(E) Albay ÖZNUR YILMAZ yazdı: "Teğmenlerin Atılması… TSK’daki Atatürkçü Subaylara Gözdağı mı?.."

-Aşağıdaki metinde koyu renk ile belirtilmiş bütün cümleler, BAŞKOMUTAN GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün kaleme aldığı “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal-Subay ve Kumadan ile Sohbet- ” Kitabından alıntıdır.-

Önce…

10 Kasım 2023…. Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk’ü Anma Töreni’nde neler oldu?

Törende bir teğmen iğne bulamaz!

…Ve Atatürk rozetini yakasına takmaz!

Bu teğmen, bazı silahdaşları tarafından hemen uyarılır.

Teğmenler arasında bir iğne bulunamaması! İle başlayan tartışmalar, WhatsApp mesajlarına taşınır.

…Ve iğne bulamayan! Teğmen ile ona tepki veren teğmenlerin TSK’dan ilişiği kesilir. Komutanlarının ise görev yerleri değişir.

*

İĞNEYİ KENDİMİZE ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRALIM!

4 Temmuz 2003 ‘de Süleymaniye’de ‘Çuval Geçirme Hadisesi’ ile başlayan ve 15 Temmuz 2016’da ayyuka çıkan TSK’ya sızan cemaat yapılanması ile bugün görünen köy;

TSK’da olay çıkarmak kolay!

Atatürkçü subaylar bu olaya tepki verdiğinde ise ‘olay çıkarmak ile suçlanıp’ TSK dan ilişiklerinin kesilmesi daha kolay!

*

TSK’da Atatürkçü Subayların işi git gide daha da zorlaşıyor.

15 Temmuz sonrasında Atatürkçü Subaylar;

Fetö hainlerinden kalan artıklarıyla,

Fetö'yle herhangi bir bağının olmadığı emniyet birimleri tarafından teyit edilmesine rağmen, sicil amirleri Komutanları tarafından ‘Fetö Mobbing’ine maruz bırakılmakla,

‘Fetöcüsün iftiraları ve "seni şikâyet edeceğim" tehditleriyle boğuşmaktadır.

*

1O Kasım Atatürk’ü Anma Töreninde Tuzla Piyade Okulu’nda yaşanan bu olayın ‘sosyal psikolojisinin’  TSK’ya kısa ve uzun vadedeki etkisi göz ardı edilmemelidir.

Sosyal psikoloji; yaşanan bir olayın ikili ilişkiler, grup davranışları üzerine tutum ve etkilerini, sosyal algı ve benlik etkileşimini inceler.

*

Olay çıkaran ile olaya müdahale edenlerin beraber ihraç edilmesi, TSK’da münferit bir olay gibi algılanmamalı…

Yoksa bu durum… TSK’DAKİ ATATÜRKÇÜ SUBAYLARA GÖZDAĞI mı?

SUS!

ATATÜRK’E SAYGISIZLIĞA SESİNİ ÇIKARMA!

HATIRLA...

TSK’DA İHRAÇ KAPISI; SADECE OLAY ÇIKARANA DEĞİL, OLAYA TEPKİ VERENE DE AÇIK!

*

Bu durumda…

Atatürk’ün izinden giden şerefli her TÜRK SUBAYI,

Birçok geleneğe bağlı olarak gelişen, olgunlaşan askeri disiplin duygusu ile

Başkomutanı ATATÜRK’e saygısızlık yapana tepki de mi veremeyecek?

“Nerede senin Atatürk rozetin” diye de mi soramayacak?

Yoksa… Subay TSK’dan -aman- ihraç edilirim diye bir yanlışı görüp de -maazallah- görmemezliğe mi gelecek?

*

Başkomutan ATATÜRK kaleme aldığı “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal Kitabı”nda;

“Gerçekleri görüp de söylememek ordunun işlemezliğine, değersiz kalmasına, savaşta vatanı kurtarmak için talep edilecek önemli görevleri görememesine gönül rızası göstermektir ki bu ihanet olarak adlandırılır..” der.

Kitapta; barış zamanının araç ve fırsatları ile savaş ve koşullarının gerektirdikleri arasında karşılaştırmalar yapılırken şerefli askerlik mesleği için günümüzde söylenen şu ezber söz de kırılmıştır.

KOL KIRILIR YEN İÇİNDE -artık- KALMAZ.

Bir yanlışı görüp de konuşmak her subayın vatan borcudur. Can borcudur. Aziz Türk Milletinin ilelebet varlığına hizmet etme uğrunda en kutsal vazifedir.

*

Başkomutan Gazi M. Kemal Atatürk kitabında; Şerefli askerlik mesleğini yürütenlerde olması gereken manevi nitelik ve yeteneklerin neler olduğunu açıklar.

Bir subay; “Hayatını ve konforunu düşünmemesi gereken durumlarda, hayatını ve konforunu vatanı ve Aziz Milleti için feda etmeyi şeref bilir.”

“ İyi bir ordu kurulmasında çeşitli etkenlerin en etkilisi kuşkusuz doğrudan başındaki yöneticinin etkisidir,” der.

…Ve orduya sızmış cahil ve gafilleri nasıl uyardığından da bahseder.

