Osmanlıdan günümüze kadar intikal eden bir gerçek hayat hikayesi ile başlamaya karar verdim konunun anlatımına..Öncelikle “Karamürsel sepeti”nin tarifini yapacak olursak.. Kestane ağacının çubuğundan örülen, kendisine has özellikleri ile oldukça da pratik, kullanışlı ve basit görünümlü bir el taşıma aracıdır.. Söz konusu taşıma aracının en önemli özelliği ise, ağaçlardan toplanan yaş meyvelerin zedelenmeden ulaştırılmasıdır..Üne kavuşması ise; Osmanlı Padişahlarından Abdülaziz Han’ın bir seyahat için Hereke’deki Av köşkü'ne gelmesiyle başlar..
“Tepsiye sığdıramadık !" Sultan Abdülaziz Han’ın Hereke’ye geldiğini duyan Karamürsel eşrafı, Padişaha adet aldığı üzere bir hediye götürüp sunmaya karar verir.. Mevsimin de yaz olması doğal olarak yazlık bir meyvenin ikram edilmesi şeklinde olmalıdır..Şimdilerde pek de bulunmayan, ya da ihracatı sebebiyle Türk halkına pek de ulaşamayan o muhteşem “Napolyon kirazı” seçilir. Padişahın huzuruna çıkacak olan temsil heyeti seçilir, kasabayı temsil etmek üzere.. Temsilciler itina ile toplanan ve sepetlere konulan kirazları yanlarına da alarak sandallarla Hereke’ye giderler..Padişah huzuruna kabul edilen heyet de hediye sepetlerini sunar..
Oldukça değişik ve sade olan hediyeyi gören Abdülaziz Han; şaşkınlığını gizlemeyerek, hediye sepetini şöyle bir süzer..Ancak içinde ne olduğunu da merak etmektedir..Derhal gümüş bir tepsi getirilir, sepetin içerisinde bulunan o muhteşem kirazlar tepsiye boşaltılır..Tepsi kirazları almamıştır..Padişah Abdülaziz Han hayretle şöyle mırıldanır;
“Sepeti ufak tefek gördük amma, içerisindekileri tepsiye sığdıramadık ! “ “Ufak tefek gördün de !.." İşte o gündür bu gündür ; “ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi sandın ?" sözü söylene gelmiştir.. Bu sepetler halen yöre halkı tarafından yapılmaktadır..Karamürsel’den Yalova istikametine giden yol kenarlarındaki mevcut tezgahlarda rastlayabilirsiniz..
………
Şimdi gelelim asıl konumuza ABD’nin ülkemiz topraklarında kurduğu, “üs“lerin durumuna..
Neden böylesi “üs”ler kurulmuştur.. “üs”lerin kurulması, Türkiye için dışarıdan gelebilecek olan tehlikelere ve tehditlere karşı ne ölçüde tedbirdir..
- ABD'nin 1957 yılında Karamürsel'de inşa ettiği, 1979 yılına kadar da; bu bölgeden "komünizm tehlikesi" olarak görünen Rusya'yı dinlemek üzere kullandığı, " hava üssü "..
- Söz konusu "hava üssü"nde 3.000 ABD'li askeri personel görev alırken, Yalova'nın da yaşam biçimi değişiyor, modern bir kent anlayışı ile yepyeni binaların inşaası, villaların var oluşları ortaya çıkıyordu..
- 1979 yılında ABD hükümetinin çok da istekli olmamasına karşın, mevcut üssün Türkiye Cumhuriyeti 'ne devredildiğini, ABD personelinin de bölgeden ayrıldığını biliyoruz..
ABD tarafından kullanılan “üs” halen “ Yalova Deniz Kuvvetleri Eğitim Tesisleri” olarak kullanılmaktadır..
……….
Şimdi gelelim bir başka tartışmalı “üs”sün durumuna ;
“İNCİRLİK ÜSSÜ” Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti dilediği takdirde mevcut üssü kapatabilir mi ?
Öncelikle gazetemizin bu yönde okuyucularını muhatapla yaptığı ankete bakalım;
“İncirlik Üssü Amerika'ya kapatılmalı mı ?"
Anketin 3. gününde yani an itibariyle cevaplar;
Evet………...… 1147 Oy
Hayır ………… 16 Oy
Farketmez…… 42 Oy
Toplam Oy…... 1205 Oy ……….
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın İncirlik üssü ile ilgili yaptığı açıklamada; "Koalisyonun destek vermemesi İncirlik Üssü'nü de sorgulatıyor. YPG'yi merkeze alan DEAŞ ile mücadele stratejisinin doğru olmadığını ifade ettik, etmeye devam edeceğiz” dedi.. İncirlik üssü’nü kapatma hakkı ile ilgili tartışmalarla ilgili olarak da; "Bu hak her zaman bizim elimizde var. Ama dediğim gibi önce şartlar değerlendirilir. Egemenlik hakları çerçevesinde tasarruf hakkı bizdedir" diyerek görüş bildirdi.. ……….
İncirlik Üssü'yle ilgili yapılan son açıklamalarının hatırlatılarak, "Kapatılması söz konusu mu? " sorusu üzerine Bakan Işık, "üssün hükümetten daha çok kamuoyu tarafından sorgulandığı" na işaret etti. Burada hedefin DEAŞ'le mücadele olduğunun altını çizen Işık, DEAŞ'ın ortak düşman olduğunu belirtti. Türkiye'nin kendi sınır güvenliğini sağlamak, DEAŞ'ı bölgeden atmak için Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattığını anımsatan Işık, şöyle devam etti: "Bu harekatın birincil hedefi DEAŞ'ın bizim sınır hattımızdan ve bölgeden söküp atılması. Peki böyle bir mücadele koalisyonun kuruluş amacı olduğu için koalisyonun ve başta ABD'nin Türkiye'ye destek vermesi gerekmez mi? '20 kilometrenin aşağısında size destek vermiyoruz.' Niye? 19'ncü kilometredeki DEAŞ'ta, 21'nci kilometredeki DEAŞ değil mi? 30'ncu kilometredeki DEAŞ'lının, 19'ncü kilometredekinden ne farkı var? Burada bir samimiyet problemi var. ABD burada samimi olarak maalesef Türkiye'ye gerekli desteği vermiyor. Siz koalisyonu DEAŞ'la mücadele için kurdunuz. Bizden de yardım istediğiniz. 'Koalisyon güçlerinin İncirlik'te konuşlandırılması doğrudur, biz bu izni veriyoruz' dedik. Peki bu izni verdikten sonra bizim DEAŞ'la mücadelede desteğe ihtiyacımız varken siz niye bu desteği vermiyorsunuz? Niye ipe un seriyorsunuz? Yok görüştük, şöyle oldu, böyle oldu, yan yattı çamura battı, bu. Siz bu anlayışla hareket ettiğiniz sürece, o zaman Türkiye kamuoyu da diyor ki 'Bunlar samimi değil, bunların gizli ajandası var.' 20 kilometreye kadar destek verdiniz de 20 kilometreden sonra niye destek vermiyorsunuz? Bunun Türkiye'de sorgulanması gayet tabiidir. İncirlik bir NATO üssü değil Işık, her görüşmelerinde bu konuları ABD'li yetkililerle konuştuklarını ve bütün hassasiyetleri ortaya koyduklarını belirtti. Işık, şu değerlendirmeleri yaptı: "ABD bizim NATO'da müttefikimiz. Müttefiklik ilişkisinin temeli açıklık ve samimiyet olmalı. Eğer açıklık ve samimiyete dayanmayan bir müttefiklik ilişkisi varsa, bu ilişkiyi sürdürmek zorlaşır. Burada bizim müttefiklerimizden beklentimiz Türkiye'ye karşı açık ve samimi olmaları. Biz bunu bekliyoruz. Bu, 'bugünden yarına İncirlik kapatılacak' anlamına gelmiyor. İncirlik Üssü bir NATO üssü değildir. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım.
