Bursa Arena E'Gazete
2025-11-11 09:45:47

Bu Şehrin Esnafı Tecavüzcü

ALİ KAYBAL

11 Kasım 2025, 09:45

Bu şehir neresi diye merak duydunuz değil mi?

Haberiniz belki yoktur.

Şu anda yaşadığınız şehrin esnafı tecavüzcü olmuş ama siz farkında değilsiniz.

Tecavüz deyince tabi ki aklınıza hemen cinsel taciz geldi.

Öyle değil mi?

Cinsel tacize açık bu şehir neresiymiş diye aklınızdan da geçirdiniz belki de..

Türk Dil Kurumu sözlüğü de cinsel tacizi şu şekilde tarif ediyor

"Ahlaksızca, ulu orta veya gizlice söz ve davranışlarla karşı cinse eziyet etme, tedirginlik ve sıkıntı verme.."

Bizim konumuz da zaten bu değil.

Öyleyse Tecavüz nedir?

Ötesine geçme,

Sınırı aşma,

Saldırıdır,

Kişisel haklara saldırıdır.

Türkiye’nin birçok iline gittim.

Gördüğüm şehirlerin tamamında da aynı özelliklerin olduğunu gördüm.

Gidemediğim şehirlerde bulunan dostlardan da bize mesaj geliyordu.

“Gel de bir de bizim burayı gör”

Konumuz, “Halkın istifadesine sunulan kaldırımların esnaf tarafından işgal edilmesidir. Tecavüze uğramasıdır.”

Bu işlerden kim sorumlu peki!

Kaldırım yapma ve bakımından genellikle belediyeler sorumludur.

Dolayısıyla da buradan elde edilen gelirler de belediyelere aittir.

Kaldırım yapımı ile ilgili yasal düzenlemeler, Yaya Yolları ve Kaldırımların Tasarım Kuralları Hakkında Yönetmelik ile belirlenmiştir. Bu yönetmelik, 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren imar planı bulunan yerlerde yeni yapılacak veya yenilenecek kaldırım ve yürüyüş yollarında uygulanacaktır.

Anılan yönetmelik ile kaldırımların yüksekliği, kaldırım rampaları, net yürüme alanları, bunların üzerindeki korumalı geçitler ve elektrik kablolarının durumu belirlenmiştir.

Bu yönetmeliğe göre;

“En dar sokakta dahi asgari net yürüme alanı genişliği 1,5 metreden az olmayacak”

Geçtiğiniz caddelerde sokaklarda bu mesafeyi görebiliyor musunuz?

Kaldırım yapılmış ama esnaf tarafından işgal edilmiş. Sonra da en dar yerine durup bir de sohbet yapma huyları peydah olmuş. İnsan eşi ve çocuklarıyla bu kaldırımlardan geçemiyor.

Kaldırım işgaline kim bakar?

Yaya kaldırımlarının işgali, çeşitli kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde yasaklanmıştır ve bu fiiller için cezai müeyyideler öngörülmüştür: 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15. Maddesi, belediyelere kamuya açık alanların düzenlenmesi ve denetlenmesi yetkisini verir.

Peki, bu işi denetleyen elemanları görüyor musunuz?

Hayır!

Bu yetki belediyeye verilmişse ve halen işgal devam ediyorsa ne yapacaksınız.

O zaman bu tecavüz olayının destekçisi belediyelerdir.

Kaldırımların Kamu Malı Olarak Hukuki Statüsü var.
Kaldırımlar, kamuya açık alanlar olarak yasalar çerçevesinde halkın ortak kullanımı için düzenlenmiş alanlardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'na göre kamu malı olan kaldırımlar, özel mülkiyete konu edilemez ve özel kişilerce sınırlanamaz.

Ama gel gör ki, kaldırımlar belediyeler tarafından esnafın vicdanına terk edilmiş.

Adeta onların tecavüzlerine destek verilmiştir.

Esnaf dükkânın önündeki kaldırımı işgal ediyor.

Bu da yetmiyor bir de caddenin bir kısmını işgal ediyor.

Yaşadığınız şehirde hangi caddeye girersen gir,

Hangi ara sokağa çıksan bu manzarayla karşılaşıyorsun.

Aslında bu duruma iktidar partisinin her şeyden rant elde etme planının bir tezahürüdür.

Ancak aynı yolu muhalefet partili belediye başkanları da izliyor.

Bu konuda birbirlerinden farkları yok.

O zaman ortaya şu konu çıkıyor;

“Belediye esnaftan buranın gelirini tahsil ediyor ve esnafın kaldırımlara tecavüz etmesine göz yumuyor..”

Zira;

Yetkililerin gözü bu olayları görmüyor.

Bu konuda yapılan şikâyetleri de duymuyorlar.

Siz esnaftan bu işin bedelini nakit olarak tahsil ediyorsunuz da,

Bu yollardan geçme hakkına sahip olup da çoluğu çocuğuyla yollardan geçemeyen bu halka olan bu bedeli, bu vebali nasıl ödeyeceksiniz?

Tabi bunlar işin kolayını her zaman buluyorlar.

Süslü ekranların karşısına geçip;

Bir iki resim, bir videoyu sosyal medyada paylaşılınca iş onlar bitmiş oluyor. Ya da;

“Ey halkım bizi kandırdılar. Biz yanlış yaptık. Bize hakkınızı helal edin..”

Bu söylemi ekranlarda söyleyince bütün yanlış yapılan hakların helal edildiği zannına kapılıyorlar.

Akla şu soru geliyor;

Söz ile helalleşme olur mu?

O zaman vatandaşı karşına alıp bir dinleyeceksin.

Gör bakalım sana neler diyecek.

Zamanın birinde adamın biri hacca gidecekmiş.

Eskiden bu tip insanlar camiye gelip onlardan helallik alırlardı.

Sizin kazancınız daha helal diyerek, demircilerle, alın teri döken meslek gruplarıyla para değiştirirlerdi. Böylece paralarının aklandığını, helalleştiğini düşünürlerdi.

Hacca gidecek vatandaş, namazını kılıp çıkmış.

Cemaatten helallik istemiş.

O arada kendi köylüsüne rastlamış.

“Ahmet ağa zamanında senin bir koyunu kesip arkadaşlarla yemiştik. Bana hakkını helal et..” demiş,

Köylü de, “bu iş ne zaman oldu?..”

“10 sene öncesiydi..”

“O koyunun bu zamana kadar en az 8 yavrusu olurdu. Sen şimdi bana dört koyun parası ver de helalleşelim” demiş.

Bizim hacı namzeti şok olur.

Evet yetkililer, sizin yediğiniz koyunun kaç kuzusu olur?

Bunun hesabını yapın.

Ondan sonra da halkın karşısına helalleşmek için çıkın.

Öyle “ben yaptım, oldu” demekle bu iş bitmiyor.

Bunun içinde kul hakkı var.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.