Nekahet dönemine geçtikten sonra bu haftaki yazı dizimizi bir karikatürden esinlenerek yola çıktık.
Bir el çizmişler, genç bir adama "beyin" uzatıyor. O da siyasi yapısından bahsederek “ben kullanmam” diyor.
Olayın birinci yönü, bu karikatürdeki olayı, aynı siyasi kanaldaki herkes için genellemek doğru mu? Bir şablon gibi herkesin üzerine koyup çizmek ne kadar hakkaniyetli.
Hani Mevlana'nın dediği gibi, “Nice insanlar gördüm üstünde elbise yok. Nice elbiseler gördüm içinde insan yok.” Müslüman kafir ayırımı yapılmadan sarfedilen bir ifade.
Yıllarca insanların sakalıyla görüntü vererek yaptığı yanlışlar nedeniyle İslam’a saldırmadılar mı?
Cephe oluşturmadan öte Allah dininize sövdürmeyin diyor. "Allah'tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da cahillikle ileri giderek Allah'a sövmesinler" En'am 108
Acaba beyini ya da aklı kullanma önceliği kimindir.
Herkes birbirini akılsızlıkla itham ediyor.
Herkes en akıllı kendisinin olduğu vehmine kapılıyor.
Bu akıl nemenem bir şey ki herkes karşısındaki kişinin kullanmadığını iddia ediyor.
Yunus suresi 100. Ayetinde Yaradan şöyle buyuruyor. "Aklını kullanmayanların başına bela yağdırırım"
Bunu öncelikli olarak Müslümanlara emrediyor.
Kâfirlerin durumunu ise Ali İmran suresi 196. Ayette belirtiyor.
"İnkâr edenlerin diyar diyar gezip refah içinde dolaşması sakın seni aldatmasın; az bir faydalanmadan sonra onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü duraktır! "
Bu kadar ikaz var iken Müslüman Allah'ın kitabından kendine ders çıkarmıyor.
Ortadoğu bunun en güzel örneği. Her taraf kan gölü. Demek ki aklını kullanmıyor.
Müslüman yine etrafındaki olayları inceleyip Kur'an'ın ikazlarına aldırmıyor.
Bu kadar fırtına, sel felaketi, orman yangınları, depremler, hava sıcaklığının 40 dereceyi aşması hayra alamet demiyor. Bunların hepsi bir ikaz, bir uyarı.
...
Bakın helak olan toplumlara.
Neden ve ne ile nasıl helak olmuşlar.
Hani şu “Tarihi antik şehir“ diye bulunan yer altındaki şehirlere bir bakın.
Medyen halkı şiddetli bir ateş ile yok oldu. Bu gün ise hava sıcaklığı 40 dereceyi geçiyor.
Ad Kavmi. Kulakları patlatan bir kasırga ile yok oldu.
Semûd Kavmi, Lut Kavmi, Medyen Halkı, Ashabu’r-Ress, Kârûn ve mahiyeti depremle yok oldu
Lut kavminde ya da pompei halkı ayrıca Vezüv yanardağının patlamasıyla lavlarla taşlaştı.
Nuh kavmi sel felaketi ile yok oldu.
Yok olan bu kavimlerde,
Allah’ın hoşlanmadığı,
Zulüm, adaletsizlik, haksızlık, gayri ahlaki işler, kibirlilik ve kendini beğenmişlik olduğu için yok edilmiş.
Günümüzde bu kavimlerin yok olmasına neden olan sebeplerin hepsi mevcut.
Ama Müslümanlar hala bunlardan bir ders almış değil.
Yaradan ikaz üstüne ikaz yapıyor.
Uyarı üstüne uyarı yapıyor.
Ama Müslüman hatasından vazgeçmede inat ediyor.
Bildiği yanlışları işlemeye devam ediyor.
Sonucun buraya doğru gittiğinin farkında bile değil.
İsra suresi ayet 16 da bakın Yaradan neyi emrediyor;
“Biz bir memleketi helâk etmek istediğimiz zaman, oranın azgınlık ve şımarıklıkta ileri gitmiş olanlarına itaati emrederiz; ama onlar bunu dinlemez, tam aksine orada isyan edip günah işlerler, böylece üzerlerine azap hükmü kesinleşir, biz de orasını darmadağın eder, altını üstüne getiririz.”
Durum buraya gidiyor mu gitmiyor mu?
Hak, hukuk yok olmuş. Adalet yerle bir edilmiş. Ama hala yanlış davamızdan vazgeçmiyoruz.
Bakın her Cuma günü imamlar minberden sesleniyor;
“Allah adaleti emrediyor”
Ama uyan yok.
Uymayanların akıbeti de yaklaşıyor.
Herkes aklını başına alsın.
Sizi yanlışa götüren insanların peşinden gitmekten vaz geçin ki helak olmaktan kurtulun.
Azaptan kurtulan bir tek kavim var.
O da hatasından döndüğü için, yanlıştan döndüğü için helak olmaktan kurtulmuştur.
Kendilerine azap geleceği bildirilince iman etmeleri neticesinde Yunus kavmi bu azaptan kurtulmuştur.
Rabbim gerçeği görüp de yanlıştan vaz geçen kullarından eylesin inşallah.
...
Her zaman doğru ve iyi insan olmaya bakın.
“Dinî, ırkı, rengi ne olursa olsun, iyiler her zaman iyidir.” (Hacı Bektaşi Veli )
İyilerin peşinden gidin sizi aldatanların değil.
Partizanlık sizi yok olmaya götürüyor haberiniz olsun.