2021 yılını 31 Aralık günü itibariyle bitiriyoruz. 2021’in 365 gününde sıkıntılı günler yaşadık. Bizler, eskiyi uğurlarken yeninin ümidiyle “bir yılı daha yaşadık, bitirdik, yıprattık, eskittik ve gönderdik” diyerek "hadi git güle güle" demek isterdik ama maalesef olmadı. Çünkü, 2021 yılı, korona salgını sebebiyle bizleri evlerimize hapsederek sosyal hayatımızı bitirdi, moralimizi bozdu, duygularımızı ve düşüncelerimizi yıprattı. Sorunlar ve sıkıntılar yaşattı. En önemlisi, can kayıplarımız ile bizleri çok üzdü.
2021, bitti ve gitti. “Yaptıkların yanına kalsın, sende olanları al ve arkana bakmadan git” diyelim de 2022 yılına umutlu olacağımız beklentilerimizle taze bir başlangıç yapalım.
Salgın, şiddet olayları, orman yangınları ve sel gibi doğal afetler, terör ve vefat olayları, hayat pahalılığı, ekonomik, sosyal ve siyasi sorunların yaşandığı 2021 yılı, hiç de hatırlamak istemeyeceğimiz bir yıl oldu.
"Ne yıldı ama, neler oldu neler" diyeceğimiz 2021 yılı, Çin’de ortaya çıkan korona salgını ile başladı ve bu vahim durum 2 yıl boyunca gündeme geldi. Her gün, Dünyada ve ülkemizde telaş ve tedirginlik yaşandı. Hızla yayılarak hayatı tehdit etti ve 8 milyar insana korku ve panik yaşattı. Küçücük bir mikrop dünyayı salladı, hayat düzenini sarstı, insanları evlerine hapsetti.
2021 yılında orman yangınları, sel felaketleri ve kadına şiddet, kadın cinayetleri üzüldüğümüz komuların başında geldi. Siyasi çekişmeleri ve ekonomik sıkıntıları bildiğiniz için söz etmeye gerek duymuyorum.
Her yeni taze bir başlangıçtır. Yeni bir güne, yeni haftaya, yeni bir aya, yeni mevsime ve yeni bir yıla başladığınızda seviniriz, şükrederiz. Hayatımızdaki yeniliklerden mutluluk duyarız.
2021 yılı da diğer yıllar gibi unutulmayacak yönleriyle hafızalarımızda derin izler bıraktı. Duvarlarımızdaki son takvim yaprağı ile birlikte "benden bu kadar, ben yapacağımı yaptım" dedi, gitti ve bitti.
Bu yıl, yılbaşı kutlamaları yapmak, hediyeler vermek, çılgınca eğlenmek, Noel Baba’nın hediye vermesi için bacadan inmesini beklemek mümkün olacak mı bilemiyorum.. Sağlık, her şeyden önemli olduğu için hayatı tehlikeye (riske) atmak doğru da olmaz. Çılgınca ve israflı eğlence durumlarına "Hristiyan geleneği" diyerek karşı çıkanlardan, aç insanları düşünenler için tepki gösterenlere hak veririm. Tavır almanın ve tepki göstermenin bir anlamı ve amacı olmalı diye düşünüyorum. Yeniye sevinmek, yeniyle mutlu olmak sorun ve sıkıntı olmamalıdır.
Araştırmacı Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ hoca, 21 Aralık (günün uzamaya başlaması) gününün, “Yeniden Doğuş, Çam Bayramı” adıyla “Nardugan” denilen eski bir Türk geleneği olarak kutlandığını ve bu kültürü, Hun Türklerinin Avrupa’ya götürdüğünü ifade etmektedir. Eski Türklerde, “çam ağacı süsleme” (Akçam, Hayat Ağacı) geleneğinin ve Noel Baba denilenin Ayaz Ata olduğu anlayışının yaygın bir inanış olarak yıllarca yaşatıldığını belirtmektedir.
2022 yılından beklentilerimiz vardır. 1 Ocak gününden itibaren öncelikle sağlıklı, huzurlu uzun bir ömür yaşamak; yılbaşının barış ve başarı için ilk adımın atılacağı gün olmasını dilemek hepimizin ortak temennisidir.
Yeni yılda, başta Doğu Türkistan’daki zulmün, insanlık suçunun bitmesini ve masumların, mazlumların mağduriyetlerinin sona ermesini istiyorum. Yeni yılın, Türk dünyasına, İslam alemine hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Ülkemizde ve Dünyada savaşın, terörün, açlığın yaşanmamasını; kadına şiddet, hayvanlara eziyet olmamasını; temiz bir dünyamızın, kirlenmemiş bir çevremizin, organik hayatımızın ve hormonsuz günlerimizin olmasını temenni ediyorum.
Bütün kötülükler 2021 yılında kalmış olsun. 2022 yılı, bütün iyilikleri, güzellikleri sağlık ve huzur içerisinde yaşayacağımız bir yıl olsun...
Yeni yılınız kutlu, gönlünüz ve günleriniz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun.