Bursa Arena E'Gazete
2018-02-21 20:19:07

Abbas Mohammadı..

HİKMET ÖCAL

21 Şubat 2018, 20:19

Sevgili Okurlar, bugünkü köşe yazımda, sizlere Afgan Sinema Yönetmeni, dostum Abbas Mohammadi’ yi tanıtmak istiyorum.

Afganistan’ daki terör ve dayanılmaz hayat şartları, dostumun ve ailesinin önce İran’a; daha sonra da Türkiye’ye göç etmelerine neden oluyor.

Trabzon’a yerleşen bu güzel aile, Abbas Mohammadi’ nin ve oğlunun gece gündüz demeden çalışmaları sayesinde ayakta kalmaya muvaffak oluyor.

Afganistan Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan ve Afganistan Devleti’nden ödüller alan yönetmen, son Filmi “Sessiz Gözyaşları” ile Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, İngiltere, Fransa ve daha birçok ülke tarafından, ülkesinin Dışişleri Bakanlığı kanalıyla davet ediliyor ve bu ülkelerdeki sinema salonlarında filminin oynaması için izne sahip oluyor.

Ancak, yönetmen maddi olanaksızlıklar nedeniyle yapılan tekliflere olumlu yanıtlar veremiyor.

Voice of America, BBC, TRT gibi önemli kanallardan gelen muhabirler, Abbas Mohammadi ile röportajlar yapıyorlar ve televizyonlarında bu röportajları yayınlıyorlar. Pek çok gazete muhabiri de kendisi ile röportajlar yapıyor ve bu röportajları gazetelerinde yayınlıyorlar…

Abbas Mohammadi, son filmi “Sessiz Gözyaşları”nda, Afganistan’ da çoluk- çocuk, genç- yaşlı demeden insanları öldüren terörden kaçabilmek için, Afganistan’ da sınır boyunca, insanların diğer ülkelere geçmelerini sağlayan insan kaçakçılarına; boğazlarından keserek ve aç kalarak verdikleri paraları ve bunu başarabilenlerin, göç ettikleri ülkelerde karşılaştıkları zorlukları anlatıyor…

İnsanın kanını donduracak olayların yaşandığı bu filmde, yönetmen ve küçük kızı da rol alıyorlar.

Olaylar 2013 yılında Afganistan’da başlıyor. Terör ülkede kol gezerken, can güvenlikleri hemen hemen hiç kalmayan pek çok aile reisi gibi, filmdeki ailenin reisi de, karısının ve kızının hayatlarını kurtarabilmek için, Onların göç edebilmelerini sağlayacak insan kaçakçılarına, hayatı pahasına, para veriyor. Ancak, verilen parayı beğenmeyen kaçakçılar, ana- kızdan yalnızca birine yardım edebileceklerini, kızın kendilerinde kalmasını, babanın daha fazla para getirmesi durumunda, kıza da yardım edeceklerini söylüyorlar. Bu iğrenç teklifi reddeden aile evine dönmeye hazırlanırken; bu acıklı duruma şahit olan bir genç, insan kaçakçılarına, kendisini para getirilinceye kadar rehin almalarını söylüyor ve onlardan anne ve kıza yardımcı olmalarını istiyor. İnsan kaçakçıları bu teklifi kabul ediyorlar. Fakat ailenin reisi, bu yürekli delikanlıyı kurtaracak kadar para temin edemiyor. Bunun üzerine bu karaktersiz insanlar, pek çok çaresiz insana yaptıkları gibi, delikanlının böbreğini alarak ahlaksızca alacaklarını tahsil ediyorlar.

Bu arada göç eden ana-kız için çok zor bir yaşam mücadelesi başlıyor. Kız bir yerde iş buluyor, ancak kazandığı para kiraladıkları iki göz odanın kirasını ödemek için yeterli olmuyor. Anlayışsız ev sahibi, zorluklarını çok iyi bildiği bu insanlara yardım etmek yerine; Onları evinden çıkarmakla tehdit ediyor. Daha sonra, böbreği alınan zavallı genç, bir şekilde sınırı aşmayı başarıyor; kıza ve annesine ulaşıyor. Tek böbrekli olmasına rağmen gece- gündüz çalışarak ana- kıza yardımcı oluyor. Fakat tek böbreği olduğundan, bir süre sonra eskisi gibi çalışamıyor. Bu sıkıntılı süreçte, kızın annesi vefat ediyor. Yaptıkları hayat mücadelelerinde başarısız olan kız ve delikanlı, sonunda ülkelerine dönmek zorunda kalıyorlar…

Trabzon’da, sinemada bir hafta boyunca gösterimde kalan; bu insanların çektikleri azapları, ailesinin hayatlarını kurtarabilmek için çoktan kendi hayatlarından vazgeçen insanların göz yaşartan dramını anlatan film, Trabzon’ da çok ses getirmişti…

Yönetmen, insan kaçakçılarının şahsiyetsizliklerini, insanlara yaptıkları zulümleri, tecavüzleri ve çaresiz insanların organlarının alınmasını olanca çıplaklığıyla gözler önüne sererken, izleyicilerin kendilerini olayların içinde gibi hissetmelerini sağlıyor…

Yaklaşık beş yıldır, ailesiyle birlikte Trabzon’da yaşayan ve kendisiyle tanımış olmaktan onur duyduğum gözü pek yönetmen Abbas Mohammadi, kendisine ve ailesine kucak açan Türk Milleti’ne minnet borçlu olduklarını belirtiyor. Ayrıca, kendisinden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen ressam Zekeriya İskefiyeli’ye de yürekten teşekkür ediyor…

Sevgili Okurlar, kendi ülkesinin Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan ve Devleti’nden ödüller alan, dünyanın en önemli yazılı ve görsel basınına röportaj veren, ancak bu ülke yetkililerince kendisine yapılan davetleri, maddi olanaksızlıklar nedeniyle kabul edemeyen sanatçının bir isteği; Göçmenlerin dramını tüm dünyaya anlatabilecek başka filmler yapmak gibi ışıltılı bir hedefi var. Bu anlamda, imkan sahiplerinin yardımları; yönetmenin, göçmenlerin mücadelesini dünyaya anlatabilmesinde çok önemli rol oynayacaktır…

Ayrıca, Abbas Mohammadi, birlikte çalışabilecekleri sanat gönüllülerinin de, projeleriyle kendisine ulaşmalarını arzu etmekte…

Sevgili Okurlar, gelin bu anlatılmaz çabaya birlikte el verelim…

Abbas Mohammadi: GSM: 0 538 980 46 81,

E mail: vahdatfilm@gmail.com

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.