Türkiye'nin izni ile orada bulunuyorlar. Türkiye bu noktada ABD ile de diğer koalisyon ülkeleriyle de görüşmelerini sürdürüyor. Bu görüşmeler eğer Türkiye'nin çıkarlarını tehdit eder bir noktada cereyan eder ve bir sonuç alınamazsa o zaman Türkiye her türlü ihtimali değerlendirir. İncirlik'teki koalisyon güçlerinin varlığı DEAŞ'la mücadele dışında başka bir amaca yönelik bulunduruluyor kanaati oluşursa elbette gereği yapılır. Şu anda bunu söylemek için çok erken. Sonuçta biz bir ittifak içerisindeyiz. ABD'li yetkilileri bu konuları defalarca konuştuklarını yineleyen Işık, bazı olumlu adımlar atıldığını, olumlu yansımalar olduğunu ancak bunun bekledikleri hızda gerçekleşmedi.." ABD ve diğer koalisyon ülkeleriyle görüşmelerinin sürdüğünü tekrarlayan Fikri Işık, "Ümit ederiz ki bu görüşme trafiğinde sonuç alırız. Yoksa adım atılmayan bir görüşmenin sonuçta itibarı olmuyor. Sorunlarımızı bütün açıklığıyla ortaya koyuyoruz. Sonuçta yetki Türkiye'dedir. Bu konuda son karar Türkiye'nindir. Bu konularda gerekmedikçe nihai kararı vermeyiz ama gerektiğinde vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın." dedi. ……….
“İncirlik üssü” ile ilgili bir başka görüş bildiren Bakan Çavuşoğlu’nun sözlerini de hatırlayalım..
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "halkın ABD'yi İncirlik Üssü'nü niye tutuyorsunuz?" diye sorduğunu ve "ABD ile güven bunalımı yaşandığı"nı beyan etti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin Türkiye için çok önemli bir müttefik ve Türkiye'nin her alanda işbirliği içinde olduğunu da söyledi.. Sonrasında ise ;
"Halkımız diyor ki , 'bunları niye tutuyorsunuz ?' İncirlik üssünde. Sadece ABD değil diğer ülkelerin uçaklarına da izin verdik ki DEAŞ'a karşı birlikte mücadele edebilelim. Bizim için en hassas olan operasyonda, DEAŞ'a karşı operasyonda hava desteği vermeyeceksen o zaman ne işe yarayacaksın?" ……….
Gazetemiz yazarı E. Hava İsthb. Albayı Ziya İlker GÖKTAŞ’ın da “İncirlik üssü” ile ilgili görüşlerini bakalım nasıl değerlendireceksiniz.. Siz değerli okurlarıma konunun uzmanı tarafından hazırlanan yazıyı neredeyse bir makale tadında kesintisiz olarak sunmak istiyorum..
“İNCİRLİK ÜSSÜ” Soğuk Savaş döneminde ülkemizde Sovyetler Birliği tehdidine karşı bir çok ABD üssü kurulmuştur. Bunlar o dönemde Askeri Havaalanları, Elektronik Dinleme ve Radar Üsleri, Mühimmat Depoları, Füze Üsleri vb. birçok askeri tesis ile bunlara bağlı sosyal tesislerdir. Kuruldukları dönemde Türkiye’nin savunmasına katkısının bulunduğu düşünülen tesisler Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı’nı yıkılmasıyla işlevsiz kalmıştır. Zaten bu askeri tesisler birçoğu bu nedenle kapatılmıştır. Ancak ABD’nin İncirlik Üssü bırakın kapatılmayı kurulduğu günden itibaren giderek büyümüş ve adeta kendine yeten küçük bir şehir büyüklüğüne ulaşmıştır. İncirlik Üssü; ABD’nin de içinde bulunduğu Koalisyon Güçleri tarafından 1990’da başlayan Körfez Savaşı’nda çok önemli bir görev üstlenmiştir.
Daha sonra ise Kamuoyunda Çekiç Güç olarak bilinen karargah buranın içinde kurulmuş IRAK’a yönelik askeri ve psikolojik harekat ile Kuzey Irak’ın bağımsız yapıya kavuşturulmasında adeta lojistik yönetim merkezi gibi çalışmıştır.
