Son dönemde Ortadoğu’daki hareketliği iyi analiz etmek gerekmektedir. Özellikle İsrail bölgede yaptığı görünen ve görünmeyen hamleleri ile yeni Ortadoğu güç merkezini kurmaya çalışıyor. Buna da yaptığı işbirliği anlaşmaları başta olmak üzere bazı örtülü operasyonları örnek gösterilebilir. Son yapılan BAE-İsrail anlaşması bölgede bir domino etkisi olarak peş peşe yeni anlaşmaları da beraberinde getirecektir. Şuan da sırada Bahreyn başta olmak üzere Sudan gibi ülkeler var. Hatta Suudi Arabistan’da bu anlaşmalara göz kırpmaktadır…

İsrail bölgedeki etkinliğini giderek arttırmaktadır. Bu etkinliğin önünde ise birinci derecede sorun olarak algıladığı ülke ise Türkiye’dir. Çünkü bölgede Türkiye eskiden olduğu gibi toparlayıcı ve güç eksenli bir merkez kurarsa, İsrail’in kuruluşundan bu yana hayal ettiği ve bir nevi İsrail’in Kızılelması olan "Büyük İsrail Projesi" çöpe gider… İsrail hiçbir zaman bölgedeki etkinliği Türkiye’ye kaptırmak istemez. Bunun içindir ki bölgede Türkiye’ye karşı kendi güç eksenin de bir cephe açmaya çalışıyor. Mesela Mısır ile Türkiye’nin anlaşmasını İsrail hiçbir zaman istemez. Bunun için de Mısır’ı kuklası Sisi vasıtası ile Türkiye’ye karşı her eylemin içine sokmaya çalışıyor. Aynı şekilde Mısır-Yunanistan anlaşmasının da arka planın da AB’den çok İsrail vardır. Yunanistan İstihbaratı KİP ile İsrail İstihbaratı MOSSAD tarafından bu konuda önemli anlaşmalar var.

Yine baktığımız zaman İsrail’in Lübnan hamlesi de Türkiye ile alakalıdır. Lübnan Türkiye ile Doğu Akdeniz’de önemli bir anlaşma aşamasındayken Beyrut saldırısını yaşadı. Yine baktığımız zaman Suriye Devlet Başkanı Esad’ın Türkiye ile anlaşmak için yaptığı açıklamalardan sonra İsrail, Suriye’ye karşı peş peşe hava harekâtları düzenlemiştir. Türkiye bölgede kiminle bir anlaşma içine girse İsrail el altından bir şekilde bunu bozmaktadır. Bunun daha çok örneği vardır. İsrail Ortadoğu’da büyük bir oyunun kurucusu olmak için son kozlarını oynamaktadır. ABD’den de bu konuda kendisine müthiş bir destek vardır… Avrupa Birliğinden de Fransa’nın destekleri gayet önemlidir. Hatta Balkanlardan da Sırbistan gibi ülkeleri ABD sayesinde bir şekilde istediği vaziyete getirebilmektedir.

İşin ilginç yanı İsrail bu denli büyük bir stratejiyi sürdürürken, Türkiye’de birileri ısrarla İsrail ile anlaşma yapılması gerektiğini savunuyor. Katiline aşık sendromunu yaşayan bu kişilerin Tel-Aviv eksenli bağlantılarını da iyi deşifre etmek gerekmektedir. Üstelik bazıları ise Siyasal İslamın içinde olan kişilerdir. Siyasal İslam ayağı ise desteği direk Muhammed Dahlan’dan almaktadır. Hem Finans yönünden hem de birçok güç yönünden Dahlan endeksli kişilerdir bunlar… Maalesef ki bu kişiler bilerek veya kötü niyetli psikolojik savaş yaparak zihinlere Türkiye ile İsrail’in anlaşması gerektiğini ufaktan ufaktan deklare etmektedirler. İsrail’in amacı belli! Bölgede Büyük İsrail’in temellerini iyice atmak ve hayata geçirmek... Büyük İsrail Projesi demek aynı zamanda bölünmüş Türkiye demektir. Malum Büyük İsrail sınırları ABD’den veya Almanya’dan geçmiyor. Fırat Nehri Dicle nehrini kapsıyor. Yani Türkiye’yi direk etkilemektedir. Bu projeye karşı samimi ve gerçek Müslümanlara çok görev düşmektedir. Siyonizm tehlikesine karşı ancak güçlü bir şekilde planlı ve programlı bir şekilde mücadele edilebilir. Bu bağlamda Türkiye bölgede güçlü ittifaklara ağarlık vermelidir. İsrail bölgede bir nevi Türkiye’yi de yalnızlaştırmaya çalışmaktadır. İsrail’in sahaya sürdüğü bölgedeki en etkin adamı Muhammed Dahlan’a da çok dikkat etmeliyiz. Dahlan’ın önemli bir kolu Türkiye’dedir. Bunlar aldıkları talimat gereği, Türkiye’de kanlı eylemler planlamaktadır. Özellikle de Küçükçekmece’de yakalanan DAEŞ’li hususu iyi incelenmelidir. Bu kişinin eylem planları içinde Ayasofya’da vardır. Bu bir taşla iki kuş vurma projesidir. Bu konuya çok dikkat edilmeli ve Dahlan bağlantılı hücreler ivedi bir şekilde tespit edilmelidir. Çünkü hala aktif olan hücreler var. İsrail, Dahlan üzerinden Ortadoğu’ya nizam vermeye çalışıyor. Bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. Tüm tehdit ve engellemelere karşı biz doğru bildiğimizi söyleyeceğiz. Türk Devleti her daim ite çakala gününü gösterecek kuvvet ve kudrete sahiptir. Buna inancımız tamdır…

Ve son söz: "Ne Hristiyanın Haçı, ne Musevinin yıldızı Ortadoğu’yu aydınlatamaz. Ortadoğu’yu ancak İslam’ın Hilali, Türk’ün mührü aydınlatabilir."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.