Kader ile keder; bir harf ile manası değişen iki kelime, aslında bir manada tüm yaşamın özeti gibi; ardına baktığında keder, önüne baktığında kader. Her insani sırlarla dolu bir yasam bekliyordu doğduğu andan itibaren. Oysa tamamen yazgı denilen olayla, mancınıkla bilinmeze fırlatılmış bir gülle gibiydik. Kendi yaşamımızla birlikte kimlerin hayatını şekillendirmeye, kimlere umut kimlere acı vermeye kimleri onarıp kimleri yıkmaya dağıtmaya kodlanarak güdümlü füze gibi hedefe kitlenmistik. Kimimiz maraba, kimimiz aga, kimimiz en altlarda sürekli sömürülen taban, kimimiz koltuğa yapışıp kalan günbegün semiren hakan oldu.

Ülkemizdeki yanlış uygulanan tarım ve ekonomik politikalar, eğitim ve öğretimde sıkıntılar onca istismar ve talan; son yıllarda Türkiye’ye inanılmaz organize bir saldırı var. Fatsa, Finike, Cerattepe, Saros, Sinop, Yassıada, Uzungol ve son günlerde Kazdağıları ile gündeme gelen maden istilası.

Bizler Türkeş bey “Türkün karaçalılısını da sevmek gerek” dediği için ülkücü olduk, MHP li olduk, sizlere oy verdik. Memleketin şerefiyle onuruyla oynayarak ormanlarımızı tarumar ediyorlar. Hiç mi arınıza gitmiyor. HDP li vekillere mi düşer Türkmen tahtacılarımızın evliya ağaçlarını savunmak! Bostan korkulukları sizi! “Yaş kesen, baş keser” diyen sizin atanız değil miydi ?

Pek muhterem Osmanlı torunları! Akape iktidarında çok yol kat edildi diyenler. Hani o harami misali haraç kesilen yollar kat edilirken katledilen onca kutsalımızı onca değeri görmezden gelenler. Bu arada KUTSAL kelimesinin anlamını yanlış algılayıp yaşamını bu rayihada sürdüren “god” kafalılara bi açıklama yapalım. Kutsal dediysek; kutsal olan mesela eğitimin kendisidir, egitimci, öğretmen değil. Kutsal olan insan sağlığıdır, hemşire değil, doktor değil. Kutsal olan inancın kendisidir. Hacı, hoca, dede, yogi değil. Kutsal olan devletin kendisidir; başkan, bakan, vekil, parti değil. Kutsal olan davanın kendisidir, reis, lider, örgüt, teşkilat değil. Bireylere tapmadan birşeye bağlanamadığımız için burnumuz boktan çıkmıyor.

Kimi üniversite hocasını, tarikatlar şeyhini kutsal sanıyor. Davayı; bırakın lideri, parti binasını somutlaştırıp tapan milyonlar; on milyonlar demeliyim belki de var. Devlette çalışan adamlar (atanmışı da, seçilmişi de) kendini devlet sanıyor, itaat bekliyor. Devletin kudretini kendi kudreti sanıyor. Çevresindeki şakşakçılarda devlet diye ona itaati şeref sanıyor. Herkes kutsalının hatasını, günahını görmezden gelmekte birbiriyle yarış halinde.

Sonuçta kimsenin kutsalı diğerinden daha az kutsal değil.

Bizler de Allah’a inanıyor, peygamberini seviyor ve hesap gününden korkuyoruz.

Bu temel iman akidesinden sonra ehli beyte, ehli sünnete din büyüklerine ihtimam gösteriyoruz. Fakat bir fani siyaset adamını onlar kadar sevmiyoruz diye bizi din duygusuna lakayt farz ediyorlar. Onlara oy vermeyen 40 milyon insanın dinini üç kuruşluk partiyle ölçüyorlar; bilinç altlarında kendilerini, partilerini ve başkanlarını Allah'ın peygamberin ve amentünün yerine koymasalar bunu yapamazlar. İşte onca büyük mesele varken, bir kurban bayramını daha geride bırakırken, kebap başından ayrılmayanlar kurban kesenlere düşman oldu, savaş ilân etti; bi rahat bırakın insanları, Türkün bin senelik töresi, ananesi, kültürü hakkında boş boş konuşmayın.

Danadan, davardan akrabanız mı var? Bu millet Kurban da keser, namazda kılar, ister şarap, ister kımız, ister zemzem içer, semah da döner, size ne?

Ne aşağılık kompleksiymiş yıllardır çıkıp gitmedi.

Siz önce ahlaklı olmayı ananıza atanıza konunuza komşunuza selam verip, kul hakkına girmemeyi, saygı duymayı toprağına, ormanınıza ağacınıza, suyunuza sahip çıkmayı öğrenin. Öyle açık büfe otellerde, içine beton saçılmış tatil yörelerinde, malak gibi yiyip içip güneşlenip bu anlayışta tatil yapıp dinlence değildir yaşam felsefesi.

Ben hepinizin yerine müjdeliyorum ahirette bunun hesabını ağır ödeyecekler.

Allah kibirlenenleri hatta birde kendi yerine ilahi kudret yerine kibirlenenleri sevmez. Bir de bunları putlaştırıp tapanlar, mümin kardeşlerini kafir yerine koyup dinden çıkma tehlikesi ile karsı karşıya kalanlar, keşke cahiliye dönemindeki gibi helvadan putlar yapıp yeseydiniz, daha masumane olurdu.. Yakında sizin tanrılarınız kanınızı şerbet edip sizin helvanızı yiyecekler Mevla rahmet eylesin. (pardon affınıza sığınarak bir de “Milletin ***** koyacağız" demişlerdi değilmi?.. Vatan üzerinde bir takım sığırların yaşadığı kara parçası değildir,, alevisiyle, sünnisiyle ateisti, deisti ile ağacı ormanı ile kurdu ve kuşuyla, kedisi, köpeği ile, deniziyle, denizdeki balığıyla, topyekun yaşanılan yaşatılandır. Hani ırmağının akışına ölüyorduk, vatan namustu hani!.. )

Kutsal öküzler aşkına neye inanırsanız inanın, inancınız aklınızın önüne geçmesin.

YAZININ DİBİ: Herkes bir ömür cennetin anahtarını aradı, bir kimya, bir sihir, bir iksir. Mutluluğun sırrını yanlış yerde arıyorlar. Orada olmadığı malumdur. Bu hazineyi hayal edenler, bu hayal ile hazineyi kaçırıyorlar. Bütün bunlar mantıklı iki kelime ile özetlenebilir buna ister anahtar deyin ister remz.. İnsanların arayıp durduğu bu kimya rahat bir ‘Vicdan’ ve ‘Aşk’tır, gerisi çer çöp…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.