Konumuza bir ayetle giriş yapalım istedim.
Kur’an da sebe suresi 14. Ayette Hz. Süleyman’ın ölümünden bahseder;
“Süleyman’ın ölüm fermanını çıkarmamızdan sonra, cinler ve çevresindekiler onun öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler. O, yere düşünce cinler kesin olarak anladılar ki şayet gaybı bilmiş olsalardı kendilerini zelil ve perişan eden angarya işlerde devam edip gitmezlerdi.”
Neden anlattık bunu.
Bu ayet kendilerini zelil ve perişan eden angarya işler yapanları uyarıyor.
Tıpkı AKP hükümeti gibi.
Onlar kendilerinin çok iyi olduklarını söyleseler de,
Bu iktidar için için kurudu.
Yaptıkları icraatlarla çürüdüler.
Kendileri de bittiklerinin farkında değil.
Öldüklerinin farkına varmaları için ufacık bir tahtakurusu yetecektir.
Ufacık bir yel,
Ufacık bir sarsıntı bunları yer ile yeksan edecektir.
Konfüçyüs ;
“İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır”
İşte hükümetin tam hali de bu.
…
Bu meyanda kadim dostumuz Aytaç Yıldız Bozkurt hocam bir söyleminde şöyle der;
“Erkekler kıskanmayı unuttu. Kadınlar hayatı ve edebi unuttu..”
Maalesef bunların hepsi de,
İslami gençlik yetiştireceğiz iddiasıyla ortaya çıkan AKP iktidarıyla gerçekleşti.
Bakanların yaptıkları usulsüzlükler nedeniyle ettikleri rantlar bir vesile yerine konur.
Hükümetin yaptığı yolsuzluklar ve devlet hazinesinden çalınan mallar bir şekilde yerine konabilir,
Kaynakları tüketilen Merkez Bankası tekrar dolabilir,
Yanan ormanların yerine ağaç dikilebilir,
Talan edilen madenler bir şekilde telafi edilebilir,
Bozulan ekonomi tekrar ehil ellerde düzeltebilir,
Ancak Devletleri yıkan ahlak erezyonunun düzelmesi çok zor ve uzun yılları alabilir.
Adam çöplüğe ne olacak demeyin. Bir gün bu çöplük de patlayacak.
Hatırlayanınız vardır mutlaka 1993 yılında Ümraniye semtinde patlayan çöplüğü.
28 Nisan 1993 tarihinde İstanbul'un Ümraniye ilçesi Hekimbaşı çöplüğünde biriken metan gazının patlaması sonucu meydana gelen facia.
Olayda 39 kişi öldü, 12 kişi kayboldu. Kaybolan 12 kişinin cesedi ise bulunamamıştır.
Evet bu hükümetin de metan gazı birikmiş. Patlaması her an yakındır.
…
Ahlaki çöküşün nedenlerine gelince;
Liyakata önem verilmemesi,
Din eğitiminin yetersizliği,
Materyalist yaklaşımlar sonucu Allah’a inancın kaybolması,
Medyanın özendirici etkisi,
Kötü ebeveynlik ve kötü aile ortamı,
Toplumdaki adaletsizlik ve hukuksuzluk,
Çalışma hayatının yetersizliği,
Ekonomik eşitsizlikler ve ücret dengesizliği,
Ayrımcı hukukun üstünlüğü ve kişilere göre hukuk,
Okul müfredatında içerik eksikliği ve uygulamaların yetersizliği,
Toplumdaki ahlaki çöküşün temel nedenlerini oluşturmaktadır.
İbni Haldun’a göre;
“Bir devletin asli görevi sorumlu olduğu topraklarda huzur ve refahı sağlayıp, sorumlu olduğu insanlara mutlu ve güçlü bir yaşam alanı sunmaktır. Bu devletin asli görevidir”..
Maalesef günümüzde bu görev yerine getirilmemiştir.
....
Yine Haldun’a göre;
“Adil, hoşgörülü bir yönetim biçimini kendilerine düstur edinen yöneticilerin var olduğu bir ülkenin ekonomi, sanat, eğitim ve güvenlik açısından da sorunları olmaz. Devleti inşa eden veya elinde tutan kişiler, gücün, ahlakın, doğruluğun sembolü olmalıdır”..
Maalesef adil bir yönetim de sergilenmemiştir.
….
Yine Haldun’a göre;
“Devletlerin çöküş sebepleri her zaman ahlaki çöküşle başlar. Güce, zenginliğe kapılan yöneticiler yozlaştıkça devlet yozlaşır, yozlaşma büyüdükçe de çöküş başlar. Kişilerin ahlaki faziletlerini yitirmeleri böylelikle büyük bir felakete yol açar”..
....
Bu durumda;
Müslümanlara, Ülkücülere ve bu ülkede yaşayan tüm insanlara düşen bir görev vardır.
Gittiğiniz yanlıştan geri dönün.
Yanlış olan insanların peşinden gitmekten vazgeçin.
Liderlere değil Allah’a ve O’nun hükümlerine tabi olun.
Ve bütün kalbinizle samimi duygular içinde Allah’a dönün yüzünüzü.
Âli- imran suresinin 102. Ayetinde “Ey Müslümanlar, Allah’tan nasıl korkmak lâzımsa
öylece korkunuz...” buyruluyor.
Mehmet Akif Ersoy bu ayete dayanarak ne demiş bir bakalım;
“Ahlakını kaybeden millet ölür” diyor ve sonra devam ediyor;
“Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır;
Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı Yezdân’ın,
Ne irfânın kalır te’sîri kat’iyyen, ne vicdânın..”
Demek ki, bu iktidar Allah korkusunu kaybetmiş.
Ne irfanın tesiri kalmış ne vicdanın.