Karanlık yıldızsız bir gece çok uzaklardan bir baykuş sesi duyuluyor hu huuu hu.. hu huu hu.. Karanlıktan korkardım önceleri, şimdi karanlığa sığınıyor insan, kendi içine, içine çekiliyor.

Onca şamata gürültü arasında gün doğarken, her bir saatte nerede bir cinnet hali yaşanıyor diye soruyorum kendime ve akabinde paranoyak düşünceler. Insan suretinde gezen onca yaratık var. Bir kesim domates, biber, patlıcan derdinde; kimileri de hem domates, biber, patlıcan, hem de can derdinde.

Bugün insan olanların insani yerleri çok ağrıdı. Lise öğrencisi bir kız çocuğu babasını öldürdüğünü itiraf etti. Annesini korumak adına, öldürüp tandırda yakılan bir baba! Baba müsveddesi; olayın detaylarına girip bunalımdan ölmek istemiyorum. Her türlü pisliğin içine ailesini çeken bir mikrop temizlendi. “Hem kendini yaktı hem beni yaktı” dedi çocukcağız. Ve peşine ekledi “pişman mısın?..” dendiğinde; “Annem için değer” dedi. “Annem için değer..”

Ne deyim bunun üzerine sözün bittiği anlar. Anneler ağlamasın evlatların canı yanmasın, bir çare, bir dua, bir imdat! Hangi tarafa el açalım Rabbim, sana sığındık sana güvendik. Üç maymunun oynandığı ahlak ve adaletten yoksun bu kara devirde sen bizlere yardım et. Küçücük evlerin içinde ceplerin değil, insanlık hatırına dostlukların kurulup kollandığı günleri özledik.

Bakıyorum, damat konuşuyor gubara gubara; "Türkiye büyüyor, zerzevatın yükselen değeri düşüyor” diye.. Hâlbuki bir cümle zerzevatın haricinde yükselen bir değer daha var ki, o da “yükselen alçaklık!..”

Diğer yandan cici babası, hain Feto'nun kumpasından nasıl kurtulduğunu, "Hz. Peygamberin müşriklerin elinden mağara kapısına ağ ören örümceğin Allah’ın izniyle kurtulması" ile örtüştürüyor. Seviye ve mertebede level atladık, Tanrıya ramak kaldı!..

Geçenlerde Sivaslılara şöyle hitap ediyor; “Sivas’ta bizden evvel üniversite var mıydı? Hayırrrr.. “Biz yaptık bizzz”

Tabi canım her birseyi siz yaptınız. Sizin tabirinizle “maşallah, barekallah, tebarekallahh”.

Türkiye’nin en eski ve en geniş kampüslü üniversitelerinden Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Cumhuriyetin kuruluşunun 50. yılı anısına, 9 Şubat 1974 tarihinde 1788 Sayılı Kanunla 11000 dönüm arazi üzerinde kurulmuştur. 1974 yılında tıp fakültesi ile eğitime başlamıştır. İlahi arkadaş, yahu beyni olanlar da dinliyor seni, onu hiç hesaba katmıyor musun?

Problemler sıkıntılar ya dış güçlerin, ya da bay Kemal’in işi.. Sanki 16-17 senedir biz yönetiyoruz, ya da bay Kemal yönetiyor ülkeyi.. İrade, iktidar, sermaye, güç kimin tekelinde? Sizi ne için getirdi millet başa?

Modern büyüyen Türkiye’de kotalı tanzim satış noktaları kuruluyor. Fabrika mı? Sanayi mi? Tarım mı? O ne ki ula? Yakında bitinizi bile ithal edecekler. Ama devlet bekası için cumhur ittifakına devam… ×+y= neydi?..

Hindi denen hayvanı bilirsiniz. Bunun cücüğü hayli hassastır. Çanaktan su içerken bağrındaki tüy ıslansa, o ıslağa da hafif bir rüzgâr değse, hemen ölüverir.. Bizim memlekette böyle hemen en ufak şeylerden ölüm kalım “bekaaa sorunu” yaşayan tipler için “gülü civcisi gibi” derler. Türkiye’de "gülü civcisi" mi oldu acaba? “Bekaamız” mesela, Nizip'in, Hacıköy’ün, Merzifon’un, Çiçekdağ’ın falan üç beş yıllık belediye başkanlığının hangi partide olacağına bağlı yani.. Te Allah’ım, Ya Rabbim...

Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana. Hep danalardan ötürü bostan lobisi; hadi üstünüzü örtün de cereyanda kalıp üşütmeyin. Vampirlere biraz daha lazımsınız, daha mart kapıdan baktıracak..

“Zihin paraşüt gibidir. Açık değilse işe yaramaz” Demiş [Frank Zappa]..

Aklınızı kollayın.

Bir kısmınızı çok seviyorum..

YAZININ DİBİ:

Vicdan, Bir Sevinç Kaynağıdır..

“Rahat bir yaşamda mutluluk yoktur, mutluluk çekilen acı pahasına satın alınır. Kişi mutlu olmak için dünyaya gelmez. Kişi mutluluğunu kazanır, her zaman da çektiği acılar pahasına. Bunda hiçbir haksızlık yoktur; çünkü vicdan, herkesin göze almak zorunda olduğu deneyimler sayesinde elde edilir. Izdırap ve acı çekme, geniş bir akla ve derin duygulara sahip olan insanlar için bir mecburiyettir. Bence gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.” (Suç ve Ceza, Dostoyevski)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.