Tam yazımı yazmaya başlamıştım ki, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gece açıklaması (24 Mayıs 2022 saat 22.00) gündemi değiştirdi.

Şöyle diyordu Kılıçdaroğlu:

Bugün grup konuşmamda bürokratlarımıza seslendim. Az da olsa suça bulaşmış olanların hizmet ettikleri kişiler tarafından hiç umursanmadıklarını söyledim. Onların kurtarma planlarında siz yoksunuz dedim.

Ama size de bir iyilik yapıyorum, sizi bu suç gemisinden indirmek istiyorum. İnin kurtarın kendinizi. Çünkü hiç gündemlerinde yoksunuz. Onlar planlarını yapmaya devam ediyor.

Çok sayıda paralel planları var. Bugün ben içlerinden çok vahim birini açıklıyorum. Belgeler elimizde. Para akışlarının hepsi elimizde... Paravan bir vakıf kuruyorlar. Başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar. Ama vakfın asıl yönetimi, Erdoğan ailesi üyelerine ait. Şimdi bu paravan yapının izin çıkarma hakkı kazanması için paraya ihtiyacı var. Türkiye'den iki vakıf seçiliyor, TÜRGEV ve ENSAR. Bu vakıflar başlıyor bir Amerikan vatandaşına göndermeye. Para gönderimi listesinin sonu yok. Hepsinin dökümleri elimizde. Sevgili halkım 1 milyar DOLARI transfer ediyorlar.

Erdoğan, çık söyle. Bu para gönderttiğin paravanın başında senin ailenden kim var? Çık söyle aileden kim gönderiyor bu paraları? Ve yine aileden kim alıyor bu paraları karşı taraftan? Çık anlat. Çekinme.

JOHNSON MEKTUBU VE İNÖNÜ’NÜN YANITI

Aslında yazımın ana konusu MHP lideri Devlet Bahçeli’nin NATO’ya rest çektiği Grup Toplantısı (24 Mayıs 2022) konuşmasıydı.

Bahçeli’nin konuşmasındaki NATO ile ilgili sözleri bana, ABD Başkanı Johnson’un Kıbrıs konusunda gönderdiği tehdit mektubunu ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün verdiği cevabı anımsattı.

Johnson, 5 Haziran 1964'te Başbakan İsmet İnönü'ye iletilen mektubunda, ‘Türkiye'nin Kıbrıs adasına tek taraflı müdahalesinin Türk ve Yunan tarafları arasında savaşa yol açabileceğini, ayrıca bu savaşın Sovyetler Birliği'nin Türkiye'ye müdahale ihtimalini doğuracağını, NATO'nun ise böyle bir durumda Türkiye'yi savunma konusunda isteksiz olacağını ve ABD'nin Türkiye'ye sağladığı askeri malzemenin bu müdahalede kullanılmasına izin verilmeyeceğini’ vurguluyordu.

İnönü ise buna, "Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse, Batı ittifakı yıkılabilir... Yeni şartlarda yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de bu dünyada yerini bulur" yanıtını veriyordu.

BAHÇELİ’NİN İNÖNÜVARİ RESTİ

İnönü’nün restinden yaklaşık 60 yıl sonra bu kez MHP Genel Başkanı Bahçeli NATO’ya rest çekiyor, şöyle diyordu:

“Türkiye’nin baskı ve dayatma altına alınıp sürecin oldu bittiye getirilmesiyle İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya dahil edilmesi karşısında Ankara kriterleri anında işleme koyulmalıdır.

Eğer şartlar içinden çıkılmaz hale bürünürse NATO’dan ayrılmak bile alternatif bir tercih olarak gündeme alınmalıdır.

NATO’yla var olmadık, NATO’suz da yok olmayız.

Türkiye’nin itirazları ciddiye alınmıyorsa NATO’daki varlığı da ciddiye alınmıyor ve saygı görmüyor demektir.

