LGBT özgür yaşam savunucusunun. 

Hatta tam terimi kullanmalıyım! 

Son LGBT özgür yaşam savunucusunun. 

Neden mi ‘son’ kavramını kullanıyorum? 

Şöyle ifade edeyim! 

Diyelim ki son LGBT özgürlük savunucusunun annesi bir lezbiyendi. Cinsel tercihini hemcinsinden yana  kullanıyordu. Hatta babasının da tercihi hemcinsinden yana olsaydı. LGBT özgürlük savunucusu olan  kişinin dünyaya gelme ihtimali %’de kaç olacaktı?  

Cevabı ben vereyim, % Sıfır ihtimaldi.

Kendisine sorduğumuzda, dünyaya öyle veya böyle gelmişti. Hayatı kendisine aitti. Toplumda belirli bir yer teşkil ediyordu. Kendince ‘özgürlük mücadelesi’ de vermekteydi. 

Söyleyin bana, LGBT özgürlük savunucusu büyük bir hızla kendisini bekleyen bir nesil tükenişine doğru  ilerlemiyor mu? 

Savunduğu fikriyatın son temsilcisi konumunda değil mi? 

Tercih ettiği yaşam, neslinin tükenmesine neden olmuyor mu? 

Anne ve babası da kendisi gibi bir cinsel eğilime sahip olsaydılar, LGBT özgürlük savunucusu dünyaya  teşrif edemeyip, gökkuşağı renklerine aşık olamayacak, gerçekte hiçbir anlamı olmayan mor renk  tılsımından bihaber olacaktı.  

Bir belgeselde dünya yaratıldığından beri 125 Milyar insanın yaşamış olduğu anlatıldı. Fazladır da bir o  kadar da çeşitli hayvanların yaşadığını düşünelim. En azından memeli hayvanların sayısı insanoğlu sayısı  kadardı diyelim.  

Geçmiş dönemlerde yaşamış hayvanlar ve insanlar cinsel tercihlerini hemcinslerinden yana kullansaydı  günümüz dünyasında nesillerin devam etme ihtimali olabilir miydi? 

Ki LGBT’li özgür yaşam savunucuları gibi cinsel tercihi olarak hemcinsini seçen bir tane bile hayvan  duymadım. Etoloji uzmanlarından da böyle bir olayı nakledene rastlamadım. 

Şimdi sorumuzu soralım bakalım.  

Özgür yaşam savunucusu olduğunu iddia eden LGBT’linin, tercih ettiği, biyolojik olarak da üremede  meşru olmayan çeşitli sapkınlıklardan ibaret cinsel eğilimi ile kendi neslinin son örneği değil midir? 

Aklımızla, neslimizle oynamak istiyorlar. 

Sakın böyle bir tuzağa düşmeyin derim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.