İncirlik Üssü bu gün Türkiye’nin çıkarlarından çok ABD’nin Ortadoğu ülkelerine yönelik menfaatlerini daha çok destekler bir konumdadır.
Türkiye bu Üssün yönetimini elinde bulunduruyor olarak gözükse de aslında dışarıda bir suça karışmış bir ABD’li personelin bu üsse girdikten sonra polise ifade verdiğine bile dair bir bilgi bulunmamaktadır.
Bu üssün başında bir Türk General bulunmaktadır. Türkiye burada sürekli (eskiden beri ) bir muharip filosunu dönüşümlü olarak intikal ettirmiştir. Tanker Uçaklarının Türkiye tarafından alınmasından ve Hava Kuvvetlerinin envanterine girmesinden sonra bu uçaklar sürekli olarak burada konuşlandırılmış ve 10.Tanker Üssü olarak Hava kuvvetlerindeki
teşkilat yapısında yer almıştır. Ancak Tanker uçaklarının burada konuşlandırılması Türkiye’nin askeri ve siyasi çıkarları açısından tartışmalıdır.
Sonuçta 15 Temmuz Darbe (aslında iç savaş çıkarma) girişiminde bu üsteki tanker uçakları bu girişime katılan savaş uçaklarının uzun süre havada kalmasını sağlamıştır. Malatya ve Akıncıdan kalkan savaş uçakları engellenebilirken buradan kalkan tanker uçaklarına müdahale edilememiştir.
Üstelik İncirlik Üssünde yer alan 10. Tanker Üssün Komutanı olan Tuğgeneral Bekir Ercan Van’ın darbe girişimine aktif olarak katılması da düşündürücüdür..
……….
Gazetemiz Baş Yazarı Hüsamettin Taşdemir; eski Başkan Obama'nın halka veda konuşmasında ağladığını görünce;
"Seninki timsah gözyaşları
Ve artık kimseler inanmıyor sizlere..
Bizler hiç inanmamıştık da zaten.."
Son olarak Donald Trump’ın Dış İşleri Bakan adayı Tıllerson henüz atanmadan daha ilk demecinde bakın neler söyledi :
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yeniden çalışmalıyız..Türkiye çok eski bir NATO müttefikidir.. ABD’nin de en önemli müttefikidir..”
Bizler de inandık mı dersiniz ?
……….
“Tepsiye sığdıramadık !" Sultan Abdülaziz Han’ın Hereke’ye geldiğini duyan Karamürsel eşrafı, Padişaha adet aldığı üzere bir hediye götürüp sunmaya karar verir.. Mevsimin de yaz olması doğal olarak yazlık bir meyvenin ikram edilmesi şeklinde olmalıdır..Şimdilerde pek de bulunmayan, ya da ihracatı sebebiyle Türk halkına pek de ulaşamayan o muhteşem “Napolyon kirazı” seçilir. Padişahın huzuruna çıkacak olan temsil heyeti seçilir, kasabayı temsil etmek üzere.. Temsilciler itina ile toplanan ve sepetlere konulan kirazları yanlarına da alarak sandallarla Hereke’ye giderler..Padişah huzuruna kabul edilen heyet de hediye sepetlerini sunar..
Oldukça değişik ve sade olan hediyeyi gören Abdülaziz Han; şaşkınlığını gizlemeyerek, hediye sepetini şöyle bir süzer..Ancak içinde ne olduğunu da merak etmektedir..Derhal gümüş bir tepsi getirilir, sepetin içerisinde bulunan o muhteşem kirazlar tepsiye boşaltılır..Tepsi kirazları almamıştır..Padişah Abdülaziz Han hayretle şöyle mırıldanır;
“Sepeti ufak tefek gördük amma, içerisindekileri tepsiye sığdıramadık ! “ “Ufak tefek gördün de !.." İşte o gündür bu gündür ; “ufak tefek gördün de Karamürsel sepeti mi sandın ?" sözü söylene gelmiştir.. Bu sepetler halen yöre halkı tarafından yapılmaktadır..Karamürsel’den Yalova istikametine giden yol kenarlarındaki mevcut tezgahlarda rastlayabilirsiniz..
