Geçenlerde Sosyal medyada bir video izlemiştim. Konusu, Rize ilimizde inşaat işçilerine saldıran ve kendilerini ülkücü olarak nitelendiren bazı kişilerin yaptığı olay üzerine, bir müddet sonra olay mahalline gelip konuşma yapan bir gençle ilgiliydi. Gelen kişi kendini ve olayı şöyle tanımlıyordu.

- Ben Rize Ülkü ocakları başkanıyım. Bu ilde Ülkü ocakları adına yapılacak her şeye ben karar veririm. Sorumlusu da benim ancak bu yapılan rezilce hareketi tasvip etmiyorum. Sizler bizim kardeşlerimizsiniz. Elini bozkurt işareti yapanları ülkücü olarak bizden bilmeyin ve öyle bir rahatsızlığınız olursa bize şikâyet edin. Memleketim adına sizlerden özür diliyorum, sizleri çarşıya indiğinizde çay içmeye büroma bekliyorum. Lütfen hakkınızı helal edin.

Bu konuşmayı dinleyen hemşerilerimiz de müessif olayın tatlıya bağlandığını başlarıyla tasdik ediyordu.

Hem konuşanı hem dinleyeni olgunluklarından dolayı tebrik ederim.

Bu olayı anlatmamdaki gayem şudur.

13.Ekim.2018 tarihinde Sakarya’da oynanan Sakaryaspor-Amedspor maçıyla ilgili görüş bildirmektir. Gene sosyal medyadan ve de Amedspor yöneticilerinin telefonla çektiği görüntülerden anlıyoruz ki, konu birkaç kişinin sebep olduğu önemsiz bir olay olmaktan ötedir.

Şöyle ki ;

Bir spor karşılaşması yapılır, yenen olur yenilen olur. Sporun kendisi barıştır, kardeşliktir diye bilinir. Ancak Sahanın dev ekranlarında terörle mücadele görüntüleri ile birlikte milliyetçi siyasilerle özdeşleşmiş Türkiyem şarkısının çalınması, soyunma odalarına hücum edilmesi konuyu başka boyutlara ve tahriklere taşımaktadır.

Neden mi?

Stadlarda yapılan farklı tezahüratlar veya dışarıda tartışmalarda rol alan kişiler ferdidir, cahildir, sinirlidir, çocuktur, gençtir, fanatiktir vb. gibi nedenlerle hoş görülebilinir. Ama stadyumun dev ekranlarına bu yayını aktaran, müsaade eden, görmeyen, engellemeyen yetkili ve yöneticiler kimlerdir bunları bilmek gerek.

Aklıma gelenleri sıralayayım.

Bunu birkaç fanatik seyirci yapamaz. Yayını yapabilecek yetkide birileridir.

O ilin mülki ve idari amirleri vardır. Sahadaki güvenlik güçlerinin sorumlularının verecekleri bilgilerle bu konudan haberdar olmak ve engellemek zorundadırlar.

Spor adına sahada güvenlikten tutun, kural ihlallerine kadar her şeye müdahale edebilecek gücü ve yetkisi olan TFF görevlilerinin buna engel olmaları gerekir.

Her şeyden öte barış ve kardeşlik adına takım yöneticiliği yapanların içinde olgun ve aklı başında olanların buna seyirci kalmamaları gerekir.

Takımların soyunma odalarına girebilecek kişi sayısı çok azdır. Hem görevli kartı hem başka yetkiler aranmaktadır. Bu insanlar kimlerdir ve amaçları nedir? Kim araştıracaksa biran önce halka bilgi vermelidir.

Bütün bu olanlardan sonra olay sıcakken ülkenin güvenliğinden sorumlu makamda olan sayın büyüklerimizin bu konuya değinmeleri, nasihat ve tavsiyelerde bulunmaları ve gerekli soruşturmaları açtıklarını bildirmeleri gerekir.

Şimdi bu yapılanlara kimse değinmezse, yapanın yanına kar kalırsa yarınki günde daha büyük olayların olmayacağını kim garanti edebilir.

Diyarbakır’ın her kahvesini, işyerini aradan 18 yıl geçmesine rağmen o menfur olayda şehit edilen GAFFAR babanın resimleri süslemektedir. Aynı yıl içinde şampiyonluk kupası ile merhum babamızın mezarını ziyaret ettiğimizde bizlere SAKARYA / Hendek halkının nasıl sahiplenildiğini bilenlerdeniz. Biz de her zaman aynı duygularla karşılık vermişizdir. Yani aynı babanın çocukları misali…

Bu kardeşliği bozmaya hiç kimsenin hakkı ve haddi yoktur. İlgililerin ve Devlet büyüklerinin bir an önce bu konuya el atıp sporun barış ve kardeşliğe vesile olduğunu anlatarak gerekli işlemleri yaptırdıktan sonra öncelikle AMEDSPOR takımı sporcu, yöneticilerinden ve bununla birlikte Diyarbakır halkından özür dilemeleri gerekmektedir.

Sahalarda yapılan çirkin tezahüratlara, uygulamalara, haksızlıklara set çekelim ki, bizim kardeşliğimizi kimseler bozamasın.

Saygılarımla…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.