Bursa Arena E'Gazete
2025-04-25 00:45:20

İnsanın Yaptığı -1-

ÖZKAN GÜNAL

25 Nisan 2025, 00:45

Asıl olan sensin, sen “Bir”sin. Mezun oldun diploma aldın yanına bir sıfır koy, iyi bir şirkette işe başladın, yönetici oldun bir sıfır koy, araba aldın bir sıfır koy, ev aldın bir sıfır koy bir sürü sıfır oldu birin yanında. Bunların hepsi bir başarıdır diyor hikâyede. Ama başındaki biri alırsan geriye kalan sıfırların hiçbir anlamı kalmıyor. Aşağı yukarı her eğitim seminerinde bunu muhakkak anlatırlar. Ama günümüzde değer yargısı bire göre değil sıfırların çokluğuna göre. Çünkü değer yargısı paradır ve paranın çokluğu sıfırların çokluğuyla artar. Bir liranın ne değeri var? Hiçbir değeri yokken yanına sıfır koydukça değeri artar. On, yüz, bin, on bin gider bu! Yanına sıfır koydukça paranın değeri artıyor ya işte değer yargısı sıfırlara yönelik. Değer yargısının tabi olduğu esas önemli olan şey baştaki o birdir. O bir kaybedilmediği sürece kimse birin farkında değil. O zaman zenginlik dediğimiz şey farklı bir anlam kazanır. Biz neye zenginlik diyoruz? Benim çok sevdiğim bir söz vardır,

“Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha zengindir”

Zenginliğin ne olduğunu görmek istiyorsak sağlığını kaybetmiş insanlara soralım da bize ne olduğunu söylesinler. Gözleri görmeyen birisine soralım zenginliğin ne olduğunu. Kulakları işitmeyene, dili konuşamayana soralım, anlatsın bize ne olduğunu. Eli olmayan, bacağı olmayan, bugün engelli vasfındaki o ibretlik insanlara soralım zenginliğin ne olduğunu, onlar bize anlatsın neymiş zenginlik, biz de bir dinleyelim. Yine çok sevdiğim bir söz derki,

“Derdine şikâyet etme derdin bir başkasının hayali olabilir.”

Senin dert ettiğin şey bir başkasının hayalidir hiç unutmayalım. Şu an biz oldukça ağır seyreden bir grip rahatsızlığı içerisindeyiz, şikâyet mi edeceğiz. Hastanelerde öyle hastalıklarla boğuşan insanlar var ki grip olmak onlar için cennet. Keşke mevcut hastalığı iyileşse de grip olsa. Onun için cennet olan bir şeydeyiz, cennete mi şikâyet edeceğiz! Biz hayata Hakk çizgisinde pozitif bakacağız, hayatın geçek değeri üzerinden bakacağız. Sonradan oluşturulmuş, gelip geçici ve sahte olan değerler insanı her zaman aldatır. Allah, insana belli bir ömür tayin etmiştir, Kendisi, Enam suresi 2. Ayeti kerimesinde,

O, sizi bir çamurdan yaratan, sonra size bir ecel, bir ömür süresi tayin edendir. Bir de O'nun nezdinde muayyen bir ecel vardır. Sonra, bir de kalkmış şüphe ediyorsunuz!

diyerek buyuruyor. Rahman suresi 26-27. Ayeti kerimelerde de,

Her şey fani ancak Allah’ın zatı bakidir.

diyerek yine faniliğe işaret ediyor. İnsanın, şehadet âlemi olan dünyada Allah’ın belirlediği bir ömrü vardır, o ömür tamamlanınca artık dünyada fiziken bulunamaz hale gelir. Ölüm hak, o zaman öldüğümüzde dünyada kalacak olanlar için yaşamak değildir Allah’ın kulluk diye tanımladığı! Ölünce de seninle kalacak olanı kendinde oluşturabildin mi? Yanında götürebilecek neyin var! Elde etmek için uğruna insanlığını yok ettiğin, paran, makamın, malın, gücün, şan ve şöhretin ne varsa hepsi bir gün ardında kalacak ve hiç olacak unutma! Bunları elde etmek için yaptığın tüm haksızlıkların, adaletsizliklerin, kandırmaların, çalmaların, zulümlerin, Allah’ın emrine karşı gelmelerinin hesabını vereceksin. Hesabını verecek olduklarınla elde edilen kazanç ile yapılan iyilikler sadece kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.

Bir Allah dostu, alem-i manada huzur-u Hakk’a çıkıyor, “Bize ne getirdin?” deyince Allah, “Ya Rabbi yokluğumu getirdim” diyor hazret. Burada bahsedilen yokluk, “Ne getireyim elim bomboş, neyim varsa hepsi dünyada kaldı” anlamında kullanılan bir yokluk değil. Tevhide ait bir söz söylüyorsak, işitiyorsak ya da anlamaya çalışıyorsak yapmamız gereken şey, merkeze insanı koyarak insanla tevhit etmektir. İnsanın dışındakilerle tevhit ederek anlamaya, yorumlamaya çalışırsak hep noksan kalacak çünkü tam olan insandır. İnsan, diğerlerine göre neden tamdır oraya da değineceğiz. İnsanın dışındaki her şey kendiliğinde, kendiliği olarak tamdır. Ama insanın, insan olarak yaratılmasıyla gelen tecelligâhlık özelliği onu tam yapar. İnsan tam olduğu için âlemi de tamamlayandır. İnsanın özü ve hakikati cihetiyle konuşuyoruz. Eksik ve cahilce bulunuyor oluşuyla değil. İnsan-ı Kâmilden bahsediyoruz.

.....

Yazının devamı için tıklayınız

.....

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.