Bir köyde hastalık, salgın, kıtlık, açgözlülük, çatışma, kavga, hırsızlık artmışken, artık insanlar her şeyin iyiye gideceğinden umudu kesmişken, biri çıkmış “bir kurtarıcı var, o gelecek ve her şey düzelecek” diye bir söylenti yaymış. Herkes buna inanmış ve bütün köy bir kurtarıcı beklemeye başlamış.

Her gün bir grup insan hiçbir şey yapmıyor, sadece köyün girişindeki çeşme başına gelip bekliyorlar ama gelen kimse olmayınca evlerine dönüyorlarmış.

Her geçen gün kalabalık daha da artmış. Bunu gören uzaklardan gelen bir gezgin onlara böyle bir şey olmadığını, boşuna beklediklerini anlatmaya çalışmış ama anlamak istemiyorlar, tek umutlarını da kaybetmek istemiyorlarmış.

Her geçen gün işler daha da kötüye gidiyormuş. Açlık, sefalet, hastalık, hırsızlık, kavga, cinayetler, felaketler vb. artıyormuş. Kalan sağlamlar bir çare arıyorlar ama bulamıyorlarmış. Onlar da umudu bu “kurtarıcı” hikâyesine bağlamışlar.

Bir sabah gün ağarırken bir atlı gelmiş ve çeşmenin başına bir kutu bırakmış ve hızla uzaklaşmış. Sonra köyün kurtarıcı bekleyen ileri gelenleri bu kutuyu açmışlar, içinden bir mektup çıkmış.

Mektupta şöyle yazıyormuş:

“Kurtarıcıdan,

Hiç kimseden sizi kurtarmasını beklemeyin. Siz hiçbir çaba göstermezseniz, hiçbir şey değişmez.

Başkalarında değişmesini istediğin şeyi önce kendinde değiştirmelisin! İnsanlar nasıl olsun istiyorsan önce sen öyle ol!

Başkalarını suçlayarak durumu düzeltebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Önce “ ben neyi yanlış yapıyorum?” diye dönüp kendinize sormalısınız.

Değişim kendinden başlar, böylece herkes değişir. Ancak ondan sonra bolluk, bereket, sağlık, refah, huzur, barış gelir.

Kavgalar, anlaşmazlıklar kendi kendine çözülmezler. Dinlemek ve anlamaya çalışmak, anlayışınızı yükseltmek için çaba göstermelisiniz.

Belki içinizde kendinden çok emin olanlarınız var. Her şeyi bildiğini, herkesi anladığını sananlarınız. Onların bile ”ben diğerlerini anlıyor muyum?” diye kendine sorması gerekir.

Uzlaşmak için bunu istemek gerekir. Siz bir uzlaşma mı istiyorsunuz? Yoksa kendi istediğinizin olmasını mı?

Sevgi en önemli şey! Size birbirinizi sevin diyemiyorum. Çünkü bunu yapabileceğinizi sanmıyorum. Ama bunun için çaba göstermeye çalışın. En azından bu istek olsun içinizde. Önce kendinizi sevin.

O zaman ihtiyacınız olan yardım gelecektir. Kurtarıcının size yardım edebilmesi için sizin de çaba göstermeniz gerekir, başkalarının değişmesini istemek yerine, siz değişmeyi istemelisiniz. Ondan sonra kurtarıcı gelip size yardım edebilir.”

Mektubu okuduktan sonra herkes birbirine bakmış ve doğru söylüyor diye mırıldanmışlar.

“Harekete geçme zamanı şimdi haydi” diye bağırmış bir delikanlı.

“Ben başlıyorum çalışmaya, herkesle konuşmaya, dinlemeye, yardım etmeye. Gelen var mı? Kendini değil başkalarını düşünme zamanı!”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.