Bursa Arena E'Gazete
2025-10-29 14:55:45

Bak Şu Türkiye Cumhuriyeti’nin Yaptıklarına! -2-

ALPER ŞİRVAN

29 Ekim 2025, 14:55

1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla birlikte, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonuyla modern, millî bir devlet yaratma hedefi belirlendi. Bu dönemde atılan adımlar yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel dönüşüm niteliği taşımaktaydı.

1923 İzmir İktisat Kongresi, ekonomik bağımsızlığın siyasal bağımsızlığın temeli olduğu fikrini ortaya koydu. “Milli iktisat” anlayışıyla tarım, sanayi ve ticarette milli girişimciliğin teşviki benimsendi. 1924’te İş Bankası kurularak yerli sermaye birikiminin önü açıldı. Aynı yıl Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim birleştirildi, “laik ve millî” eğitim sistemi için temel atıldı.

1925’te Aşar Vergisi kaldırılarak köylünün üzerindeki büyük yük hafifletildi.

1926’da Medeni Kanun kabul edilerek kadınlara erkeklerle eşit haklar tanındı; çok eşlilik yasaklandı, kadınlara boşanma ve miras hakkı verildi.

1927’de Nüfus sayımı yapıldı ve devletin ekonomik planlamaları için veriler elde edildi. Aynı yıl sanayi teşvik yasası çıkarılarak özel girişimciler desteklendi. 1928’de Latin alfabesi kabul edildi; bu, okuma yazma oranını artırmak ve toplumsal dönüşümü hızlandırmak için devrim niteliğinde bir adımdı. Aynı yıl Millet Mektepleri açıldı.

1930’da kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verildi. Ekonomide ise devletçi, kamu yararına yönelik politikalar öne çıktı.

1931’de Türk Tarih Kurumu, 1932’de Türk Dil Kurumu kurularak ulusal kimliğin bilimsel temellerle güçlendirilmesi amaçlandı.

1933’te Üniversite Reformu ile Darülfünun, İstanbul Üniversitesi’ne dönüştü. Aynı yıl Sümerbank kuruldu ve devlet eliyle sanayileşme hız kazandı.

1934’te kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınarak siyasal eşitlik sağlandı. Soyadı Kanunu çıkarıldı; toplumsal yapıda vatandaşların kimlik kazanması sağlandı. 1935’te kadınlar ilk kez milletvekili olarak meclise girdiler.

1937’de anayasa değişikliği ile laiklik ilkesi devletin temel unsurlarından biri haline geldi.

1938’e gelindiğinde Türkiye, ekonomik olarak tam sanayileşmiş olmasa da demiryolları, fabrikalar ve devlet teşekkülleriyle kendi ayakları üzerinde duruyordu. Ayrıca kültürel ve toplumsal açıdan modern bir ulus-devlet niteliği de kazanmıştı.

Sonuç olarak, 1923-1938 arasındaki atılımlar yalnızca yeni bir devletin inşası değil, aynı zamanda toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında köklü bir dönüşüm anlamına gelmiştir.

Bu dönemdeki reformlar, modern Türkiye’nin temellerini atan en kritik hamlelerdir.

Peki ya sonra?

.

Haftanın Notu:

Dün Cumhuriyetimizin 102. Yıl dönümünü coşku, gurur ve bilinçle kutladık. Yıkma arzusu ekseninde güç birliği yapan dahili ve harici düşmanlara rağmen, Cumhuriyetimizi yaşatarak yaşamak zorunda olduğumuz su götürmez bir gerçekliktir.

YAŞASIN CUMHURİYET
Başka devrim, başka rejim bilmeyiz,
Birey olmaktan gayrı devrim mi var?
Kula kul olmayan hür bireyleriz,
Cumhuriyetten ayrı devrim mi var?

Hele ki insanı sömüren varsa,
Her tür ilkelliği sürdüren varsa,
Çoluk-çocuk kadın öldüren varsa,
Cumhuriyetten gayrı devrim mi var?

“Fikri hür vicdânı hür”, yarım kalan bir hasret,
Bu fetret bitsin artık, yaşasın cumhuriyet!

✒️ Alper Şirvan
✒️
28.10.2021 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.