………
Şimdi gelelim asıl konumuza ABD’nin ülkemiz topraklarında kurduğu, “üs“lerin durumuna..
Neden böylesi “üs”ler kurulmuştur.. “üs”lerin kurulması, Türkiye için dışarıdan gelebilecek olan tehlikelere ve tehditlere karşı ne ölçüde tedbirdir..
- ABD'nin 1957 yılında Karamürsel'de inşa ettiği, 1979 yılına kadar da; bu bölgeden "komünizm tehlikesi" olarak görünen Rusya'yı dinlemek üzere kullandığı, " hava üssü "..
- Söz konusu "hava üssü"nde 3.000 ABD'li askeri personel görev alırken, Yalova'nın da yaşam biçimi değişiyor, modern bir kent anlayışı ile yepyeni binaların inşaası, villaların var oluşları ortaya çıkıyordu..
- 1979 yılında ABD hükümetinin çok da istekli olmamasına karşın, mevcut üssün Türkiye Cumhuriyeti 'ne devredildiğini, ABD personelinin de bölgeden ayrıldığını biliyoruz..
ABD tarafından kullanılan “üs” halen “ Yalova Deniz Kuvvetleri Eğitim Tesisleri” olarak kullanılmaktadır..
……….
Şimdi gelelim bir başka tartışmalı “üs”sün durumuna ;
“İNCİRLİK ÜSSÜ” Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti dilediği takdirde mevcut üssü kapatabilir mi ?
Öncelikle gazetemizin bu yönde okuyucularını muhatapla yaptığı ankete bakalım;
“İncirlik Üssü Amerika'ya kapatılmalı mı ?"
Anketin 3. gününde yani an itibariyle cevaplar;
Evet………...… 1147 Oy
Hayır ………… 16 Oy
Farketmez…… 42 Oy
Toplam Oy…... 1205 Oy ……….
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın İncirlik üssü ile ilgili yaptığı açıklamada; "Koalisyonun destek vermemesi İncirlik Üssü'nü de sorgulatıyor. YPG'yi merkeze alan DEAŞ ile mücadele stratejisinin doğru olmadığını ifade ettik, etmeye devam edeceğiz” dedi.. İncirlik üssü’nü kapatma hakkı ile ilgili tartışmalarla ilgili olarak da; "Bu hak her zaman bizim elimizde var. Ama dediğim gibi önce şartlar değerlendirilir. Egemenlik hakları çerçevesinde tasarruf hakkı bizdedir" diyerek görüş bildirdi.. ……….
İncirlik Üssü'yle ilgili yapılan son açıklamalarının hatırlatılarak, "Kapatılması söz konusu mu? " sorusu üzerine Bakan Işık, "üssün hükümetten daha çok kamuoyu tarafından sorgulandığı" na işaret etti. Burada hedefin DEAŞ'le mücadele olduğunun altını çizen Işık, DEAŞ'ın ortak düşman olduğunu belirtti. Türkiye'nin kendi sınır güvenliğini sağlamak, DEAŞ'ı bölgeden atmak için Fırat Kalkanı Harekatı'nı başlattığını anımsatan Işık, şöyle devam etti: "Bu harekatın birincil hedefi DEAŞ'ın bizim sınır hattımızdan ve bölgeden söküp atılması. Peki böyle bir mücadele koalisyonun kuruluş amacı olduğu için koalisyonun ve başta ABD'nin Türkiye'ye destek vermesi gerekmez mi? '20 kilometrenin aşağısında size destek vermiyoruz.' Niye? 19'ncü kilometredeki DEAŞ'ta, 21'nci kilometredeki DEAŞ değil mi? 30'ncu kilometredeki DEAŞ'lının, 19'ncü kilometredekinden ne farkı var? Burada bir samimiyet problemi var. ABD burada samimi olarak maalesef Türkiye'ye gerekli desteği vermiyor. Siz koalisyonu DEAŞ'la mücadele için kurdunuz. Bizden de yardım istediğiniz. 