“Ordu Müfettişliğe ulaşan bir dilekçesinde;

… Komutanların adlarını belirtiğim kişilerden ibaret olduktan sonra… Orduda eğitim ve öğretimde verim beklemek de emir komutada itaat ve disiplinde iyi şeyler aramak da serapta su aramak gibidir.

Verilen emri anlamadan kabul eden alay komutanları…” da der.

*

“ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL” KİTABINI…

10 Kasım’da yakasına rozet takmak için iğne bulamayan teğmen, cemaat kökenli diğerleri ve ‘Atatürk’e minnet duymuyorum’ diyen herkes okumalıdır.

Atatürk; “Okumayan ve bilmeyenler okumadıkları ve bilmedikleri için vatan sevgisinden yoksun, bunun eğitimin almış onlar da vatanın gereksinimlerine yaraşır şekilde çalışmaktan kaçınıp eğilimleri huzur ve rahattan yana olursa, bu vatanı kimlerin yaşatacağı ve bu vatanda yaşamak ve buna sahip olmak hakkının ne yüzle iddia edeceği iyice düşünülmelidir..” der.

Sözlerine devam eder;

Ordunun esenliğini vicdanen düşünen namus ve ahlak sahipleri ikiyüzlülükten uzaktır. Üstün ahlak sahibi olanlar çoğunlukla barış ve güvenlikte gönül okşayıcı bakışları üzerlerine çekmekten çok bu tür şeyleri önleyecek şekilde konuşurlar.

Sonra ne olduğu sizce de bilinir. Denildi ki; Yükselen feryadın anlamı yoktur. Bu aşırı çaba gereksizdir belki de cinnettir.

Yok. Yok… O feryat cinnet eseri değildi. O feryat bugünkü felaketi vicdan ve akıl gözü ile görebilmekten kaynaklı ıstırapların tepkileriydi.

Gerçekte bir gün Sirenayik harekâtının- Birleşik Krallığı’nın Bingazi ve Derne’yi işgali- meydanından Balkan yangınına koşarken…

Bir gün Afrika sahilinden beni, vatanıma ulaştıracak yolların kapanmış olduğunu görürken…

Bir gün işittim ki… Vatanım Selanik ve orada anam, kardeşim, bütün akraba ve hısımlarım -içyüzlerini anlattığım için vatanımdan kovulduğum kişiler tarafından- düşmana bağışlanmıştır.”

Başkomutanımız kitabında;

Camilerin kiliseye dönüştürüldüğünü, Müslüman kızlarımızın ve kız kardeşlerimizin düşman kucaklarında dolaştığını, yetimlerin ve yaşlıların düşman çizmeleri altında can verdiğini, yüz binlerce göçmenin aç, çıplak, yağmur ve kar altında yollarda perişan olduğunu görmek en çok bizi, subayı acı acı düşündürmelidir. Çünkü bunların olmaması için düşmana gerilecek siper bizim göğüslerimizdir.” der.

*

Kitapta bir subayda olması gereken özellikler anlatılır.

Bir subayda olması gereken en üstün özellik de… İNİSİYATİF!

10 Kasım’da Atatürk rozetini yakasına takmayan teğmeni uyaran teğmenler inisiyatif kullanmış, yapılması gerekeni yapmışlardır.

*

Atatürk kitabında, Almanya’da gördüğü ve ‘fedakârlık, yiğitlik, cesaret’ şeklinde isimlendirdiği müzelerinden de bahseder;

Büyük şan ve şerefli hayatları ortaya koyan komutanların betimlendiği büyük tablolar alay garnizonların salonlarını süslemekte…

Bu bahtiyarların kafalarını parçalayan, bedenlerini delen düşman kurşunları ve mermi parçaları da buralarda bulundurularak fedakârlık, yiğitlik ve cesaret müzeleri oluşturulmaktadır.

Bu görev kurbanlarının kanlarını akıttıkları çarpışmalarının yıldönümünde bu salonlar özel törenle açılır ve adı geçenler şükranla anılır ve bu törenler gelecek kuşaklara örnek oluşturur ve onları yüreklendirir.”

*

Biz de ise bugünlerde…

Uçurumun kenarındaki yıkık ülkemizi, tam bağımsız ayağa kaldıran, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Başkomutanımız Atatürk, ölüm yıldönümünde türlü iğneli oyunlarla, minnetle anılmak istenmez.

Yakın tarihte de…

Heykel yapmanın günah değil heykele tapmanın günah olduğunu -hala- idrak edemeyen, kafasının içinde bilinç tapınağı yerine taş tapınak inşa edenler, Samsun’da Atatürk Anıtı’na saldırırlar...

Zihinlerde bilinç tapınağının inşası için…

*

Atatürk’ün kendi yazdığı “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal “ kitabı gibi ebedi eserleri okunmalı ve şu sözleri daha iyi anlaşılmalıdır.

Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir.

Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir..”

*

Atatürk’ün fikirlerine bağlı teğmenlere geçmiş olsun der, tez vakitte görevlerine iade edilmelerini temenni ederim.

Sevgi ve bilgiyle..

______________________________________________

Kaynak:

“Zabit ve Kumandan ile Hasbihal” Kitabı, Yazarı M. Kemal ATATÜRK İş Bankası Yayınları, 2020

“Türbülans” Kitabı, Yazarı OZ NUR-Öznur Yılmaz, 2020, oznuryazar.com

.....

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız

.....

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.