Sen,

Uzun gecelerin yorgun şahidi.

Gönlünden akan yaşı kâğıda dizen,

Kimsesiz ve yaralı adam.

Neden akşamlara yazarsın, bu şiirleri.

Korkar mısın gece denen nesneden?

Karanlık mı ürkütür, ya da, sessizlik mi nedeni?

Önce, güle âşık edersin bülbülü, aklını başından alıp,

Sonra, salarsın, güllerin arasına öksüz bırakıp.

Aradığı sevgiliyi buldurmak mı öncesi,

Yoksa, gönlüne mil çekip,

Aşk ateşinde yakmak mıdır Türkçesi?

Onu da, kendine benzetirsin bilirim.

Oysa;

Her yerin karanlık olduğunu, yaşayan sensin.

Akşamlara hüzünlenen,

Gecenin matemini aşkına saran,

Ayrılık bestesi, yapan da sensin,

Âsûde geçen demini saklayan da.

Dışarısı keskin ayaz ve soğuk,

Daha, sabaha çok var.

Boşalttığın kadehlerde kaybolan anıların,

Titrek ve bulanık,

Sis perdesinin ardında,

Bir sonraki durakta bekler seni.

Mazide bıraktıklarına yanarsın belki de,

Ölüm sessizliğinden ürküp,

Geri dönmek istersin gençliğine.

Sen,

Karanlıkların bekçisi,

Sözlerin efendisi,

Duygusal ve koca adam.

Cevap ver bana, şimdi.

Ayrılık, yaman kelime deyip,

Ölümden beter anarsın ayrılığı.

Hangisi daha zor sence.

Hangisi, daha iyi anlatır yokluğu?

Ayrılık şarkısını yazan şairler,

Bilir mi ki ölümü.

Bu kadar kesin konuşur.

Sanki, ölmüş gibi başka bir zamanda.

Ne zaman, ölüm uğrarsa bana.

Gelsinler, o dem ayrılık şairleri.

Anlatayım hangisinin daha zor olduğunu.

Gem vurulmazsa dilime.

Belki ondan sonra, kimsesiz ve yorgun şairler,

Başka tür şiir yazarlar, ölüme.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.