'Koalisyon güçlerinin İncirlik'te konuşlandırılması doğrudur, biz bu izni veriyoruz' dedik. Peki bu izni verdikten sonra bizim DEAŞ'la mücadelede desteğe ihtiyacımız varken siz niye bu desteği vermiyorsunuz? Niye ipe un seriyorsunuz? Yok görüştük, şöyle oldu, böyle oldu, yan yattı çamura battı, bu. Siz bu anlayışla hareket ettiğiniz sürece, o zaman Türkiye kamuoyu da diyor ki 'Bunlar samimi değil, bunların gizli ajandası var.' 20 kilometreye kadar destek verdiniz de 20 kilometreden sonra niye destek vermiyorsunuz? Bunun Türkiye'de sorgulanması gayet tabiidir. İncirlik bir NATO üssü değil Işık, her görüşmelerinde bu konuları ABD'li yetkililerle konuştuklarını ve bütün hassasiyetleri ortaya koyduklarını belirtti. Işık, şu değerlendirmeleri yaptı: "ABD bizim NATO'da müttefikimiz. Müttefiklik ilişkisinin temeli açıklık ve samimiyet olmalı. Eğer açıklık ve samimiyete dayanmayan bir müttefiklik ilişkisi varsa, bu ilişkiyi sürdürmek zorlaşır. Burada bizim müttefiklerimizden beklentimiz Türkiye'ye karşı açık ve samimi olmaları. Biz bunu bekliyoruz. Bu, 'bugünden yarına İncirlik kapatılacak' anlamına gelmiyor. İncirlik Üssü bir NATO üssü değildir. Bunun herkes tarafından bilinmesi lazım.
Türkiye'nin izni ile orada bulunuyorlar. Türkiye bu noktada ABD ile de diğer koalisyon ülkeleriyle de görüşmelerini sürdürüyor. Bu görüşmeler eğer Türkiye'nin çıkarlarını tehdit eder bir noktada cereyan eder ve bir sonuç alınamazsa o zaman Türkiye her türlü ihtimali değerlendirir. İncirlik'teki koalisyon güçlerinin varlığı DEAŞ'la mücadele dışında başka bir amaca yönelik bulunduruluyor kanaati oluşursa elbette gereği yapılır. Şu anda bunu söylemek için çok erken. Sonuçta biz bir ittifak içerisindeyiz. ABD'li yetkilileri bu konuları defalarca konuştuklarını yineleyen Işık, bazı olumlu adımlar atıldığını, olumlu yansımalar olduğunu ancak bunun bekledikleri hızda gerçekleşmedi.." ABD ve diğer koalisyon ülkeleriyle görüşmelerinin sürdüğünü tekrarlayan Fikri Işık, "Ümit ederiz ki bu görüşme trafiğinde sonuç alırız. Yoksa adım atılmayan bir görüşmenin sonuçta itibarı olmuyor. Sorunlarımızı bütün açıklığıyla ortaya koyuyoruz. Sonuçta yetki Türkiye'dedir. Bu konuda son karar Türkiye'nindir. Bu konularda gerekmedikçe nihai kararı vermeyiz ama gerektiğinde vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın." dedi. ……….
“İncirlik üssü” ile ilgili bir başka görüş bildiren Bakan Çavuşoğlu’nun sözlerini de hatırlayalım..
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "halkın ABD'yi İncirlik Üssü'nü niye tutuyorsunuz?" diye sorduğunu ve "ABD ile güven bunalımı yaşandığı"nı beyan etti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD'nin Türkiye için çok önemli bir müttefik ve Türkiye'nin her alanda işbirliği içinde olduğunu da söyledi.. Sonrasında ise ;
"Halkımız diyor ki , 'bunları niye tutuyorsunuz ?' İncirlik üssünde. Sadece ABD değil diğer ülkelerin uçaklarına da izin verdik ki DEAŞ'a karşı birlikte mücadele edebilelim. Bizim için en hassas olan operasyonda, DEAŞ'a karşı operasyonda hava desteği vermeyeceksen o zaman ne işe yarayacaksın?" ……….
