Dostluğun bir gereği vardır,
Ve onu da yerine getirmek gerekir.
Dostluk menfaate dayanmaz,
Gerektiğinde dost karşılık beklemeden fedakârlıkta bulunur.
Dostlar birbirlerinin yanında rahattır, aralarında doğruluk, içtenlik ve sevgi hakimdir.
Mevlana şöyle der: Dost gönülden bir bağdır.
Dostluk gönülleri bağlayan bir bağ.
Öyle kolay kolay kopmaz.
Tabi dost olarak görüyorsan bu bağın kopmaması gerekir.
Tamam, bağı kopartmayalım da bu bağ zedelenir mi?
Pir Sultan Abdal bunlara şöyle sesleniyor;
“Dostun attığı gül yaralar bizi “
Ölüme giderken verilen son mesaj bu.
Dostluğunuz kopmadı ama yaralandınız.
En çok hissedildiğiniz bir anda saklanmak!
Ölmeden önce ölmek her halde bu olsa gerek.
Bizim dostumuz da böyle serzenişte bulunan bir dörtlüğü ortaya atsa;
Biz Dosttuk Be Hocam!
Herkes hatırımı sordu
Hocam bir sen aramadın
Çıkar içindeki kurdu
Bir irtibat kuramadın.
….
Mesajda bir sormamazlık var.
Hatır tanımamazlık var.
Okuyunca düşünürüm, acaba ben miyim diye.
Acaba dosta ne yaptık ki bunları yazdı.
Diyelim ki,
Adam hasta olduğunu uzun ve zorlu bir yolda tedaviye başlayacağını yazmış olsa.
Sonra ikinci bir yazıda, Hangi hastalığa yakalandığın, hastalığı nedeniyle ameliyat olduğunu ve tedavinin başladığını belirtmiş olsa.
Bu yazılardan haberim olmayınca yapacağım bir şey de kalmaz dolayısıyla.
Ama adamın yazdığı birinci yazıya bakıp beğeni koysam,
Sonra yazdığı ikinci yazıya da beğeni koysam,
Dostumuzun kafasında birçok istifhamlar oluşur.
Bu adam düşünmez mi?
Sen bu yazılara niye beğeni koydun demez mi?
Bu yazılara okuyup mu beğeni koydun yoksa okumadan mı dese ne derim.
Bu yazıyı okuyup da beğeni koyduysam,
O zaman ben senin hastalığına sevindim arkadaş mesajı çıkar.
Yok, yazıyı okumadan beğeni koyduysam,
O zaman da,
Arkadaş ben seni önemsemiyorum ama yine de önemsemiş gibi görünmek için beğeni koydum, içinde ne olduğu da beni hiç ilgilendirmiyor, mesajı çıkar. İkisi de birbirinden vahim.
Bu durumda ben bu adamı önemsememiş olurum.
Eğer yazıyı okuyup içeriğini anladıktan sonra beğeni koysaydım,
Yazıların altına ya bir geçmiş olsun mesajı bırakırdım,
Ya da bir telefon açarak geçmiş olsun dileklerimi iletirdim.
Bir vesile ulaşır selam gönderirdim.
Demek ki bunları yapmamışım.
Hala da beğeni koymaya devam ediyorsam,
İşin farkında olmadığımı mı göstermiş olurum bilemedim.
Dostluklar önemlidir ve bunu gerektirir.
Dedik ya dostluk gönülden gelen bir bağdır.
Onu sürdürmeye devam etmek gerekir.
Mevlana;
“Dost, dostun gözünde yaşayan bir ruhtur." Diyor.
Ruhumuz kirlenmesin.
Dostlara kızalım da kırgınlığımız olmasın.
Kızgınlığımız bir müddet sonra geçer.
Kırılırsak bir daha yerine koyamayız.
Dostluklarınız sağlam ve baki olsun.
Gereğini de yerine getirelim.
Kimseye gücenmeden darılmadan.
Ve onları unutmadan…