Varlığı kendiliğinden, evveli ve sonu bulunmayan, ihtiyaçlıktan münezzeh, varlığının sonsuzluğu ve sınırsızlığını tanımlayabilmek için aşkın varlık diyerek zikrettiğimizdir Allah! Bizler O’nun zatına mahsus olup insanı da nasiplendirdiği vasıfların ne demek olduğunu anlayabilmek için kendimize bakıyoruz. Merkeze insanı koymazsak hiçbir şeyi anlayamayız. Varlığı Kendiliğinden olan ne demek, nasıl anlayacağız? Ancak kendi varlığımızın kendiliğinden olmayışından anlayabiliriz. Bizim varlığımız kendiliğinden mi, var edilen mi?
“Allah var Allah’la birlikte hiçbir şey yok idi”
ibaresindeki “Hiçbir şey” yaratılmışlığın hepsidir ve kendi şeylikleriyle ayrılık anlamında ikinci bir varlığa sahip olmayıp Allah’ın varlığında ancak Allah’ın varlığıyla birlikte var olabilenlerdir. Allah’ın varlığında ancak Allah’ın varlığıyla var olabilen şey ancak hiçtir ki bu hiçlik, ikincil bir Allah’lık olmayışına işarettir. Bu nedenle “Şeyler” ve “Hiç” ibaresi yan yana kullanılır. Şeyler var mıdır? Evet, vardırlar ama nasıl bir varlıktırlar? Hiçlik halinde yani ayrılık anlamında bir müstakillik özelliğine sahip olmayışlarıyla. Hiç halinde Allah’ta var olan şeylerin, Allah’ın varlığının sırf tevhit oluşundan kaynaklı birlik içermesi, şeylerin birliğine işaret olduğu için hiçbir şeyden başka bir şekilde ifade edilemezler. Ali İmran suresi 2. Ayeti kerimede,
“Allah ki, O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, ebedî diridir. Varlığı Kendinden olup bütün kâinatı yönetendir.”
buyrulmaktadır. Şeylerin varlığı kendiliğinden olamaz, ancak var edilebilir. Kendiliğinden olmasının Allah’ın tekliğine aykırı oluşu ama aynı anda da Allah’ta var oluşları onların hiçliğinden gelir, hiç halindeki şeyler yine Allah’ın tevhitliğinde birliğin içindedirler. İşte bu, varlığın kendiliğinden olan kısmına işaretle, varlığı kendiliğinden olmayan bizim zıtlığımızla anlaşılabilir. Varlığımız kendiliğimizden değildir, Allah’tandır, Allah’ladır, Allah’tadır. Hiçbir zaman ikinci ve ayrılık olamaz ama Allah? O Allah olduğu için Allah’tır. Bunu başka türlü tanımlayabilmenin yolu yoktur! Bakara suresi 255. Ayeti kerimede,
“Allah ki O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, ebedî diridir. Varlığı Kendinden olup bütün kâinatı yönetendir. O’nu ne bir uyuklama ne de bir uyku yakalayabilir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmadan O’nun huzurunda kim kalkıp da şefaat edebilir? O, kullarının geleceğini de bilir, geçmişini de. Kullar ise, dilediği dışında O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, gökleri ve yeri kuşatmıştır. Dolayısıyla her ikisini de koruyup gözetmek O’na asla ağır gelmez. En yüce ve en büyük yalnız O’dur.”
buyrulmaktadır. Varlığının evveli olmayışını, ancak kendi varlığımızın başlangıcı oluşundan görebiliriz. Bizim varlığımızın zahirlik anlamıyla bir başlangıcı var, öz cihetiyle hiçbir zaman denklik anlamında ikincil olmadık, hep Allah’ta hiç olan şey anlamıyla var olabildiğimiz için, hakikati cihetiyle varlığımızın bir başlangıcı yok lakin şehadet âleminde dünyevî maddesellikte görünürlük yönüyle varlığımızın bir başlangıcı var. Bizim varlığımız şehadet âlemi olan bu dünyada var olmaya başlamazdan evvel de var olan, mevcut ve mümkün olan şeyler, zahirlikleriyle bulunuyorken biz bulunmuyorduk. Sonra Allah diledi ve takdir etti tecelli etti. Biz sonradan dünyada var olmaya başladık.
.....
Yazının devamı için tıklayınız
.....