İman, içinde bulunduğumuz yaşamdaki hayatımızın her anını Allah’a kulluk üzerine kılan değerdir. İmanın ne kadar büyük ne kadar kutsî ve ne kadar değerli olduğunu buradan görebiliriz. Yaşamın içerisindeki bulunuşun iman üzerine değilse Allah’a kulluk adına ne yaparsan yap, yaptığının Hakk katında hiçbir geçerliliği yokken, iman üzere bulunuyorsan her halin kulluktur. O kadar değerlidir iman. Susuzluktan ölmek üzere olan çöldeki adam için bir bardak su neyse insan için iman odur ama Allah’a ait kutsî bir değer olduğu için saflığının bozulmaması, saflığının oluşturulması lazım.
Deniz suyu tuzludur, insan deniz suyu içerse vücudundaki tuz oranı artar. O an ona deniz suyu içmek tuzlu da olsa iyi gelir, ferahlatır, susuzluğunu gidermiştir ama bilmediği şey vücuda giren o tuzlu sudaki tuzun böbreklerde kalmasıdır. İnsan ne kadar çok deniz suyu içerse vücudundaki tuz oranı da o kadar artar. Tuz oranı ne kadar artarsa susuzluğu da o kadar artar, susadıkça deniz suyu içer içtikçe susar susadıkça içer. Bu nerede biter? Vücut iflas eder ve o kişi ölür. Tek taraflı, imansız yaşam da deniz suyu içmek gibidir.
İmanın saflık içermesi, katışıksız olması gerekir. Allah’ın kulluk diye insanlardan istediği kutsî değer, insanlara Kendi katından bahşettiği, Kendisine ait olan değerdir. Öncelik olarak iman binasını inşa edeceğin toprağı, o binaya uygun ve o binayı taşıyacak, o binanın yıkılmasına, yamulmasına, devrilmesine içindekileri helak etmesine izin vermeyecek olan bir temel yapmak gerekir. Nedir o temel? Ona, insanlığa ait ortak değerler diyoruz. Allah bunların ne olduğunu tanımlıyor. Cenab-ı Allah, Bakara suresi 286 ayeti kerimede,
Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı sevap kendisine aittir, elde ettiği suç gene kendisine ait. Rabbimiz, bizi kınama unuttuysak yahut yanıldıysak. Rabbimiz, bize ağır yük yükleme bizden öncekilere yüklediğin gibi. Rabbimiz, yükleme gücümüzün yetmeyeceği şeyi. Bağışla bizi, bize acı, sensin yardımcımız, artık yardım et bize inanmayanlara karşı.
diyor. Cenab-ı Resulullah Efendimiz, “Develerinize taşıyamayacakları kadar ağır yük yüklemeyin” dedi, “Hayvanları da korumaya başladı bu” dediler. Allah’ın emriyle hitap ediyor ve Allah’ın emriyle yaşıyor Peygamberimiz. Zulmaniyete ait olup da yapılmaması gerekenlerin tümü, rahmaniyete ait yapılması gerekenlerin de tümü, sevin, saygı duyun, merhamet edin, affedin, bağışlayın, hoşgörün, kendisinden emin olunan olun gibi hepsi temel değerlerdir, önce bunlar üzerine olmalıyız.
İnsanlığa ait temel dediğimiz ortak değerler bir kişide oluşmamışsa, yaşamın içerisinde hangi anlayış üzere bulunur? Allah’ın rızasından uzak, Allah’ın kendisinden istediklerinin tersi üzerine, temelsiz. Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmeyen, Allah’ın oluşturulmasını istediği kutsî değerleri, rahmanî değerleri, insanî değerleri kendisinde oluşturmayan bir insanın imanı, Allah’ın “Kulluk” diye zikrettiği olması mümkün değildir. Onun için Allah önce insanlığa ait değerleri kendimizde oluşturmamızı istiyor.