İbret ve ders niteliğinde olabilecek çok önemli bir gece.

Saat 22 de açıklanan hafta sonu sokağa çıkma yasağından bahsediyorum.

Hem insanlığımızı, hem anlayışımızı, hem dinimizi, hem de terbiye ve ananemizi sorgulayacağımız çok önemli iki saat yaşadık.

Hataydı, kusurdu, sorumsuzluktu, öngörüsüzlüktü, acemilikti ne derseniz deyin işin o kısmını irdeleyecek değilim. Çünkü toplumsal panikler daima iç açıcı olmayan sonuçlar doğurur, Allah beterinden saklasın Ülkemizi.

Anlamak ve anlatmak istediğim tema şu;

Markette sırasını kaptığınız kişi ya da son makarna paketini elinden çekiştirdiğiniz kişi ya da son süt şişesini daha çabuk davranarak elinden aldığınız kişi ya da corona virüsünüzü yakın temas ve fırın kuyruğunda bulaştırdığınız kişi sizin ya komşunuz, ya mahalleliniz ya vatandaşınız ya din kardeşiniz.

Böylesi bir illiyet bağıyla bağlı olduğunuz toplumun diğer fertlerinden önce davranarak alışveriş etmenin, rafı boşaltmanın veya kilerinize stoklamanın nelere kadir olduğunu düşünmüşsünüzdür umarım.

Yani, siz sofranıza yiyecekleri dizmişken karşı komşunuz ekmek bulamamışsa, çocuklarına ekmekli ninniler söylüyorsa siz o sofraya oturur musunuz?

Komşu, bebeğine mama yapmak üzere süt almamışken siz aldığınız sütten sütlaç yapmaya ve yemeye utanmayacak mısınız?

Üst katta oturan teyze yaşı itibariyle evden çıkamayıp market rafına yetişememişse ve ihtiyacını alamadığı için o günü oruçlu geçirmeye niyetlenmişse onun duasından faydalanmayı umuyor musunuz?

Yan binada oturan öğrenciler, paraları çıkışmadığı için son iki saatte sokağa çıkmayıp kaderlerine razı olmuşlarsa, siz stokladığınız erzakları kullanmaya utanmayacak mısınız?

Evinde yiyeceği olmayan ve istemeye utanan bu vesileyle belki de beddualar eden komşunuzun yüzüne bakabilecek misiniz?

Alışveriş çılgınlığında yakın temastan dolayı hastalığı bulaştırdığınız komşunuz, 2 hafta sonra mekan değiştirdiğinde yakınlarına taziye duygularınızı ifade edebilecek misiniz?

Farz edin, maratonu siz kazandınız, yiyecekleri, içecekleri, sigarayı stokladınız ve yasak süresinden çok daha uzun sürede sizi evde tutmaya yetecek. Madalya töreninde geride bıraktıklarınızın yüzüne hangi sıfatla bakacaksınız..

Hani; "komşusu aç iken tok yatan bizden değildi"

Hani; "kendin için istediğini Müslüman kardeşin için istemediğin sürece, kâmil bir mü’min olamazsınızdı"

Hani; "zekat, sizin malınızdaki fakirlerin hakkıydı"

Hani; "sadaka ömrü uzatırdı"

Hani; "komşu, komşunun külüne muhtaçtı"

Hani; "bir elin verdiğini diğer el görmeyecekti’’

Hani; "veren el, alan elden üstündü’’

Hani; "biz insandık, bizim kültürümüzde sadaka taşı anlayışı vardı’’

Hani; "askıya ekmek asanlardık’’

Yani, hepsi çöpe gitti, kim daha önce yetiştiyse aldı, gerisinin ne olduğu önemli değil…

İşte, bizi anlatan görüntülerle sosyal medya çalkalanıyor.

Allah, bu anlayışımızdan ve vicdansızlığımızdan dolayı bizi cezalandırmasa bari, yoksa halimiz harap.

Umarım, bu anlayışsızlığın bedelini toplum olarak acıyla ödemeyiz..

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.