İhtiyaç hasıl olursa, gelişmeler başka bir seçenek bırakmazsa, Türkiye’nin, Türk dünyasının ve 57 İslam ülkesinin da içine katılacağı yeni bir güvenlik teşkilatının kurulması mümkündür, belki de en doğrusu budur.

Mesela, ‘Asya ve Ortadoğu Güvenlik Örgütü’ (ASORGÜT) ismiyle kurulacak güvenlik teşkilatı aynı zamanda NATO’nun dünya genelinde dengelenmesini de sağlayacaktır.”

SADAT’IN ASRİKA PROJESİ

Tabi bir de SADAT’ın ASRİKA Projesi var.

SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi, 24 Haziran seçimleri sonrası değerlendirmelerinde, 2023 seçimlerine giden yolda, ASRİKA projesini öne çıkaracaklarını ve AKP hükümetinin de ASRİKA projesine yoğunlaşacağını öne sürüyordu.

Peki, neydi bu ASRİKA projesi?

ASSAM, 2017 yılından bu yana her yıl “ASRİKA Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongreleri" düzenliyor. Bu kongrelerde anayasa taslakları ortaya çıkarılarak ASRİKA’nın temel amaçları belirleniyor.

Birinci ASRİKA Kongresi, 23-24 Kasım 2017 tarihinde “Geçmişten Geleceğe Yönetim Biçimleri” başlığıyla İstanbul’da toplandı. Kongrenin sonunda bir anayasa taslağı kaleme alındı. 63 sayfa ve 181 maddeden oluşan, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde hazırlanan “İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası” ile ayrı bir yönetim şekli, askeri gücü, yargısı, başkenti, bayrağı, dili olan “İslam Devletler Birliği” kurulması öneriliyordu.

Bu anayasanın 6. maddesine göre, ASRİKA İslam Devletler Birliği’nin resmi dili Arapça, bayrağı, kırmızı-yeşil zemin üzerine beyaz ay ve milli devlet sayısı kadar yıldız, başkenti İstanbul/Türkiye olarak belirleniyordu.

ZORLU (HİLELİ) SEÇİM

İktidar Partisi ve yandaşının seçim yasalarında yaptıkları, keser gibi kendilerine yontan değişikliklere ilişkin iptal istemi Anayasa Mahkemesi’nde incelenirken, YSK da yontma konusunda çalışmasını aralıksız sürdürüyor.

İşte, İLHAN DEMİR’in anlatımıyla bu yontma çalışmalarından bazıları:

Arkadaşlar Sandık Eğitimindeyim, çok önemli değişiklikler var, bunların çıkarılması kanuna da aykırı imiş, bunların yazılması gerekiyor. CHP düzeltilmesi için baskı yapıyormuş.

1. Sandık Başkanının teslim aldığı ve sabah hazırlık esnasında sayımı yapılan boş zarf ve pusula sayılarının yazıldığı bölüm tutanaktan çıkartılmış,

2. Sandığa ait seçmen listesinde olmadığı halde kanun gereği (sandık kurulu üyesi veya görevli kolluk kuvveti olarak Örnek 142 belgesiyle) oy kullanan seçmen sayısının belirtildiği bölüm tutanaktan çıkartılmış.

3. Geçersiz sayılan zarf ve pusulalar ile hesaba katılmayan zarf ve pusulaların, geçersizlik veya hesaba katılmama nedenlerinin yazıldığı bölüm tutanaktan çıkartılmış,

4. Halk oylamasına katılan seçmen sayısı tutanakta yer alırken, sandıktan çıkan zarf sayısı ile zarflardan çıkan oy pusulası sayısının yazıldığı bölüm tutanaktan çıkartılmıştır.

Bundan önceki pek çok seçimde tecrübe ettiğimiz üzere, yukarıda sıraladığımız hususların tutanak ile kayıt altına alınması, seçimin ve sayımın sağlıklı olması açısından çok önemlidir.’

İYİ HAFTALAR

remzidilan_ 48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.