İçeriye başka söylem, Dışarıya başka söylem.
Hem Hz. Peygamberin dinine mensup olduğunuzu söyleyeceksiniz,
Hem de söylemleriniz ve eylemleriniz farklı olacak.
"Bizi aldatan bizden değildir" diyen peygamber ömrü hayatında bir kere bile olsun yalan söylememiş. İslam gelmeden önce de “Muhammed-ül Emin” olarak anılmıştır. Yalan söyleyenler için de "Müslüman asla yalan söylemez" demiştir. Peki, Müslüman yalan söylerse ne olur?
Yalan nedir?
İnsan neden yalan söyleme isteği duyar?
Bakara suresi 10. Ayette;
“Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır." Ayete göre yalan bir hastalık. Ve Yaradan da bunların hastalıklarını artırıyor.
Ve bunları bekleyen acı bir azap olduğunu da Yaradan haber veriyor.
Ne yazık ki bunların arkasından sürüklenip gidenlere.
Örneklere baktığımız zaman yalanın teşhisi çok kolaydır.
Gazeteci Metin Cihan’ın iddiasına göre ;
Erdoğan 17 Ekim 2023 tarihinde hastaneyi bombalayan İsrail’i kınarken oğlunun ortak olduğu gemi İsrail limanlarına mal indirip mal yüklüyordu. Yani burada söylenen söz ile yapılan hareket birbirine ters düşüyordu.
Allah insanlara bunu mukayese ve muhakeme edecek bir akıl vermiş.
Mal indirirken de gemilerin resimleri paylaşılmış. Bir örnek de sunulmuş.
Bu bir iddiadır.
Lakin hata altın olsa kimse alıp cebine koymuyor.
Elbette ki böyle bir iddianın karşısında savunucuları da şiddetle ret edeceklerdir.
Velev ki bu iddia doğru olmasa bile kamuoyunda yer alan bu haberler de mi yalan.
İlk önce Cuma namazından sonra İsrail’i telin eden gruplar nereye gitti, bunun cevabını aramak lazım.
Halkın önüne çıkıp “Ey İsrail artık ecelin geldi“ derken, bunda samimi mi bakacaksın. Kürecik’te bulunan radarlardan hala istihbarat gidiyorsa,
Manavgat şelalesinden su taşınıyorsa,
Ceyhan petrol hattından petrol gidiyorsa,
Mersin’den, İzmir’den, Antalya’dan arka arkaya gemiler mal yükleyip götürüyorsa,
İsrail hastaneleri bile bombalarken, sen de bunlara destek verirken,
Bu İsrail’in eceli nasıl gelecek?..
O zaman söyleminiz doğru değil. Ya da yaptığınız davranışlar doğru değil.
Hadi diyelim ki etrafında seni uyaran yok.
Yaptığın yanlışları görüp de değerlendiren yok.
En azından elinizin altında Diyanet İşleri Başkanı var.
Kanuni Sultan gibi bir sorsaydınız;
“Ey Şeyh-ül İslam karıncaya ziyanın cezası var mıdır?" diye Ama onlarda da doğruyu söyleyecek yürek yok ise durumunuz gerçekten vahim.
Kur’an her Müslümana yapılan bir uyarıdır emirdir.
Saff suresi 2. Ayette;
"Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz?" buyuruyor Yaradan.
Dökülen bu timsah gözyaşları ne için? Aklını kiraya vermiş bir kitle var.
Bunlar ne yanlışları sorguluyorlar,
Ne de kendilerinin hatalarını görüp sorguluyorlar.
Bunların yanlışları ülkeyi bir çıkmaza doğru sürüklüyor.
Ya bu insanların sahip oldukları din İslam değil,
Ya da uyguladıkları kaideler İslam’ın değil. Başka bir dine sahip olduklarının emareleridir.
Allah bu insanlara ne yapmaları gerektiğini de söylüyor.
Ahzab suresinin 70-71. Ayetlerinde emrediyor;
"Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve doğru söz söyleyin. Böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur" bu ayete göre doğru söyleyip söylemediğini test edebilirsiniz. Şimdi anladınız mı işlerimizin neden düzgün olmadığını,
Allah’ın dualarımızı kabul etmeyip de bize kolaylıklar sağlamadığını,
Hala bir kurtuluş yolu bulamadığımızı.
Çünkü her gün başka bir yalan söyleniyor.
İnsanlar aldanıyor ve aldatıyor.
Halbuki Müslüman’a ikisi de yakışmaz.
Bir kandık tamam ama ikinci, üçüncü, onuncu niye.
Kur’an’ın hükümlerine uysak bu işler olmayacak.
Resulullah’a kulak verseniz bu işler olmayacak.
"Müslüman aynı delikten ikinci kez ısırılmaz"
Sahi millet olarak bizim ısırıldığımız kaç oldu?..