Evet sevgili dostlar, geçen akşam yaşanan Beyrut’taki patlama hadisesi çok önemlidir. Lübnan, Ortadoğu’nun en önemli ve kilit noktasında bulunan bir devlettir. Yaşanan bu üzücü hadise her ne kadar bir mühimmat deposunda çıkan bir patlama gibi lanse edilse de asıl hadise çok başka. Bu hadiseyi anlamak için Lübnan’daki seçimleri Hizbullah’ın kazanması ve sonrasında yaşanan çatışma ve operasyonlara bakmak gerekir. Özellikle de 27 Temmuz 2020 de yaşanan çatışma hususu çok önemlidir…

27 Temmuz’da Lübnan'daki Hizbullah güçleri İsrail sınırında bir saldırı gerçekleştirdi. Güdümlü füze ile gerçekleştirilen saldırıda bir aracın vurulduğu ifade edilmişti. Olay üzerine İsrail ordusu bölgede askeri operasyon başlatmıştı. Fakat bu sıradan bir füze saldırısı değildi. İsrail’in elit suikast timi Kidon’un önde gelen bir komutanı öldürülmüştü. Saldırı sonrası herhangi bir can kaybı ya da yaralanma yaşanıp yaşanmadığı ile ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. (Yapılmamasının nedeni de bu kişinin kimliğinin gizli tutulmasından dolayıdır).. Benim edindiğim bilgiler ölen kişinin Ortadoğu’daki pek çok suikast ve önemli olayda parmağı olan üst düzey bir gölge istihbaratçı olduğu yönünde. İran için Kasım Süleymani ne ise, İsrail için de bu öldürülen kişi aynı derecede önemliydi. Bu saldırı İsrail’i epey bir sarsmıştı. 27 Temmuz’dan itibaren Mossad başta olmak üzere, İsrail’de Lübnan sınırında bir hareketlilik olduğu da görülmektedir. Bir nevi intikam saldırısı denilebilir buna…

İsrail ve Lübnan arasındaki son zamanlarda artan gerilimin de büyük bir yansıması olacaktı. Hem öldürülen üst düzey Kidon Komutanı, hem de yaşanan çatışmalardan dolayı İsrail Lübnan’ı şiddetli bir şekilde cezalandırmayı kafasına koymuştu. Bunu yaparken de taşeron bir örgüte havale etmek için de planlarını çoktan oluşturmuştu. Bu taşeron örgüt ise IŞİD… Sözde Müslüman cihatçı bir örgüt özde ise İsrail ve ABD’nin çıkarlarına hizmet eden Mossad güdümünde bir taşeron örgüt olan Işid’e de, bunu üstlenmeleri için emirler çoktan verilmişti. Nitekim Beyrut’ta yaşanan bu patlama hadisesi profesyonel bir eylem idi. Yani Işid terör örgütünü aşan durumlar var ortada. Görünen Işid ama Mossad’ın da teknik desteğini görmek mümkün. Patlamaya bakılırsa Beyrut küçük ölçekli nötron bombası ile vurulmuş olabilir. Zaten vurulan bölge özellikle seçilmiş ve 27 Temmuz olayının intikamını almak için Hizbullah’a ait silah deposunun olduğu yer de özellikle vurulmuş gibi… Bu iddialar Hizbullah ve İsrail tarafından yalanlansa da dikkate değer bir husustur. Hizbullah taraftarlarına güçlü görünmek için yalanlayabilir, İsrail ise olayı başka şekilde göstermek ve failin ısrarla Işid olduğunu vurgulamak için yalanlayabilir…

Bütün bu hadiseler ve gelişmeler önemli bir detayı da görmemizi sağlıyor. Işid tekrardan hortlatıldı ve bu eylemler Lübnan ile sınırlı kalmayacak gibi. Lübnan hadisesinin perde arkası 27 Temmuz saldırısı ama başka ülkeler üzerine de eylem planları yapılabilir. Bu saldırı Ortadoğu’da sıcak çatışmaların da fitilini güçlü bir şekilde ateşleyeceğe benziyor.

Ve son söz:  "Ortadoğu’daki güçler dengesinde yakın zamanda büyük değişimler olacaktır. Bu değişimler 2021 yılında yaşanması muhtemel büyük bir bölgesel savaşında fitili olacaktır.’’

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.