Gazetemiz yazarı E. Hava İsthb. Albayı Ziya İlker GÖKTAŞ’ın da “İncirlik üssü” ile ilgili görüşlerini bakalım nasıl değerlendireceksiniz.. Siz değerli okurlarıma konunun uzmanı tarafından hazırlanan yazıyı neredeyse bir makale tadında kesintisiz olarak sunmak istiyorum..
“İNCİRLİK ÜSSÜ” Soğuk Savaş döneminde ülkemizde Sovyetler Birliği tehdidine karşı bir çok ABD üssü kurulmuştur. Bunlar o dönemde Askeri Havaalanları, Elektronik Dinleme ve Radar Üsleri, Mühimmat Depoları, Füze Üsleri vb. birçok askeri tesis ile bunlara bağlı sosyal tesislerdir. Kuruldukları dönemde Türkiye’nin savunmasına katkısının bulunduğu düşünülen tesisler Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı’nı yıkılmasıyla işlevsiz kalmıştır. Zaten bu askeri tesisler birçoğu bu nedenle kapatılmıştır. Ancak ABD’nin İncirlik Üssü bırakın kapatılmayı kurulduğu günden itibaren giderek büyümüş ve adeta kendine yeten küçük bir şehir büyüklüğüne ulaşmıştır. İncirlik Üssü; ABD’nin de içinde bulunduğu Koalisyon Güçleri tarafından 1990’da başlayan Körfez Savaşı’nda çok önemli bir görev üstlenmiştir.
Daha sonra ise Kamuoyunda Çekiç Güç olarak bilinen karargah buranın içinde kurulmuş IRAK’a yönelik askeri ve psikolojik harekat ile Kuzey Irak’ın bağımsız yapıya kavuşturulmasında adeta lojistik yönetim merkezi gibi çalışmıştır.
İncirlik Üssü bu gün Türkiye’nin çıkarlarından çok ABD’nin Ortadoğu ülkelerine yönelik menfaatlerini daha çok destekler bir konumdadır.
Türkiye bu Üssün yönetimini elinde bulunduruyor olarak gözükse de aslında dışarıda bir suça karışmış bir ABD’li personelin bu üsse girdikten sonra polise ifade verdiğine bile dair bir bilgi bulunmamaktadır.
Bu üssün başında bir Türk General bulunmaktadır. Türkiye burada sürekli (eskiden beri ) bir muharip filosunu dönüşümlü olarak intikal ettirmiştir. Tanker Uçaklarının Türkiye tarafından alınmasından ve Hava Kuvvetlerinin envanterine girmesinden sonra bu uçaklar sürekli olarak burada konuşlandırılmış ve 10.Tanker Üssü olarak Hava kuvvetlerindeki
teşkilat yapısında yer almıştır. Ancak Tanker uçaklarının burada konuşlandırılması Türkiye’nin askeri ve siyasi çıkarları açısından tartışmalıdır.
Sonuçta 15 Temmuz Darbe (aslında iç savaş çıkarma) girişiminde bu üsteki tanker uçakları bu girişime katılan savaş uçaklarının uzun süre havada kalmasını sağlamıştır. Malatya ve Akıncıdan kalkan savaş uçakları engellenebilirken buradan kalkan tanker uçaklarına müdahale edilememiştir.
Üstelik İncirlik Üssünde yer alan 10. Tanker Üssün Komutanı olan Tuğgeneral Bekir Ercan Van’ın darbe girişimine aktif olarak katılması da düşündürücüdür..
……….
Gazetemiz Baş Yazarı Hüsamettin Taşdemir; eski Başkan Obama'nın halka veda konuşmasında ağladığını görünce;
"Seninki timsah gözyaşları
Ve artık kimseler inanmıyor sizlere..
Bizler hiç inanmamıştık da zaten.."
Son olarak Donald Trump’ın Dış İşleri Bakan adayı Tıllerson henüz atanmadan daha ilk demecinde bakın neler söyledi :
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yeniden çalışmalıyız..Türkiye çok eski bir NATO müttefikidir.. ABD’nin de en önemli müttefikidir..”
Bizler de inandık mı dersiniz ?
……….